• 1712
    siyasette bir kitle izliyoruz. ahlaki değerler sıfır, sadece kendi çıkarına hizmet edecek yönetime oy veren. hatta kendi çıkarına hizmet etme gibi bir tabir de durumun vehametini açıklamıyor çünkü siyasetin özü bu. diğer vatandaşlar arasında kendisini ayrıcalıklı hissettirecek, ayrıcalık vaadeden siyasetçinin peşinden giden bir kitle özetle. yani toplum olarak zenginleşelim, üstün refah seviyesine ulaşalım seçeneği adam için makul değil. o zenginleşecek diğerleri fakirleşecek. makul olan bu.

    futbolda tabi ki eğitim seviyesi, ekonomik seviye vs... gibi etmenler yok. aslında söz konusu 3 büyükler olunca yatay değil dikey bir taraftar kitlesi var. teröristinden, yobazına, zengininden, fakirine, cahilinden, fularlısına herkes her takımı tutuyor.

    sonuç?
    al işte fenerbahçe.
    al işte beşiktaş.
    onlar da ayrıcalık istiyorlar. herkesin hakları yensin, tüm sistem bunlara hizmet etsin. külliyen yükselmesin futbol.
    galatasaray taraftarı farklı mı? aslında sanmıyorum. sadece galatasaray lisesi ve kulüp yapısı farklı. yani aynı kitle ali koç'a, aziz yıldırım'a değil de iyisiyle kötüsüyle özhan canaydın'a, burak elmas'a, erden timur'a bakıyor. bir de yine kulüp dinamikleri nedeniyle gerektiğinde gerçekleşen değişimin başarı getirdiğini görüyor. ama insan aynı insan.

    özetle toplumun tepeden değil de tabandan gelişimi istemesi gerek. bizde malesef bu yok. ülkece bu yok. dolayısıyla hızla çürüyoruz.

    ama açıkçası hak ettiğimiz gibi yönetiliyoruz.
    hani laboratuvarlarda bakteri, mikrop kültürleri vardır ya.
    ülkece toplum zararlılarının çoğalıp gelişmelerini sağlayan bir kültür ortamıyız.
    çok da şeyetmemek lazım.
    gidiş yönümüz malesef çok keskin. muhtemelen modern tarihin en fakir ülkesi olma yolundayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın