• 237
    özellikle galatasaray'ın 1988'deki yarı finali ile birlikte türk takımları avrupa'da bir şeyler yapmaya başladı. yerelde zaten birbiriyle rekabet halindeyken işin içine avrupa kupaları da girince süreç başladı.

    esasında fenerbahçe'nin 2008'deki şampiyonlar ligi çeyrek final başarısına kadar diğer takımlar ile galatasaray arasında avrupa kulvarı için herhangi bir rekabetten bahsedemeyiz. uefa yarı finalinde elediğimiz leeds united'ın 5 ay sonra beşiktaş'ın içinden geçip 6 atması, fenerbahçe'nin şampiyonlar liginde 0 çektiği sezon çeyrek finali ofsayttan yediğimiz golle kaçırmamız aradaki uçurumun en büyük örnekleri. ulan bir ara real madridlerle, milanlarla, juventuslarla o kadar sık karşılaşıyorduk ki bu takımlarla bildiğin rekabet oluştu. uefa'yı almışız, süper kupayı hem de real madrid'den almışız. ciddi manada rekabette bambaşka bir noktaya çıkarmışız.

    bu süreçte fbjk taraftarı galatasaray'ın avrupa'da başarılarını çatlayarak seyretti. bu sürecin şahidi galatasaray taraftarı nasıl desteklesin şimdi fenerbahçe'yi ya da beşiktaş'ı? 2000 süper kupa finalini fenerbahçeli amcamla seyrettik. real fark atacak, içimizden geçecek duygusuyla izlediğini şimdi anlıyorum, zira altın golü atıp maç bittiğinde apar topar çıkarmıştı beni salondan. izletmemişti bana töreni. hagi'nin bilbao'ya attığı son dakika golünden sonra amcalarımın sinirden sehpaları yere fırlatıp küfür ede ede duvarları yumruklaması. bunlara şahit oldum ben arkadaşlar. hepinizin bu tip anısı vardır.

    bu bizim suçumuz değil. uzaylılarla fbjk maç yapsa, kaybederlerse dünyanın sonu gelecek diye sikerim dünyasını deyip uzaylıları tutarım. yalan mı söyleyeyim kardeşim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın