34687
bu sezon 29. maçına kadıköy deplasmanında çıkan takımımız.
bu 29 maçta 20 galibiyet 5 beraberlik 4 mağlubiyet aldık. bu puan kaybı yaşadığımız maçların 6 tanesi avrupa maçları. skor anlamında gayet başarılı gidiyoruz denebilir.
oyun olaraksa; fatih terim döneminde set oynamaya çalışması sözlükte eleştiriliyordu. ne gerek var dikine bam bam oynayalım deniyordu. bakın öyle oynuyoruz, sadece tek tip oyunla olmuyormuş demek.
aslında o zaman da anlatılmak istenen buydu, büyük takımlar 2 iki oyunu da oynayabilen hibrit yapılara dönüştüler (geçiş-set). daha taktik esnekliğe sahipler, bir maç kaleciye kadar basarken sonraki maç derinde savunma yapabiliyorlar. tabii ki hepsini aynı düzeyde yapamıyorlar.
şimdi biz pres oyununu çok iyi oynadığımızı gösterdik. zayıflığımız kapanan takımlara karşı. çünkü adamlar geride bekliyor, top ayağına geldiğinde uzun vuruyorsa ne presin ne de direkt oynamanın bir anlamı kalmıyor. top sende ve rakibi çözmen gerekiyor.
şampiyonluk için yarıştığın, aynı puanda olduğun rakibinle onun sahasında oynarken aynı taktiği kullanıyor, demek ki sana saldırmaktan korkuyor ama onu açamayacağını düşünüyor.
not olsun nelsson varken ben daha ileride basarlar diye düşünmüştüm bence çok da doğru oynamadılar, neyse.
set oyunu gelişmemesi tabii ki teknik ekibe yazar. zaha & ziyech gelince burada daha büyük bir gelişim görmeyi beklerdim ama sakatlıkların da etkisiyle kadromuz çok değişken. aynı kadro arka arkaya oynaması lazım.
bence bir eksikliğimiz daha var; duran top. duran toptan skor bulabilsek rakip sabaha kadar derinde savunsun en çok sıkıcı bir maç olur. ama geçen seneye göre bu konuda gerideyiz maalesef.
bence bu sezon oyunumuzun tam oturmamasının nedeni de şampiyonlar ligi. türk takımları iki kulvarı birden götüremiyorlar, şampiyonlar ligine giden takım genelde ligde dağılıyor. şampiyon olabilse bile şl bittikten sonra toparlayıp yükselişe geçiyorlar. yani lig bizim için yeni başlıyor, bu arayı aynı puanda geçmek başarı. artık oyunda yükseliş görmek lazım. kalite olarak ligin en iyisi olduğumuz dün gece görülmüştür sanıyorum.
bu 29 maçta 20 galibiyet 5 beraberlik 4 mağlubiyet aldık. bu puan kaybı yaşadığımız maçların 6 tanesi avrupa maçları. skor anlamında gayet başarılı gidiyoruz denebilir.
oyun olaraksa; fatih terim döneminde set oynamaya çalışması sözlükte eleştiriliyordu. ne gerek var dikine bam bam oynayalım deniyordu. bakın öyle oynuyoruz, sadece tek tip oyunla olmuyormuş demek.
aslında o zaman da anlatılmak istenen buydu, büyük takımlar 2 iki oyunu da oynayabilen hibrit yapılara dönüştüler (geçiş-set). daha taktik esnekliğe sahipler, bir maç kaleciye kadar basarken sonraki maç derinde savunma yapabiliyorlar. tabii ki hepsini aynı düzeyde yapamıyorlar.
şimdi biz pres oyununu çok iyi oynadığımızı gösterdik. zayıflığımız kapanan takımlara karşı. çünkü adamlar geride bekliyor, top ayağına geldiğinde uzun vuruyorsa ne presin ne de direkt oynamanın bir anlamı kalmıyor. top sende ve rakibi çözmen gerekiyor.
şampiyonluk için yarıştığın, aynı puanda olduğun rakibinle onun sahasında oynarken aynı taktiği kullanıyor, demek ki sana saldırmaktan korkuyor ama onu açamayacağını düşünüyor.
not olsun nelsson varken ben daha ileride basarlar diye düşünmüştüm bence çok da doğru oynamadılar, neyse.
set oyunu gelişmemesi tabii ki teknik ekibe yazar. zaha & ziyech gelince burada daha büyük bir gelişim görmeyi beklerdim ama sakatlıkların da etkisiyle kadromuz çok değişken. aynı kadro arka arkaya oynaması lazım.
bence bir eksikliğimiz daha var; duran top. duran toptan skor bulabilsek rakip sabaha kadar derinde savunsun en çok sıkıcı bir maç olur. ama geçen seneye göre bu konuda gerideyiz maalesef.
bence bu sezon oyunumuzun tam oturmamasının nedeni de şampiyonlar ligi. türk takımları iki kulvarı birden götüremiyorlar, şampiyonlar ligine giden takım genelde ligde dağılıyor. şampiyon olabilse bile şl bittikten sonra toparlayıp yükselişe geçiyorlar. yani lig bizim için yeni başlıyor, bu arayı aynı puanda geçmek başarı. artık oyunda yükseliş görmek lazım. kalite olarak ligin en iyisi olduğumuz dün gece görülmüştür sanıyorum.
