930
taktiksel olarak galatasaray'ın ve okan buruk'un sınıfta kaldığı bir maç oldu.
papaz her gün pilav yemiyor. ve her gördüğümüz 3'lü savunmaya 4-2-4 atlamak fayda etmiyor.
maçtan önce burada yaptığım analizi şöyle yerleştireyim (bkz: #3696930)
gs molde'yi nasıl yenebilir bunları tek tek anlattık, okan hocanın asla maç planı olarak denemeyeceğini bile bile yazdım. maç zora düşünce, molde 75 dakikada 25 şut attıktan sonra nihayet galatasaray söylediğimiz noktaya geldi.
kaan ayhan'ı oyuna alan ve stoperle arasına sokan kimse rezilliği önleyen adam olarak onu tebrik ediyorum. bu hamleyi yapan kişi yaklaşık 25-30 m€'yu kurtarmış olabilir.
sanıyorum herkese göre rakip bizi fiziksel olarak birebirde yok etti;
eriksen 9'da 0 ikili mücadele
breveik 10'da 3 ikili mücadele
haugen 6'da 2 ikili mücadele
diğer haugan 3'te 0 ikili mücadele
brynhildsen 6'da 1 ikili mücadele
knutzon 10'da 6 ikili mücadele
magnus ekrem 2'de 1 ikili mücadele
ama istatistiklere bakınca pek öyle demiyor sanki :)
boey 10'da 10 ikili kazanma ve nelsson da girdiği tüm ikili mücadeleleri kazanmış, angelino ve apokerim de 10'da 7 ikili mücadele kazandılar.
fakat boey'in karşısındaki sol bek 4 gol atabilirdi.
öncelikle taktiksel olarak kaybettiğimizi kabul etmemiz lazım, dünyanın en iyi satranç oyuncusu da norveçli zaten.
biz hatamızı kabul edelim, teşhisimiz doğru olsun ki tedaviyi de doğru yapalım.
maça; yunus, mertens, angelino, kerem, sergio gibi yumuşak oyuncularla başladık. oysa fb derbilerinde barış, zaniolo, berkan, torreira, kazımcan gibi sert ve uzun oyuncularla oynamıştık. zaten kadroyu görünce duran toptan yiyeceğimizi anlamıştım.
okan hoca rakibi ciddiye almamış sanırım, koskoca galatasaray'ın tek planı 5'li oynayan takıma karşı kanatta ters ayaklı yunus'u oynatmak olmamalıydı.
yunus bir bize bir onlara çalıştı zaten maç boyunca.
rakip 3+1 oyun kuruyor, gs 2 kişiyle baskıya gidiyor, bazen orta sahadan biri de baskıya gidiyor, rakip bu baskıyı kırdıktan sonra sahanın her yerinden 2'ye 1 ve 3'e 1'ler yakalıyor. o duruma geldikten sonra dünyanın en iyi savunmacısı da olsan rakip doğru oynadığı zaman seni ekarte eder zaten. boey'i birebirde kimse yenemedi ama 2'ye 1 ve 3'e 1'lerle paramparça ettiler orayı. nelsson'u yenemediler ama arkaya sarka sarka ceza sahasına gire gire hacamat ettiler orayı.
rakibin soldan geliştirdiği bir atak çeşidini ele alalım 3-5-2 oynuyorlar; sol stoperleri oyuna katılıyor, 1 tane sola kırık mezzela var, 1 tane kanat bek var ve sola devrilen bir santrafor var. 4 adam ediyor ve sağda bu adamları karşılayan boey+ nelsson var. yunus'un savunma yardımı yok, orta sahamız pasla geçilmiş pasifize edilmiş. stoperin kademesine girecek dm yok çünkü dm baskıya gidip kırılmış.
maalesef korktuğum başımıza geldi, bizim takımı rakip td çıkarsa bu kadar olurdu herhalde.
icardi onlarda olsa icardi'ye 25 tane top getirseler ne olurdu düşünmek dâhi istemiyorum. her maçı kaliteyle çözmeye çalışmak bilmiyorum yani ne diyeyim. biraz rakibi ciddiye almak lazım, rakibi biraz analiz etmek lazım. maç planı yanlış kim ne derse desin yanlış. galatasaray fenerbahçe'yi 3-0 yendiği maçta bile burada gelip 4-2-4'ün sıkıntılı olduğundan bahsetmiştim.
ne geriden oyun kurabiliyoruz, ne oyunu rölantide tutabiliyoruz. derbinin aksine sahada bir sürü küçük ebatlı ve yumuşak gs oyuncusu var, sertlik yok, hava hakimiyeti yok.
maçı izlerken çok büyük acı çektim, elden bir şey gelmemesi daha acı verdi.
rakibin nasıl alt edileceğini biliyorum, bu rakibi cl'ye göndesek averaj takımı yapacaklarını biliyorum.
neyseki kaan, barış ve tete'nin oyuna girmesi serum etkisi yarattı da takımı rahatlattı.
kaan oyuna girince ne oldu ona bir bakalım. kaan oyuna ilk girdiğinde manssverk'e baskıya gidiyordu, neredeyse intihar. ama maçın son 15 dakikası stoperler arasına girdi ve savunmayı üçledi. bu hamle sonrası gs'nin önde baskı şekli de değişti, kanat oyuncularımız rakip stoperlere baskıya başladı, rakibin savunma arkasına attığı toplar azaldı ve galatasaray topa sahip olmaya başladı.
maç analizini neden buna göre yapmadık mesela?
illa böyle tadımızın kaçması mı gerekiyordu?
maç genelinde 39 defa galatasaray ceza sahasına giren molde vardı, geriye yaslanıp beklenmedik ha, adamlar bizim baskımızı kıra kıra geldiler. durumun vehametini buradan anlamak lazım.
molde takımından 1 tane adamı almayız gs takımına, manssverk'i alıp orta saha transferini kapatalım desek ne olur?
elingseni apokerim yerine alsak, haugeni nelson yerine alsak, linnes'in yedeğini boey yerine alsak... bu örnekler artabilir.
gs'nin yaka paça gönderdiği midjso rakipte olsa oranın tartışmasız yıldızı olur.
bu arada golde midjso rahat rahat rakip ceza sahasına koşu atıyorsa, merkeze atılan kaan'ın geride olmasının verdiği konfor yüzünden yani. midjsto'yu da hep yanlış kullandık maalesef, üçlü orta sahada torreira ve sergio yanında kullansak çok farklı bir gs kariyeri olabilirdi, col daha verimli olabileceği mevkiler vardı ama olmadı.
turun ikinci ayağında torreira oynarsa zaten kimseye çaktırmadan takımı üçlü orta sahaya çeviriyor, umarım oynar da turu geçebiliriz. yoksa tur bitmedi daha. norveç ekibi deplasmanda bu kadar rahat oynayamaz, zemin alışkanlıklarına vs katılıyorum zaten bu bir gerçekti.
ikinci maç için birinci maçta söylediğim şeylerin aynısını yine tekrar ediyorum.
top rakipteyken sol stoper ellingsen ile barış birebir oynamalı, icardi merkez stoper ile mansverk bağlantısını kesmeli, kerem sağ stoper haugeni almalı ve berkan da mansverk ile direkt birebir oynamalı. boey ve angelino direkt rakip beklerin üstüne binmeli. zaten bu baskıyı yaptığımız an rakip uzun vuracak ve bu sefer torreira gibi bir süpürücümüz olacak stoperlerin önünde. gerekirse rakip mezzelalar ile bizim orta sahalarımız da kafa kafaya kırışmalı. birebir oynayalım ya, her mevkide zaten daha iyiyiz, ikili mücadelelerde daha iyiyiz, sadece 3'e 1 ve 2'ye 1 yakalarlarsa geçebiliyorlar. markajda birebir verdiğimiz adamlar da bir zahmet geçilirse kademeye geri gelsinler 2'ye 2 ya da 3'e 3 oynayalım.
zaten içerde taraftar desteği ile bunlara 2-3 tane atarız.
zaten maçın 75. dakikasında durumun farkına varan bir teknik heyet vardı, madem farkettiniz ikinci maçın şifresi çözüldü işte. umarım gereksiz inatlar peşine düşmeyiz ve rahatça geçeriz turu.
papaz her gün pilav yemiyor. ve her gördüğümüz 3'lü savunmaya 4-2-4 atlamak fayda etmiyor.
maçtan önce burada yaptığım analizi şöyle yerleştireyim (bkz: #3696930)
gs molde'yi nasıl yenebilir bunları tek tek anlattık, okan hocanın asla maç planı olarak denemeyeceğini bile bile yazdım. maç zora düşünce, molde 75 dakikada 25 şut attıktan sonra nihayet galatasaray söylediğimiz noktaya geldi.
kaan ayhan'ı oyuna alan ve stoperle arasına sokan kimse rezilliği önleyen adam olarak onu tebrik ediyorum. bu hamleyi yapan kişi yaklaşık 25-30 m€'yu kurtarmış olabilir.
sanıyorum herkese göre rakip bizi fiziksel olarak birebirde yok etti;
eriksen 9'da 0 ikili mücadele
breveik 10'da 3 ikili mücadele
haugen 6'da 2 ikili mücadele
diğer haugan 3'te 0 ikili mücadele
brynhildsen 6'da 1 ikili mücadele
knutzon 10'da 6 ikili mücadele
magnus ekrem 2'de 1 ikili mücadele
ama istatistiklere bakınca pek öyle demiyor sanki :)
boey 10'da 10 ikili kazanma ve nelsson da girdiği tüm ikili mücadeleleri kazanmış, angelino ve apokerim de 10'da 7 ikili mücadele kazandılar.
fakat boey'in karşısındaki sol bek 4 gol atabilirdi.
öncelikle taktiksel olarak kaybettiğimizi kabul etmemiz lazım, dünyanın en iyi satranç oyuncusu da norveçli zaten.
biz hatamızı kabul edelim, teşhisimiz doğru olsun ki tedaviyi de doğru yapalım.
maça; yunus, mertens, angelino, kerem, sergio gibi yumuşak oyuncularla başladık. oysa fb derbilerinde barış, zaniolo, berkan, torreira, kazımcan gibi sert ve uzun oyuncularla oynamıştık. zaten kadroyu görünce duran toptan yiyeceğimizi anlamıştım.
okan hoca rakibi ciddiye almamış sanırım, koskoca galatasaray'ın tek planı 5'li oynayan takıma karşı kanatta ters ayaklı yunus'u oynatmak olmamalıydı.
yunus bir bize bir onlara çalıştı zaten maç boyunca.
rakip 3+1 oyun kuruyor, gs 2 kişiyle baskıya gidiyor, bazen orta sahadan biri de baskıya gidiyor, rakip bu baskıyı kırdıktan sonra sahanın her yerinden 2'ye 1 ve 3'e 1'ler yakalıyor. o duruma geldikten sonra dünyanın en iyi savunmacısı da olsan rakip doğru oynadığı zaman seni ekarte eder zaten. boey'i birebirde kimse yenemedi ama 2'ye 1 ve 3'e 1'lerle paramparça ettiler orayı. nelsson'u yenemediler ama arkaya sarka sarka ceza sahasına gire gire hacamat ettiler orayı.
rakibin soldan geliştirdiği bir atak çeşidini ele alalım 3-5-2 oynuyorlar; sol stoperleri oyuna katılıyor, 1 tane sola kırık mezzela var, 1 tane kanat bek var ve sola devrilen bir santrafor var. 4 adam ediyor ve sağda bu adamları karşılayan boey+ nelsson var. yunus'un savunma yardımı yok, orta sahamız pasla geçilmiş pasifize edilmiş. stoperin kademesine girecek dm yok çünkü dm baskıya gidip kırılmış.
maalesef korktuğum başımıza geldi, bizim takımı rakip td çıkarsa bu kadar olurdu herhalde.
icardi onlarda olsa icardi'ye 25 tane top getirseler ne olurdu düşünmek dâhi istemiyorum. her maçı kaliteyle çözmeye çalışmak bilmiyorum yani ne diyeyim. biraz rakibi ciddiye almak lazım, rakibi biraz analiz etmek lazım. maç planı yanlış kim ne derse desin yanlış. galatasaray fenerbahçe'yi 3-0 yendiği maçta bile burada gelip 4-2-4'ün sıkıntılı olduğundan bahsetmiştim.
ne geriden oyun kurabiliyoruz, ne oyunu rölantide tutabiliyoruz. derbinin aksine sahada bir sürü küçük ebatlı ve yumuşak gs oyuncusu var, sertlik yok, hava hakimiyeti yok.
maçı izlerken çok büyük acı çektim, elden bir şey gelmemesi daha acı verdi.
rakibin nasıl alt edileceğini biliyorum, bu rakibi cl'ye göndesek averaj takımı yapacaklarını biliyorum.
neyseki kaan, barış ve tete'nin oyuna girmesi serum etkisi yarattı da takımı rahatlattı.
kaan oyuna girince ne oldu ona bir bakalım. kaan oyuna ilk girdiğinde manssverk'e baskıya gidiyordu, neredeyse intihar. ama maçın son 15 dakikası stoperler arasına girdi ve savunmayı üçledi. bu hamle sonrası gs'nin önde baskı şekli de değişti, kanat oyuncularımız rakip stoperlere baskıya başladı, rakibin savunma arkasına attığı toplar azaldı ve galatasaray topa sahip olmaya başladı.
maç analizini neden buna göre yapmadık mesela?
illa böyle tadımızın kaçması mı gerekiyordu?
maç genelinde 39 defa galatasaray ceza sahasına giren molde vardı, geriye yaslanıp beklenmedik ha, adamlar bizim baskımızı kıra kıra geldiler. durumun vehametini buradan anlamak lazım.
molde takımından 1 tane adamı almayız gs takımına, manssverk'i alıp orta saha transferini kapatalım desek ne olur?
elingseni apokerim yerine alsak, haugeni nelson yerine alsak, linnes'in yedeğini boey yerine alsak... bu örnekler artabilir.
gs'nin yaka paça gönderdiği midjso rakipte olsa oranın tartışmasız yıldızı olur.
bu arada golde midjso rahat rahat rakip ceza sahasına koşu atıyorsa, merkeze atılan kaan'ın geride olmasının verdiği konfor yüzünden yani. midjsto'yu da hep yanlış kullandık maalesef, üçlü orta sahada torreira ve sergio yanında kullansak çok farklı bir gs kariyeri olabilirdi, col daha verimli olabileceği mevkiler vardı ama olmadı.
turun ikinci ayağında torreira oynarsa zaten kimseye çaktırmadan takımı üçlü orta sahaya çeviriyor, umarım oynar da turu geçebiliriz. yoksa tur bitmedi daha. norveç ekibi deplasmanda bu kadar rahat oynayamaz, zemin alışkanlıklarına vs katılıyorum zaten bu bir gerçekti.
ikinci maç için birinci maçta söylediğim şeylerin aynısını yine tekrar ediyorum.
top rakipteyken sol stoper ellingsen ile barış birebir oynamalı, icardi merkez stoper ile mansverk bağlantısını kesmeli, kerem sağ stoper haugeni almalı ve berkan da mansverk ile direkt birebir oynamalı. boey ve angelino direkt rakip beklerin üstüne binmeli. zaten bu baskıyı yaptığımız an rakip uzun vuracak ve bu sefer torreira gibi bir süpürücümüz olacak stoperlerin önünde. gerekirse rakip mezzelalar ile bizim orta sahalarımız da kafa kafaya kırışmalı. birebir oynayalım ya, her mevkide zaten daha iyiyiz, ikili mücadelelerde daha iyiyiz, sadece 3'e 1 ve 2'ye 1 yakalarlarsa geçebiliyorlar. markajda birebir verdiğimiz adamlar da bir zahmet geçilirse kademeye geri gelsinler 2'ye 2 ya da 3'e 3 oynayalım.
zaten içerde taraftar desteği ile bunlara 2-3 tane atarız.
zaten maçın 75. dakikasında durumun farkına varan bir teknik heyet vardı, madem farkettiniz ikinci maçın şifresi çözüldü işte. umarım gereksiz inatlar peşine düşmeyiz ve rahatça geçeriz turu.