8647
3 mart 2024 beşiktaş galatasaray maçında her zamankinden farklı bir kerem vardı sahada. daha doğrusu eski özelliklerini hatırlayan bir kerem.
şöyle açıklayayım;
kerem son zamanlarda daha çok pasör bir kanat oyuncusuna dönüşmüştü. yani topu aldığında sürmek yerine genellikle aralara uzun top atmaya çalışırdı. ben bunları yazarken, aklınıza hemen icardi'ye attığı uzun paslar geldi bile.
bu maçta ise, özellikle de ilk yarıda sürekli top sürmeye çalıştı. vücudunu koyuyor, başarılı bir şekilde dribbling yapıyor, estetik çalımlar falan tıpkı eski kerem gibi. bu konuda muhtemelen istatistikler de beni yanıltmayacaktır çünkü son zamanlarda bu kadar top süren bir kerem'i ilk kez görüyorum.
kendisi hakkında genel bir maç yorumu yaparsam da, ilk yarı ne kadar iyiyse, ikinci yarıda da bir o kadar etkisizdi. tabi bunu hücum anlamında yazıyorum çünkü bekine yardım etmede yine sınıfta kaldı. beşiktaş maç boyu istisnasız sürekli solumuzdan geldi ve sürekli köhn'le başa baş kaldılar. buldukları en net pozisyonların tümü sol tarafın boş olmasından kaynaklandı çünkü dediğim gibi kerem yardıma hiç gitmedi.
bunun dışında şunu da söyleyeyim, kerem başkaları gibi orasını burasını tutarak oynamamazlık yapmıyor ve aslanlar gibi sahaya çıkıyor. iyi oynar veya kötü oynar hiç önemli değil, önemli olan bu mücadeleden asla kaçmamasıdır. üstelik kendisi sahadaki ve mikrofon başındaki bizdir. beşiktaş maçı sonrası söylediği şeyleri yazarak entry'i sonlandırayım:
"bugün saha içinde bazı üstünlüklerin bizde olduğunu gösterdik. biz sadece rakibimiz fenerbahçe ile yarışmıyoruz. herkes birlik oluyor bize karşı. bugün o birlikteliği biraz da olsun bozduk."
şöyle açıklayayım;
kerem son zamanlarda daha çok pasör bir kanat oyuncusuna dönüşmüştü. yani topu aldığında sürmek yerine genellikle aralara uzun top atmaya çalışırdı. ben bunları yazarken, aklınıza hemen icardi'ye attığı uzun paslar geldi bile.
bu maçta ise, özellikle de ilk yarıda sürekli top sürmeye çalıştı. vücudunu koyuyor, başarılı bir şekilde dribbling yapıyor, estetik çalımlar falan tıpkı eski kerem gibi. bu konuda muhtemelen istatistikler de beni yanıltmayacaktır çünkü son zamanlarda bu kadar top süren bir kerem'i ilk kez görüyorum.
kendisi hakkında genel bir maç yorumu yaparsam da, ilk yarı ne kadar iyiyse, ikinci yarıda da bir o kadar etkisizdi. tabi bunu hücum anlamında yazıyorum çünkü bekine yardım etmede yine sınıfta kaldı. beşiktaş maç boyu istisnasız sürekli solumuzdan geldi ve sürekli köhn'le başa baş kaldılar. buldukları en net pozisyonların tümü sol tarafın boş olmasından kaynaklandı çünkü dediğim gibi kerem yardıma hiç gitmedi.
bunun dışında şunu da söyleyeyim, kerem başkaları gibi orasını burasını tutarak oynamamazlık yapmıyor ve aslanlar gibi sahaya çıkıyor. iyi oynar veya kötü oynar hiç önemli değil, önemli olan bu mücadeleden asla kaçmamasıdır. üstelik kendisi sahadaki ve mikrofon başındaki bizdir. beşiktaş maçı sonrası söylediği şeyleri yazarak entry'i sonlandırayım:
"bugün saha içinde bazı üstünlüklerin bizde olduğunu gösterdik. biz sadece rakibimiz fenerbahçe ile yarışmıyoruz. herkes birlik oluyor bize karşı. bugün o birlikteliği biraz da olsun bozduk."