7692
"benim için galatasaray teknik direktörü olmak birincildir, her şeyin üstünde gelir. diğer konularda yönetimin kararına saygı duyacak ve kabul edecek bir insanım. en büyük hayalim galatasaray teknik direktörlüğüydü, bunu da devam ettirmek istiyorum. güçlü ve dik durmamız önemli. ondan sonra maddiyat ikinci sırada gelir. bizim için, hepimiz için galatasaray'ın başarısı birinci sırada".
''ben 11 yaşında bu sahada seçmeye girdim. şu an 50. yaşıma giderken burada teknik direktörüm. benden daha mutlusu olmaz. ancak hedefim kendimi değil galatasaray taraftarını mutlu etmek. geri kalanları, bir şekilde içimizde hallederiz".
galatasaraylı, zeki ve başarılı bir teknik adam. ancak okan buruk'un en sevdiğim özelliği galatasaray hiyeraşisine saygı duymasıdır. 14'te 14'lük bir sürecin ardından ligi ikinci sıradaki takıma 8, üçüncü sıradaki takıma 10 puan farkla bitirdiği bir sezonun ardından, "sözleşme de sözleşme" diye tabiri caizse "tuttursa", kimsenin ağzını açmaya hakkı olmazdı. hoca ise haziran 2022'de imzalanan sözleşme içeriğinde ye alan +1 opsiyonun devreye sokulmasını saygıyla karşıladı ve aleyhte tek bir kelime etmedi. bu opsiyonu devreye sokan yönetime her daim teşekkür etti. şenol güneş'in, fatih terim'in ve hatta sergen yalçın'ın bu gibi durumlarda kulüplerine nasıl kan kusturduklarını hepimiz biliyoruz. örneğin efsanemiz fatih terim okan hocanın yerinde olacak; 14'te 14 yapacak, şampiyon olacak, bir sonraki sezonun başında üç ön elemeyi atlatıp şampiyonlar ligine kalacak ve mevcut 1+1 yıllık sözleşmeyi sorun etmeyecek...çok iyi tanıdığımız fatih hocanın bu gibi bir tutum sergilemesi maalesef mümkün değil. "sözleşme, sözleşmeme"; "kurumsal değil durumsal bakıyorum"; "gel gediler geldim, çalış dediler çalıştım, koş dediler koştum, git dedikleri zaman da direnirim kolay da gitmem" gibi demeçler havada uçuşuyor olurdu bugün. burada fatih hocaya bir eleştiride bulunmuyorum, laf da atmıyorum. buradaki birçok kişinin hatırlayabileceği süreçlerden; hatırlayamayanların da 2012 ve 2013 yıllarına dair arşivlerden rahatlıkla erişebileceği demeçlerden ve sergilenen tavırlardan bazı örnekler veriyorum sadece. olmamış, yaşanmamış şeylerden bahsetmiyorum. bunu yaparken ki amacım da geçmiş yıllarda fatih hocanın sergilediği tavrı eleştirmek değil, okan hocanın bugün sergilediği tavrı ve gösterdiği saygıyı yüceltmekir.
galatasaray futbol takımı teknik direktörü olarak görevde olmasına dair duygularını "benden mutlusu olamaz" diye tanımlayan, geri kalan idari ve evrak işleri kısımlarına dair "yönetimin kararına saygı duyarım ve kabul ederim" diyen birinin her zaman başımın üstünde yeri vardır. galatasaray'da yönetim - teknik heyet ilişkisindeki uyum, görevde bulunan her bir kişinin organizasyon şemasında yer alan ve görev sınırları çizilmiş makamlara saygı duymasıyla başlar öncelikle. bu saygı, sevgiyi ve mutluluğu beraberinde getirir. okan hoca bu noktada örnek bir tutum sergilemekte ve bulunduğu makamın kıymetini bilmektedir. kendisine teşekkür ediyorum bu edepli, saygılı ve tok duruşundan ötürü.
''ben 11 yaşında bu sahada seçmeye girdim. şu an 50. yaşıma giderken burada teknik direktörüm. benden daha mutlusu olmaz. ancak hedefim kendimi değil galatasaray taraftarını mutlu etmek. geri kalanları, bir şekilde içimizde hallederiz".
galatasaraylı, zeki ve başarılı bir teknik adam. ancak okan buruk'un en sevdiğim özelliği galatasaray hiyeraşisine saygı duymasıdır. 14'te 14'lük bir sürecin ardından ligi ikinci sıradaki takıma 8, üçüncü sıradaki takıma 10 puan farkla bitirdiği bir sezonun ardından, "sözleşme de sözleşme" diye tabiri caizse "tuttursa", kimsenin ağzını açmaya hakkı olmazdı. hoca ise haziran 2022'de imzalanan sözleşme içeriğinde ye alan +1 opsiyonun devreye sokulmasını saygıyla karşıladı ve aleyhte tek bir kelime etmedi. bu opsiyonu devreye sokan yönetime her daim teşekkür etti. şenol güneş'in, fatih terim'in ve hatta sergen yalçın'ın bu gibi durumlarda kulüplerine nasıl kan kusturduklarını hepimiz biliyoruz. örneğin efsanemiz fatih terim okan hocanın yerinde olacak; 14'te 14 yapacak, şampiyon olacak, bir sonraki sezonun başında üç ön elemeyi atlatıp şampiyonlar ligine kalacak ve mevcut 1+1 yıllık sözleşmeyi sorun etmeyecek...çok iyi tanıdığımız fatih hocanın bu gibi bir tutum sergilemesi maalesef mümkün değil. "sözleşme, sözleşmeme"; "kurumsal değil durumsal bakıyorum"; "gel gediler geldim, çalış dediler çalıştım, koş dediler koştum, git dedikleri zaman da direnirim kolay da gitmem" gibi demeçler havada uçuşuyor olurdu bugün. burada fatih hocaya bir eleştiride bulunmuyorum, laf da atmıyorum. buradaki birçok kişinin hatırlayabileceği süreçlerden; hatırlayamayanların da 2012 ve 2013 yıllarına dair arşivlerden rahatlıkla erişebileceği demeçlerden ve sergilenen tavırlardan bazı örnekler veriyorum sadece. olmamış, yaşanmamış şeylerden bahsetmiyorum. bunu yaparken ki amacım da geçmiş yıllarda fatih hocanın sergilediği tavrı eleştirmek değil, okan hocanın bugün sergilediği tavrı ve gösterdiği saygıyı yüceltmekir.
galatasaray futbol takımı teknik direktörü olarak görevde olmasına dair duygularını "benden mutlusu olamaz" diye tanımlayan, geri kalan idari ve evrak işleri kısımlarına dair "yönetimin kararına saygı duyarım ve kabul ederim" diyen birinin her zaman başımın üstünde yeri vardır. galatasaray'da yönetim - teknik heyet ilişkisindeki uyum, görevde bulunan her bir kişinin organizasyon şemasında yer alan ve görev sınırları çizilmiş makamlara saygı duymasıyla başlar öncelikle. bu saygı, sevgiyi ve mutluluğu beraberinde getirir. okan hoca bu noktada örnek bir tutum sergilemekte ve bulunduğu makamın kıymetini bilmektedir. kendisine teşekkür ediyorum bu edepli, saygılı ve tok duruşundan ötürü.
