• 127
    "atanınla tutanın iyi olacak" sözü düşünüldüğü taktirde bir futbol takımı için olmazsa olmaz denilen pozisyondur. çok şükür ki bizim kafamız 2011-2012 sezonundan beri bu konuda rahattı. kimi zaman formsuz zamanlar geçirse de, ayak kırılması ve parmak kırılması gibi ağır sakatlıklar dışında bizlerde sakatlıktan ya da formsuzluktan sebep kaçırdığı maç sayısı çok ama çok azdı fernando muslera'nın. ülkemizde yabancı kuralı gibi bir bela olmasından sebep "ya 1 adet yabancı hakkımızı kalede kullanmasak mı acaba" sözleri sürekli insanların arasında bir hayalet gibi dolaşsa da bir kalecinin nasıl bir takımın hikayesini değiştirebileceğini, şampiyonluk kupasının yarısını tek başına hak edecek özellikler gösterebileceğini hep birlikte gördük. sözleşmesinin en azından 1 sene daha uzatılması bence de çok güzel bir hareket olacak olsa da artık yavaş yavaş muslera döneminin sonuna geliyoruz. sneijder geldi geçti hepimizi kendine hayran bıraktı, gidişine üzülmemizi sağladı. en yakında sacha boey aynı etkiyi yarattı, çok para kazandırdığı için mutluluğu da hislerin arasına kattı. fakat muslera'nın ayrılışı çok ama çok başka bir şey olacak. bizler hep "efsanelerimizi" anma etkinliklerinde gördük. maç önünde plaket verdik. yaşlanınca bir ortamda ayakta alkışlattık. fakat bu adam bizim kalemizde oynarken bir efsane oldu. mondragon gibi çok iyi kaleciler gördük. taffarel gibi olağanüstü kaleciler gördük kalemizde. fakat hem süre, hem de başarı anlamında muslera çok aça çok acayip bir seviyede. şimdilik; 6 lig, 4 türkiye kupası ve 5 süper kupa şampiyonluğu bulunuyor. formamızdaki 4 yıldızdan 1 tanesini onunla beraber kazandık. karanlıkta onunla beraber kupa kaldırdık, kadıköy lanetini onunla bitirdik. schalke'nin umutlarını da onunla bitirdik, juventus'a 2 günlük maçı da onunla beraber yaşadık. öyle uzun süredir bizimle birlikte ki 10 yıllık skalada old trafford'ta önce penaltı kurtardı, yetmedi. 10 sene sonra o sahada zafere de şahit oldu. elbette dibi de gördü bizimle birlikte. başakşehir'den 4 gollü, 5 gollü mağlubiyetler alırken kaledeydi. korkunç geçen pandevli, prandellili şampiyonlar ligi serüvenlerinde de kaledeydi. her şeyi geçtim bu adam bizim ligimizdeyken terör saldırıları gördü, bir gazetecinin tesislerimizde kapıya sıkışması sonucu rahmetli olduğuna şahit oldu, çok büyük bir felaket olan depremi gördü. ve hepsine bizim kadar da üzüldü bu adam. bu adam harika bir kalecidir evet. fakat çok daha harika bir insandır. biz yakında sadece harika bir kaleci ile vedalaşmayacağız, biz muazzam kaliteli bir insanla vedalaşacağız kulüp olarak. işin üzücü kısmı en çok da o olacak. belki atanımız hala iyi olacak ama işin tutan kısmı kafalarda çok büyük bir soru işareti yaratacak. ve biz muslera ile belki 5-6 yıl sonra stadımızda yeniden buluşacağız. bu kez yanında artık büyümüş olan çocukları ile birlikte herhangi bir lig maçı öncesi plaket alıyor olacak. stadın ekranlarında eski görüntülerini göreceğiz ve de "kalemiz ona emanetken ne rahattık" diyeceğiz.
    belki bu başlık "kaleci"den ziyade "fernando muslera" özelinde yazılmış gibi durabilir. ama artık galatasaray için ve hatta tüm ülke içi "kaleci" dendiğinde, ligdeki en iyi kaleci dendiğinde de ilk akla gelen kişi "fernando muslera"dır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın