34988
ligin ikinci yarısı yeni başlamışken bu takımın oyunu geçen seneki takımın oyunundan fersah fersah geride desek kimsenin buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. kendimce biraz bunun nedenleri üzerine düşündüm ve bunu da değerli sözlük üyeleri ile paylaşmak istedim.
şimdi geçen seneye bir bakış atalım beraber. ligi antalya'da* açmıştık. kötü ve sıkıcı bir oyunla son anlarda gelen golle kazanmayı bilmiştik. ama oyun o kadar da iç açıcı değildi. camia olarak bunu bir çok nedene bağladık; sıcak hava, tamamlanmamış takım, yeni oyuncuların uyumu vs. ardından içeride giresun* karşısında hücum anlamında fena olmasak da şansız bir gol ile kaybettik zaten. sonraki hafta deplasmanda ümraniyespor'u* yine son anlarda gelen gol ile yenmeyi başardık ama takım hala umut veren bir oyun oynamıyordu. sonra trabzonda berabere kalıp ardından içeride gaziantep fk'yı eksik kalmamıza rağmen son dakika golüyle geçiyoruz. bu ana kadar hala takım umut vermiyor. ama öyle ya da böyle yarışın da içindeyiz. sonra kasımpaşa'yı deplasmanda 3-2 ile geçiyoruz ve içeride konya ile karşılaşıp maçtan 2-1 galip ayrılıyoruz. takım maç kazanıyor ama gerek fenerbahçe'nin güçlü oyun başlangıcı gerekse takımın oyununun zevk vermeyen hali taraftardaki inancı da zayıflatıyordu. nitekim adana deplasmanında berabere kalıp zirve yarışında bir darbe daha alıyordu takım. bunun üzerine gidip sezonun en kötü maçını kayseri'de oynayıp kaybediyordu. üstelik bu maç icardi'nin 11'de başladığı ilk maçtı ve kaybedilmişti. taraftar yavaş yavaş homurdanmaya başlamıştı. sonraki içeride alanya maçı mutlaka iyi oyunla kazanılmalıydı. işte geçen sene şampiyonluğun dönüm noktası bu maçtır. galatasaray bu maçı kazanamadı ama oyun çok güçlüydü. taraftar da hemen bu fark etti ve tekrar bir şampiyonluğa inanç sağlandı. ve sonrasında mutlu son.
peki bu sene farklı olan ne ? geçen sene bir oyunun doğum sancısını çekmiştik ve ortaya güçlü bir oyun koymuştuk. bu sene ligde neden o oyunu oynayamıyorduk ? bunun iki sebebi var bence. bu sene ligdeki rakiplerimiz bize topu daha fazla vermeyi tercih edip kompakt duruyorlar. cl'de bu oyunu oynayıp ligde oynayamamızın en büyük nedeni bu bence. biz şu noktaya kadar buna alternatif geliştirmedik. ama rakipler bize ne kadar topu bıraksa da pres oyunumuz da geçen seneki kadar kuvvetli değil bence. cl'deki rakiplerimizin ikisi topu ayağına alıp oynamak isteyen takımlardı ve iyi olmayan pres oyunumuz dahi onlara karşı fark yarattı. peki neden bu kadar iyi değil pres oyunumuz ? 8 numaranın eksikliği bir problem evet ama problem bundan daha büyük bence. geçen sene bu oyunun yüksek seviyede oynanmasına en büyük etken mevcut oyuncuların bu oyunu kabul etmesiydi. mertens, icardi, rashica, sergio bu oyuncuların hepsi oynanan oyunu benimsemiş ve görevlerini kabul etmiş oyunculardı. bu sene zaha, ziyech, tete gibi oyuncular maalesef bu oyunu benimseyemedi. bu yüzden de ön alandaki pres bir şekilde rakipler tarafından kırıldı. ndombele de mevcutta bu oyunu oynayamayacak seviyede olunca daha kırılgan bir takım olduğumuz için oyun gücümüz düştü. buna rağmen ortada geçen seneden daha iyi bir başlangıcın olmasında da gerek anadolu kulüplerinin çok kötü oluşu gerek de bizim oyuncu kalitemizin çok yukarıda olmasının sonucudur. bu sene takımı dikkatli izleyen herkes fark edecek ki zaha ön alan presine zamanında katılmakta kerem'e göre daha kötü. ziyech veya tete ile rashica arasında bu anlamda dağlar kadar fark var ve mertens bir yaş daha yaşlı. eğer zaha'ya bu oyunu benimsetemeyeceksek, eğer mertens'in görevini üstlenecek bir 10 numara takıma katamayacaksak bu oyun böyle gitmez diye düşünüyorum. zaha işini zaha'yı kenarda oturtup kerem'i asıl mevkisinde oynatarak çok rahat çözebiliriz ama birinin mertens'in pres oyunundaki görevini üstlenmesi şart.
şimdi geçen seneye bir bakış atalım beraber. ligi antalya'da* açmıştık. kötü ve sıkıcı bir oyunla son anlarda gelen golle kazanmayı bilmiştik. ama oyun o kadar da iç açıcı değildi. camia olarak bunu bir çok nedene bağladık; sıcak hava, tamamlanmamış takım, yeni oyuncuların uyumu vs. ardından içeride giresun* karşısında hücum anlamında fena olmasak da şansız bir gol ile kaybettik zaten. sonraki hafta deplasmanda ümraniyespor'u* yine son anlarda gelen gol ile yenmeyi başardık ama takım hala umut veren bir oyun oynamıyordu. sonra trabzonda berabere kalıp ardından içeride gaziantep fk'yı eksik kalmamıza rağmen son dakika golüyle geçiyoruz. bu ana kadar hala takım umut vermiyor. ama öyle ya da böyle yarışın da içindeyiz. sonra kasımpaşa'yı deplasmanda 3-2 ile geçiyoruz ve içeride konya ile karşılaşıp maçtan 2-1 galip ayrılıyoruz. takım maç kazanıyor ama gerek fenerbahçe'nin güçlü oyun başlangıcı gerekse takımın oyununun zevk vermeyen hali taraftardaki inancı da zayıflatıyordu. nitekim adana deplasmanında berabere kalıp zirve yarışında bir darbe daha alıyordu takım. bunun üzerine gidip sezonun en kötü maçını kayseri'de oynayıp kaybediyordu. üstelik bu maç icardi'nin 11'de başladığı ilk maçtı ve kaybedilmişti. taraftar yavaş yavaş homurdanmaya başlamıştı. sonraki içeride alanya maçı mutlaka iyi oyunla kazanılmalıydı. işte geçen sene şampiyonluğun dönüm noktası bu maçtır. galatasaray bu maçı kazanamadı ama oyun çok güçlüydü. taraftar da hemen bu fark etti ve tekrar bir şampiyonluğa inanç sağlandı. ve sonrasında mutlu son.
peki bu sene farklı olan ne ? geçen sene bir oyunun doğum sancısını çekmiştik ve ortaya güçlü bir oyun koymuştuk. bu sene ligde neden o oyunu oynayamıyorduk ? bunun iki sebebi var bence. bu sene ligdeki rakiplerimiz bize topu daha fazla vermeyi tercih edip kompakt duruyorlar. cl'de bu oyunu oynayıp ligde oynayamamızın en büyük nedeni bu bence. biz şu noktaya kadar buna alternatif geliştirmedik. ama rakipler bize ne kadar topu bıraksa da pres oyunumuz da geçen seneki kadar kuvvetli değil bence. cl'deki rakiplerimizin ikisi topu ayağına alıp oynamak isteyen takımlardı ve iyi olmayan pres oyunumuz dahi onlara karşı fark yarattı. peki neden bu kadar iyi değil pres oyunumuz ? 8 numaranın eksikliği bir problem evet ama problem bundan daha büyük bence. geçen sene bu oyunun yüksek seviyede oynanmasına en büyük etken mevcut oyuncuların bu oyunu kabul etmesiydi. mertens, icardi, rashica, sergio bu oyuncuların hepsi oynanan oyunu benimsemiş ve görevlerini kabul etmiş oyunculardı. bu sene zaha, ziyech, tete gibi oyuncular maalesef bu oyunu benimseyemedi. bu yüzden de ön alandaki pres bir şekilde rakipler tarafından kırıldı. ndombele de mevcutta bu oyunu oynayamayacak seviyede olunca daha kırılgan bir takım olduğumuz için oyun gücümüz düştü. buna rağmen ortada geçen seneden daha iyi bir başlangıcın olmasında da gerek anadolu kulüplerinin çok kötü oluşu gerek de bizim oyuncu kalitemizin çok yukarıda olmasının sonucudur. bu sene takımı dikkatli izleyen herkes fark edecek ki zaha ön alan presine zamanında katılmakta kerem'e göre daha kötü. ziyech veya tete ile rashica arasında bu anlamda dağlar kadar fark var ve mertens bir yaş daha yaşlı. eğer zaha'ya bu oyunu benimsetemeyeceksek, eğer mertens'in görevini üstlenecek bir 10 numara takıma katamayacaksak bu oyun böyle gitmez diye düşünüyorum. zaha işini zaha'yı kenarda oturtup kerem'i asıl mevkisinde oynatarak çok rahat çözebiliriz ama birinin mertens'in pres oyunundaki görevini üstlenmesi şart.
