10066
çok severim. acayip beğeniyorum teknik direktörlüğünü.
icardi'yi neden çıkarmadı, nbombele'yi her maç neden oynatıyor, kerem başlasa neden zaha yok, zaha oynasa neden kerem yok. tete neden oynuyor, barış alper neden beke geçti, oyuncu değişiklikleri neden geç kaldı. vesaire vesaire... birçok konuda eleştiriliyor.
yukarıdaki eleştirilerin çoğunda ben okan hoca'nın tarafındayım. biraz oyuncu değişikliği konusunda eleştirilerin tarafındayım. ama onu da biraz deşince anlayabiliyorum.
yukarıdaki çoğu eleştiriye bir yorum, bir anlam getirebiliyorum. tabii ki kendi çapımda. bunu şimdi yapmayacağım gerçi.
gelgelim tüm bunların dışında benim aklımda şu var: neden orta sahayı üçlemeyi hiç düşünmüyor hoca?
elbette buna da bir anlam yükleyebiliyorum. biz pres öncelikli, prese dayalı, önde oynamak ve önde çoğalmak isteyen bir takımız. böyle temellendik, böyle olgunlaştık.
fakat gerçekten düşünmeden edemiyorum. mesela ndombele oyuna girecekse ve mertens oyundan çıkacaksa neden mertens yerine ndombele girmiyor? neden bunu denemiyoruz? hiç denemedik bunu. ki ndombele ve kerem d. bu pozisyonu oynayan oyuncular geçmişte. iki sekiz-buçuk ile oynamak gibi olur. ve artık yorulan kerem d'nin ve ikilide zaaf gösteren ndombele'nin riskini de azalmış olmaz mıyız böylece?
üstelik çoğu maçta maç sonuna orta sahayı vererek kapatıyoruz. onu da belki düzeltmek için bir çözüm değil mi bu?
bu tercihi anladığımı (hücuma oyuncu almayı ve 4-2-3-1 gibi veya 4-4-2 gibi devam etmeyi) söyleyerek başladım. gerçekten bir neden bulabiliyorum. ama neden (üçlü orta saha oynamayı) hiç denemediği gerçekten anlayamıyorum.
ki bence bunu kısa dönemlerde deneyebilecek bir orta saha futbolcu topluluğuna sahibiz.
çoğu zaman şunu konuşuyoruz. birçok yerde. torreira'nın br şekilde yükünü hafifletmeliyiz. kerem d' ikilide zorlanabiliyor. oliveira keza öyle. nbombele öyle. berkan'ın yine öyle olduğunu konuşuyoruz. riski azaltmak için, en azından orta sahayı kaybettiğimiz ve geri almamız gereken anlarda üçlüye dönemez miyiz? kaldı ki sahada orta saha oynayabilecek iki bekle çıkıyoruz. bu rotasyonu yapabileceğimiz başka alternatiflerimiz de var.
bilmiyorum.
hala bu opsiyonu neden denemediğimiz konusunda bir fikrim yok. alternatifin neden denendiği hakkında bir düşüncem var elbette. sorun burada değil. benim eleştirim, neden denemediğimiz yönünde. çünkü şuna herkes katılırım sanırım. biz çoğu maçta oyunun belli dönemlerinde tamamen orta saha kırık şekilde oynuyoruz.
bazen öyle sekanslar oluyor ve orta saha o kadar kırılıyor ki dan dun vurmaya başlıyoruz, sürekli uzun oynuyoruz, o toplar bize geri dönüyor ve merkezimiz çok çabuk geçiliyor.
bu arada topu ileride tutabilsek hocanın tercihi çok makul oluyor. o da bir tercihtir. o da bir taktiktir. topun olduğu yere doğru çekilirsiniz çünkü. ister istemez rakip sahaya yerleşirsiniz.
anlıyorum yani.
dediğim gibi.
neyse. durumlar böyle.
not: üçlü derken üçlü orta saha.
icardi'yi neden çıkarmadı, nbombele'yi her maç neden oynatıyor, kerem başlasa neden zaha yok, zaha oynasa neden kerem yok. tete neden oynuyor, barış alper neden beke geçti, oyuncu değişiklikleri neden geç kaldı. vesaire vesaire... birçok konuda eleştiriliyor.
yukarıdaki eleştirilerin çoğunda ben okan hoca'nın tarafındayım. biraz oyuncu değişikliği konusunda eleştirilerin tarafındayım. ama onu da biraz deşince anlayabiliyorum.
yukarıdaki çoğu eleştiriye bir yorum, bir anlam getirebiliyorum. tabii ki kendi çapımda. bunu şimdi yapmayacağım gerçi.
gelgelim tüm bunların dışında benim aklımda şu var: neden orta sahayı üçlemeyi hiç düşünmüyor hoca?
elbette buna da bir anlam yükleyebiliyorum. biz pres öncelikli, prese dayalı, önde oynamak ve önde çoğalmak isteyen bir takımız. böyle temellendik, böyle olgunlaştık.
fakat gerçekten düşünmeden edemiyorum. mesela ndombele oyuna girecekse ve mertens oyundan çıkacaksa neden mertens yerine ndombele girmiyor? neden bunu denemiyoruz? hiç denemedik bunu. ki ndombele ve kerem d. bu pozisyonu oynayan oyuncular geçmişte. iki sekiz-buçuk ile oynamak gibi olur. ve artık yorulan kerem d'nin ve ikilide zaaf gösteren ndombele'nin riskini de azalmış olmaz mıyız böylece?
üstelik çoğu maçta maç sonuna orta sahayı vererek kapatıyoruz. onu da belki düzeltmek için bir çözüm değil mi bu?
bu tercihi anladığımı (hücuma oyuncu almayı ve 4-2-3-1 gibi veya 4-4-2 gibi devam etmeyi) söyleyerek başladım. gerçekten bir neden bulabiliyorum. ama neden (üçlü orta saha oynamayı) hiç denemediği gerçekten anlayamıyorum.
ki bence bunu kısa dönemlerde deneyebilecek bir orta saha futbolcu topluluğuna sahibiz.
çoğu zaman şunu konuşuyoruz. birçok yerde. torreira'nın br şekilde yükünü hafifletmeliyiz. kerem d' ikilide zorlanabiliyor. oliveira keza öyle. nbombele öyle. berkan'ın yine öyle olduğunu konuşuyoruz. riski azaltmak için, en azından orta sahayı kaybettiğimiz ve geri almamız gereken anlarda üçlüye dönemez miyiz? kaldı ki sahada orta saha oynayabilecek iki bekle çıkıyoruz. bu rotasyonu yapabileceğimiz başka alternatiflerimiz de var.
bilmiyorum.
hala bu opsiyonu neden denemediğimiz konusunda bir fikrim yok. alternatifin neden denendiği hakkında bir düşüncem var elbette. sorun burada değil. benim eleştirim, neden denemediğimiz yönünde. çünkü şuna herkes katılırım sanırım. biz çoğu maçta oyunun belli dönemlerinde tamamen orta saha kırık şekilde oynuyoruz.
bazen öyle sekanslar oluyor ve orta saha o kadar kırılıyor ki dan dun vurmaya başlıyoruz, sürekli uzun oynuyoruz, o toplar bize geri dönüyor ve merkezimiz çok çabuk geçiliyor.
bu arada topu ileride tutabilsek hocanın tercihi çok makul oluyor. o da bir tercihtir. o da bir taktiktir. topun olduğu yere doğru çekilirsiniz çünkü. ister istemez rakip sahaya yerleşirsiniz.
anlıyorum yani.
dediğim gibi.
neyse. durumlar böyle.
not: üçlü derken üçlü orta saha.
