• 34869
    bazen oyuncular üzerinden takımı eleştirirken, menajerlik oyunundaki gibi düşünüp sadece oyuncu değeri üzerinden gidiyoruz. ama takım kimyası ve bunun yarattığı takım olgusu gerçek hayatta çok daha farklı gerçekleşiyor.
    misal mertensin yaşı itibariyle yapabildiği/yapamadığı şeylerin takım performansı üzerindeki etkileri. ya da muslera'nın yaşı ve yarattığı defolar. zahanın takımdan kopuk bireysel oyunu, soldan oyun kuramayışımız, ya da mesela ben çok eleştiriyorum kendisini, kerem'in yaptığı top kayıpları...

    her takımın zayıf karnı vardır, ama bu zayıflığı bertaraf etmeye çalışırken başa çıkma metotları takım olma olgusunu ve takım karakterini belirler. biz ne yazık ki defolarımızı çok açık ediyoruz. okan hoca takımdaki herkesin mutlu ve birbiri için hareket ettiğini söylese de, bazı olumsuzlukların dönemsel değil kronik şekilde devam etmesi bazı yapısal sorunların olduğunu düşündürüyor.

    bizim bu seneki takımla geçen seneki takımımızdan en önemli farkımız geçen yıl ideal 11in belli olması ve herkesin takımdaki rolü ve o anki pozisyona göre hiyerarşisi belli olmasıydı. bu sene kadro daha geniş olması nedeniyle herkese uygun rol verme konusunda istikrar sağlanamadı.kime sorsan sol bek kim, 8 numara kim, solda kerem mi zaha mı, 10 numarada kim oynar, sağda kim oynar, hatta icardi oynasın mı dinlensin mi gibi sorulara net bir cevap veremez. bu kadar soru'nun olduğu yerde ideal oyun kimliğini de bulamamamız doğal. ve diğer oyuncular ile ilgili sorulara daha gelmedik bile.

    şunu itiraf etmek gerek, her ne kadar ligde iyi avrupa'da da ehven-i şer devam ediyor olsak da halen arayış içerisindeyiz. ligde rekorlar kırmamız bizi aldatmasın. ligde durumu idare ediyoruz çünkü sadece tek rakibimiz var ve diğer takımlarla arada dağlar kadar fark var. o yüzden mevcut durumumuza bakıp eleştiriden geri durmamamız lazım. bizi daha ileri taşıyacak olan düşünce eleştiridir, tatminkarlık ve herşeyi olumlama çabası gelişimin önüne ket vurmaktır.

    mevcut denemeler, oyuncu tercihleri, kadro yapısı geçici çözümlerle bizi hedefe ulaştırmaz. ligin ikinci yarısına artık ideal kadro ve planda çıkmalıyız. sene başındaki transfer politikası beni üst seviyeye doğru hamle yapıldığı konusunda ikna etti ama oyun ve kadro olarak bunu düzene oturtamazsak birkaç adım geriye gitmemize neden olur.

    oyun ve pozisyon olarak maçlarda iyi bir seviyedeyiz. ancak rakibe psikolojik üstünlük kuramıyoruz. her takım içerde dışarda farketmeden bizi yenebilme inancıyla sahada mücadele ediyor. geçen sene böyle değildi, oynamadan bile rakibi psikolojik olarak sindirip skor alabiliyorduk. bu sene her takım kapanıp kontra ile gol bulup bizi yenebileceğini düşünerek sahaya çıkıyor. ister şike deyin, ister fonlanma deyin, ister kayırılma deyin ama rakibimizin maçlarına bakınca bu psikolojik üstünlüğü sağladıklarını görüyorsunuz. biz de artık bu kadrodan beklendiği şekilde rakiplerimize "bu takımı yenemeyiz" dedirtmeliyiz. bunun için de kadronun artık deneme yanılma aşamasından sıyrılması gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın