10423
saha içine dair eleştirmeyeceğim hocamızı, bu konuda kararlıyım. çünkü "galatasaray'ın çok iyi bir kadrosu var" cümlesi bir illüzyondan ibaret. bırakalım 1996-2000 dönemi ile karşılaştırmayı; mevcut futbol takımımız bence 2011-2012 sezonu kadrosu kadar bile güçlü değil. yıldız isimler çok belki ama bu isimlerin büyük çoğunluğunun kalitesi ve formu çok eskilerde kalmış. geçmişte kalmış. sanılan, anlatılan kadar güçlü değiliz. kusursuz bir kadromuz varmış gibi bir yaklaşımla hocaya saha içi tercihlerinden ötürü yüklenmek çok doğru değil.
benim hocaya dair eleştirim saha dışı ile ilgili. otorite ve disiplin ile ilgili. son bir hafta içerisinde önce uefa avrupa liginden, sonra da türkiye kupasından elendik. bu bazı sirenlerin çalmasına sebep vermeli takımda, bu sirenlerin çalmasını da hoca sağlamalı. kırmızı alarma geçilecek bir durum yok tamam ama sarı alarm gerekiyor gibi gözüküyor. hoca bu noktada beni biraz şaşırttı açıkçası tavırlarıyla. avrupa liginden elendik, "üzgünüz ama bir de iyi yandan bakalım. türkiye'ye konsantre olacağız. hedefimiz 3 kupa" dedi. bu demeçten bir sonraki hafta kupadan elendik; "lige konsantre olacağız, haftada bir maç oynayacağız. iyi olan tarafı da var" dedi bu sefer demaç sonrasında. bu açıklamaları, bu bakış açısını doğru bulmuyorum. galatasaray bir hafta içerisinde iki kulvarda yarış dışı kalıyorsa, bu durum takımın bir silkelenmesi gerektiğinin göstergesidir. "çok iyisiniz, her şey yolunda" bakış açısı takıma sadece ciddiyetsizlik getiriyor, rehavet getiriyor. bunu dün akşam çok net bir şekilde gördük. avrupa liginden eleniyoruz, bir yaptırım yok. türkiye kupasından eleniyoruz, bir yaptırım yok. bu iki neticenin de olumlu veya hayırlı bir tarafı yoktu galatasaray için ama bu iki neticeyi alan futbolculara "kendinize gelin" demek yerine, futbolcuların başlarını okşamayı tercih ediyoruz. şubat ayı içerisinde iki organizasyonda yarış dışı kalan, 1 mart itibariyle elinde sadece süper lig kalan takımın şu an itibariyle hak ettiği bir övgü yoktur. okan buruk takımın vidalarını gevşek tutan, oyunculura geniş bir konfor alanı sağlayan bir teknik direktör ama bazen de vidaları sıkmak gerekir. bir otorite, bir kararlılık ortaya koymak gerekir. bunu hiç yapmıyor hoca, sert bir tarafı da olduğunu futbolculara hissettiremiyor. futbolcularımızın hemen hepsi çok rahat. "avrupa'dan elendik ama şu açıdan da iyi oldu", "kupadan elendik ama öte taraftan lig için iyi bu" gibi demeçler sadece gereksiz bir gevşeme yaratıyor onlarda ve bu hiç iyi bir şey değil. biraz daha fazla disiplin, biraz daha fazla ciddiyet ve biraz daha fazla sertlik gerekiyor bu takıma bence. bu geldiğimiz noktada okan hocanın gerektiğinde kibar ve anlayışlı biri olmadığını takıma mutlaka göstermesi gerektiğine inanıyorum.
benim hocaya dair eleştirim saha dışı ile ilgili. otorite ve disiplin ile ilgili. son bir hafta içerisinde önce uefa avrupa liginden, sonra da türkiye kupasından elendik. bu bazı sirenlerin çalmasına sebep vermeli takımda, bu sirenlerin çalmasını da hoca sağlamalı. kırmızı alarma geçilecek bir durum yok tamam ama sarı alarm gerekiyor gibi gözüküyor. hoca bu noktada beni biraz şaşırttı açıkçası tavırlarıyla. avrupa liginden elendik, "üzgünüz ama bir de iyi yandan bakalım. türkiye'ye konsantre olacağız. hedefimiz 3 kupa" dedi. bu demeçten bir sonraki hafta kupadan elendik; "lige konsantre olacağız, haftada bir maç oynayacağız. iyi olan tarafı da var" dedi bu sefer demaç sonrasında. bu açıklamaları, bu bakış açısını doğru bulmuyorum. galatasaray bir hafta içerisinde iki kulvarda yarış dışı kalıyorsa, bu durum takımın bir silkelenmesi gerektiğinin göstergesidir. "çok iyisiniz, her şey yolunda" bakış açısı takıma sadece ciddiyetsizlik getiriyor, rehavet getiriyor. bunu dün akşam çok net bir şekilde gördük. avrupa liginden eleniyoruz, bir yaptırım yok. türkiye kupasından eleniyoruz, bir yaptırım yok. bu iki neticenin de olumlu veya hayırlı bir tarafı yoktu galatasaray için ama bu iki neticeyi alan futbolculara "kendinize gelin" demek yerine, futbolcuların başlarını okşamayı tercih ediyoruz. şubat ayı içerisinde iki organizasyonda yarış dışı kalan, 1 mart itibariyle elinde sadece süper lig kalan takımın şu an itibariyle hak ettiği bir övgü yoktur. okan buruk takımın vidalarını gevşek tutan, oyunculura geniş bir konfor alanı sağlayan bir teknik direktör ama bazen de vidaları sıkmak gerekir. bir otorite, bir kararlılık ortaya koymak gerekir. bunu hiç yapmıyor hoca, sert bir tarafı da olduğunu futbolculara hissettiremiyor. futbolcularımızın hemen hepsi çok rahat. "avrupa'dan elendik ama şu açıdan da iyi oldu", "kupadan elendik ama öte taraftan lig için iyi bu" gibi demeçler sadece gereksiz bir gevşeme yaratıyor onlarda ve bu hiç iyi bir şey değil. biraz daha fazla disiplin, biraz daha fazla ciddiyet ve biraz daha fazla sertlik gerekiyor bu takıma bence. bu geldiğimiz noktada okan hocanın gerektiğinde kibar ve anlayışlı biri olmadığını takıma mutlaka göstermesi gerektiğine inanıyorum.