Kariyer Sonu1764
büyüklük kavramının ne olduğu idrak edilemediğ için "büyük(!)" olduğu iddia edilen oyuncu. gözleri metin oktay'ı, hagi'yi görememek "büyük" kelimesinin anlamını bilmek açısından bir bahane değildir kanımca. büyük futbolcu kavramı bir tek galatasaray forması giyen futbolculara verilen bir sıfat değildir zira. bugün izleme şansınızın olduğu del piero, yakın zaman için zinedine zidane, maldini de büyük futbolcuydu.
alın sizlere örnek işte, hagi, prekazi, metin oktay'ı görememek büyük bir eksikliktir evet ama "büyük futbolcu göremedim" de dedirtmez insana. dolayısıyle lincoln ile karşılaştırmak için yeterli örneği sunarlar futbol hayatını sürdüren "büyük futbolcular". hem yeteneklerini sahada sergileyerek resital sunarlar, hem de takımlarını ileri taşırlar, kendi oyunlarını da geliştirirler. bu "büyük" futbolcuların takımlarına, takım arkadaşlarına olan saygısı, bağlılığı, taraftarlarına olan sevgisi örnek alınabilir "büyüklük" sıfatının kullanılabilirliği açısından. ya da ekmeğini yediği kulübe olan borcunu ödeme hırsı, isteği "büyüklük" olarak değerlendirilebilir.
peki ya en küçük tartışmada huzur bozmak, küsmek, her türlü iyi niyete rağmen bunu suistimal etmek, savaşıp kazanmaktan kaçmak? pes etmek? bu mudur "büyük" olmak. evet belki futbol yetenekleri olarak "büyük" idi fakat ya kişiliği, arma'nın da üstünde kendi ismini görürcesine koca kulübü kaale almamak, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak? peki bu girer mi "büyüklük" kavramına? hiç sanmıyorum. demek ki büyük futbolcu olmak 2 pas yapıp gol atmaktan, attırmaktan ibaret değil. bana bunları hagi, babamın anlattığı prekazi, okuyarak öğrendiğim metin oktay öğrettiyse, yaşayan büyük futbolcuları gözlemlemem de "büyüklük" kavramını pekiştirmeme sebep oldu. o yüzden bir kez daha düşün ey galatasaray taraftarı! biraz olsun düşün, inan o zaman doğruyu bulacaksın, o zaman (gbkz: galatasaray'ın "büyüklüğünü") anlayacaksın...
edit1: sorun "canlı görmek" ise o gözler kewell, arda, baros'u da izlemiştir. bu oyunculara rağmen en büyük hala "lincoln" ise ben bir şey demiyorum, saygıyla eğiliyorum.
edit2: bahsi geçen "görmek" fiili "canlı" görmekmiş, dolayısıyle verilen maldini del pierro zidane örnekleri, yanlış anlamamın sonucu olarak içimde patlamıştır, kabulümdür.*. ama edit1'de bahsedilen isimler üzerinde düşünelim biraz renktaşlar bence...
alın sizlere örnek işte, hagi, prekazi, metin oktay'ı görememek büyük bir eksikliktir evet ama "büyük futbolcu göremedim" de dedirtmez insana. dolayısıyle lincoln ile karşılaştırmak için yeterli örneği sunarlar futbol hayatını sürdüren "büyük futbolcular". hem yeteneklerini sahada sergileyerek resital sunarlar, hem de takımlarını ileri taşırlar, kendi oyunlarını da geliştirirler. bu "büyük" futbolcuların takımlarına, takım arkadaşlarına olan saygısı, bağlılığı, taraftarlarına olan sevgisi örnek alınabilir "büyüklük" sıfatının kullanılabilirliği açısından. ya da ekmeğini yediği kulübe olan borcunu ödeme hırsı, isteği "büyüklük" olarak değerlendirilebilir.
peki ya en küçük tartışmada huzur bozmak, küsmek, her türlü iyi niyete rağmen bunu suistimal etmek, savaşıp kazanmaktan kaçmak? pes etmek? bu mudur "büyük" olmak. evet belki futbol yetenekleri olarak "büyük" idi fakat ya kişiliği, arma'nın da üstünde kendi ismini görürcesine koca kulübü kaale almamak, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak? peki bu girer mi "büyüklük" kavramına? hiç sanmıyorum. demek ki büyük futbolcu olmak 2 pas yapıp gol atmaktan, attırmaktan ibaret değil. bana bunları hagi, babamın anlattığı prekazi, okuyarak öğrendiğim metin oktay öğrettiyse, yaşayan büyük futbolcuları gözlemlemem de "büyüklük" kavramını pekiştirmeme sebep oldu. o yüzden bir kez daha düşün ey galatasaray taraftarı! biraz olsun düşün, inan o zaman doğruyu bulacaksın, o zaman (gbkz: galatasaray'ın "büyüklüğünü") anlayacaksın...
edit1: sorun "canlı görmek" ise o gözler kewell, arda, baros'u da izlemiştir. bu oyunculara rağmen en büyük hala "lincoln" ise ben bir şey demiyorum, saygıyla eğiliyorum.
edit2: bahsi geçen "görmek" fiili "canlı" görmekmiş, dolayısıyle verilen maldini del pierro zidane örnekleri, yanlış anlamamın sonucu olarak içimde patlamıştır, kabulümdür.*. ama edit1'de bahsedilen isimler üzerinde düşünelim biraz renktaşlar bence...
