62
ülkedeki futbolun genel kalitesi ve marka değeri ile doğru orantılı olandır.
sadece adı "süper" olan, içinde her türlü dalaverenin döndüğü, bir kaç takım hariç kalanının sadece "aman gol yemeyeyim, yesem de fark yemeyeyim" futbolu oynamayı bir halt sandığı, yerli kuralı zorunluluğu ile takımların istediği oyunu oynamasını engelleyen bir yapıda elbette ki saha zeminleri de patates olacaktır.
stadların dışını yaptık, dıştan bakıldığında çok güzel stadları olan bir ülke olduk ama stadların içine girildiğinde kimse ilgilenmiyor. her taraf pislik içinde, yemek - içecek bulmak adeta ölüm, koltuklar oturulmayacak durumda, çoğu stadın açısı saçma sapan, soyunma odaları ve bir çok alan yetersiz.
ve en önemlisi saha zemini. bu sezon sami yen dışında oynadığımız tüm maçları bir düşünün, diyin ki "ya şu takımın zemini iyiydi". hangisi? belki birazcık antalya, ucundan başakşehir. bunlar da idare eder olanlar.
futbol sadece ve sadece topu 3 direğin arasından geçirmek olarak bile değerlendirilse bu 3 direğin arasından topu geçirmek için yine o zeminin doğru olmasına ihtiyacınız vardır. topu o direklerin arasına sokmak için götürmek istediğinizde karşınıza attığınız pası bile engelleyecek bir zemin ile doğru futbol imkansızdır.
aklı başında bir federasyon buna yaptırım uygular. bir anadolu takımının doğru düzgün oynatmadığı bir oyuncusuna ödediği senelik maaş ile bile bu sorun pekâlâ çözülebilir ancak öncelik bunu çözmeyi istemek bana kalırsa.
ülke futbolunun sorunlarını çözmek yerine daha fazla sorun üretmek için çabalayan bir federasyon ile bu zaten imkansız. önce federasyonu doğru oluşturmak lazım ki balık baştan kokmasın.
sadece adı "süper" olan, içinde her türlü dalaverenin döndüğü, bir kaç takım hariç kalanının sadece "aman gol yemeyeyim, yesem de fark yemeyeyim" futbolu oynamayı bir halt sandığı, yerli kuralı zorunluluğu ile takımların istediği oyunu oynamasını engelleyen bir yapıda elbette ki saha zeminleri de patates olacaktır.
stadların dışını yaptık, dıştan bakıldığında çok güzel stadları olan bir ülke olduk ama stadların içine girildiğinde kimse ilgilenmiyor. her taraf pislik içinde, yemek - içecek bulmak adeta ölüm, koltuklar oturulmayacak durumda, çoğu stadın açısı saçma sapan, soyunma odaları ve bir çok alan yetersiz.
ve en önemlisi saha zemini. bu sezon sami yen dışında oynadığımız tüm maçları bir düşünün, diyin ki "ya şu takımın zemini iyiydi". hangisi? belki birazcık antalya, ucundan başakşehir. bunlar da idare eder olanlar.
futbol sadece ve sadece topu 3 direğin arasından geçirmek olarak bile değerlendirilse bu 3 direğin arasından topu geçirmek için yine o zeminin doğru olmasına ihtiyacınız vardır. topu o direklerin arasına sokmak için götürmek istediğinizde karşınıza attığınız pası bile engelleyecek bir zemin ile doğru futbol imkansızdır.
aklı başında bir federasyon buna yaptırım uygular. bir anadolu takımının doğru düzgün oynatmadığı bir oyuncusuna ödediği senelik maaş ile bile bu sorun pekâlâ çözülebilir ancak öncelik bunu çözmeyi istemek bana kalırsa.
ülke futbolunun sorunlarını çözmek yerine daha fazla sorun üretmek için çabalayan bir federasyon ile bu zaten imkansız. önce federasyonu doğru oluşturmak lazım ki balık baştan kokmasın.