571
ıcardi'nin "şapka çıkartılan" golleri, torreira'nın "can simitliği", kaan ayhan'ın "jokerliği", ziyech'in "tribün reisliği" gibi düne ait bir çok enstantaneye konuşuruz ama bu maç yazısına hakemle başlamasak olmazsa olmaz.
maçın hakemi atilla karaoğlan ve var'da da alper ulusoy vardı... bu iki hakemin adı anıldığında ilk akla ne gelir: atilla karaoğlan, geçen sezon gaziantep fk-beşiktaş maçında beşiktaşlı oyuncunun rakibine kafa atmasına kayıtsız kalmış, var'ın davetine de uyup, ekrandan pozisyona bakmış ve "abartıyor abi" diyerek kırmızı kart vermemişti. "ben bilirim, var'a ne gerek var" tarzı bir yönetim sergilemişti...
alper ulusoy ise pandemi dönüşü seyircisiz oynanan galatasaray-gaziantep maçında fk türkiye profesyonel liglerde kalecinin topu elinde altı saniyeden fazla tuttuğu için "endirek serbest atış" veren ilk hakem olarak hafızalara kazınmıştı.
işte bu "ikili" dün gece ali sami yen'de yan yana gelince "evlere şenlik" bir maç ortaya çıkardılar. çok değil, geçen sezon da ali sami yen'de oynanan galatasaray-alanyaspor maçında ali palabıyık "skandal" bir maç yönetmiş, kırmızı kartlar havada uçuşmuş, maç sonu ortalık yangın yerine dönmüştü. daha ligin ikinci haftası olmasına rağmen dün gece maçı hem sahada hem de var'da yönetenler öyle bir kaosa sürüklüyordu ki, bereket ıcardı sahneye çıktı, attığı gollerle galatasaray'a 3 puan getirdi de hakemlerin sırtından büyük bir yük aldı...
peki, ne yaptı maçın hakemleri?
- 4' mertens'in pasında angelino'nun şutu rakipten kornere çıktı, aut verdi.
-11' kerem'in ıcardi'ye attığı ara pasa ofsayt kaldırdı yardımcı hakem.
-20' trezeguet ceza sahası köşesinde boey'e dirsek attı, hakem devam dedi, var çağırmadı, penaltı verilmedi.
-33' ıkılı mücadelede ıcardi hava topuna çıkarken itiliyor, devam kararı, ardından umut aynı şekilde itiliyor, trabzon lehine faul verildi.
-35' boey-trezeguet mücadelesinde müdahale olmamasına rağmen boey'in faul yaptığına hükmetti hakem.
-38' mertens rakibiyle omuz omuza mücadele, ki rakip daha yapılı ama faul verdi galatasaray aleyhine.
-39' okan buruk sarı kart gördü.
-61' barış'ın pasında mertens topa ayağını uzatmışken, arkadan darbe var, hakem devam kararı verdi, var yine çağırmadı.
-61' ıcardi'nin şutunu rakip savunma blokluyor ve top kaleden alakasız yere gidiyor ama karar "aut" ve buna itiraz eden ıcardi sarı kart gördü.
-65' galatasaray'ın atağında kourbelis topu elle tutuyor ama top galatasaraylılarda ve 3-3 pozisyon bulmuşken, avantaj vermeyip, oyunu durdurdu hakem.
-75' kourbelis torreira'nın ayağına basıyor, ikinci sarı kart olması gerekiyor ama hakem kart vermeyince, oliviera itiraz ediyor ve sarı kart gördü.
-83' ıcardi formasından çekiliyor, forma yırtılacak neredeyse ama faul çalmadı.
-85' muslera ceza sahasını terk etmiyor, üstelik takım kaptanı, hakeme itiraz ediyor ve sarı kart gördü.
maçları seyrederken "karalama defterime" not düşerim, uzun zamandır böyle bir alışkanlık edindim, galatasaray'ın ataklarını siyah, rakibi mavi, hakemleri de yeşil kalemle yazarım, ilk defa defter ilkbaharda bir çayır tarlası gibi yem yeşil oldu...
maçın adaletini sağlamak için sahada olanlar, topçulardan rol çalınca, galatasaray'ın seyircisinin de olağanüstü desteği ile geçen sezonu andıran oyununu maç boyu değil de ara ara seyretmek zorunda kaldık. o anlarda bile torreira'nın takım savunmasında ve oyun kurulumundaki vazgeçilmez rolünü görebildik. bunu bilen trabzonspor hocası bjelica, bardhi'yi torreira ile adam adama oynamak için görevlendirmişti, belli ki galatasaray'ın can damarını koparmak istiyordu. ama bu sefer de oliviera sahneye çıktı, portekizli'nin başlattığı preste torreira bakasetas'a set oldu, kerem önüne düşen topu "içgüdüsel" olarak ıcardi'ye yuvarladı ve "golcü" klas bir dokunuşla tribünleri inletti: aşkın olayııııım...
golden sonra ikinci için de "hakem yönetimi" elverdiği ölçüde galatasaray gitti rakip kaleye, nelsson'un kafasını uğurcan kornere çeldi, ıcardi'nin topuk pasında barış kararsız kaldı. barış demişken, genç topçudan okan buruk'un beklentisi oldukça fazla, o da saha içinde çok mücadele ediyor, ileri geri koşuyor, belki de rashica'dan vazgeçilme nedeni barış'tan beklentilerdir ama bir çok şeyi yapmak yerine tek bir şeyi "hocasının verdiği görevi" yani basit olanı yapsa barış, hem tribünlerin hem de teknik kadronun çok daha arzu ettiği oyuncu olacak.
ikinci devre yunus'un oyuna girmesiyle angelino'nun daha derli toplu oynamasıyla pozisyonlar buldu galatasaray, yunus altı pastan topu kaleye atamadı, bir dakika sonra sergio, fenerbahçe deplasmanında attığı golün benzerini atıyordu ki, torreira ofsayt olduğunu bilmeden boş kaleye giden topa dokundu. oyun biterken bakambu ve ıcardi de çok net pozisyonları kaçırırken, sonradan oyuna giren kaan ayhan'ın ortasında ıcardi kafayla penaltı atarcasına avladı uğurcan'ı ve takımını rahatlattı. üç gün önce ilk onbirde başladığı olimpija maçında savunmadan attığı uzun paslarda kaan ayhan'ın tekniğinden bahsetmiştik, dün gece de orta sahada rol alıp, ileriye çıktığı bir pozisyonda topu ıcardi'nin kafasına kondurdu. galatasaray taraftarı gurbetçi oyuncuyu "küçümsüyor" belki ama kaan hem stoperde, hem bekte, hem de orta sahada oynayabilme kabiliyeti ile okan buruk'un "jokeri" olacak bu sene.
maç kazanılmış, galatasaray yeni sezonun ilk galibiyetini trabzonspor gibi zorlu bir ekip karşısında almış, muslera 5. maç kalesini gole kapamış ve topçular klasik olarak kale arkası tribüne gidip üçlü çektirip dönerken, oliviera ve torreira'nın dikkati setteki bir galatasaray formalıya takıldı. herkes dikkatli bakınca, kısa saçları, kepçe kulakları, gece maçında güneş gözlükleri ve üçlü çekerken dudak büzüşü ile galatasaray tribününde büyümüş havasındaki hakim ziyech'ti orada olan. gece yarısı gizli bir uçak yolculuğu ile istanbul'a gelmiş, maç esnasında transferi kap'a bildirilmiş ve daha sahaya ayak basmadan tribünle bütünleşmişti faslı oyuncu. böyle bir tanıtımda emeği geçenlere "helal olsun", severiz "arıza" topçuları, ziyech'te bu imaj kat be kat fazlasıyla var.
kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...y2-0trabzonspor.html
maçın hakemi atilla karaoğlan ve var'da da alper ulusoy vardı... bu iki hakemin adı anıldığında ilk akla ne gelir: atilla karaoğlan, geçen sezon gaziantep fk-beşiktaş maçında beşiktaşlı oyuncunun rakibine kafa atmasına kayıtsız kalmış, var'ın davetine de uyup, ekrandan pozisyona bakmış ve "abartıyor abi" diyerek kırmızı kart vermemişti. "ben bilirim, var'a ne gerek var" tarzı bir yönetim sergilemişti...
alper ulusoy ise pandemi dönüşü seyircisiz oynanan galatasaray-gaziantep maçında fk türkiye profesyonel liglerde kalecinin topu elinde altı saniyeden fazla tuttuğu için "endirek serbest atış" veren ilk hakem olarak hafızalara kazınmıştı.
işte bu "ikili" dün gece ali sami yen'de yan yana gelince "evlere şenlik" bir maç ortaya çıkardılar. çok değil, geçen sezon da ali sami yen'de oynanan galatasaray-alanyaspor maçında ali palabıyık "skandal" bir maç yönetmiş, kırmızı kartlar havada uçuşmuş, maç sonu ortalık yangın yerine dönmüştü. daha ligin ikinci haftası olmasına rağmen dün gece maçı hem sahada hem de var'da yönetenler öyle bir kaosa sürüklüyordu ki, bereket ıcardı sahneye çıktı, attığı gollerle galatasaray'a 3 puan getirdi de hakemlerin sırtından büyük bir yük aldı...
peki, ne yaptı maçın hakemleri?
- 4' mertens'in pasında angelino'nun şutu rakipten kornere çıktı, aut verdi.
-11' kerem'in ıcardi'ye attığı ara pasa ofsayt kaldırdı yardımcı hakem.
-20' trezeguet ceza sahası köşesinde boey'e dirsek attı, hakem devam dedi, var çağırmadı, penaltı verilmedi.
-33' ıkılı mücadelede ıcardi hava topuna çıkarken itiliyor, devam kararı, ardından umut aynı şekilde itiliyor, trabzon lehine faul verildi.
-35' boey-trezeguet mücadelesinde müdahale olmamasına rağmen boey'in faul yaptığına hükmetti hakem.
-38' mertens rakibiyle omuz omuza mücadele, ki rakip daha yapılı ama faul verdi galatasaray aleyhine.
-39' okan buruk sarı kart gördü.
-61' barış'ın pasında mertens topa ayağını uzatmışken, arkadan darbe var, hakem devam kararı verdi, var yine çağırmadı.
-61' ıcardi'nin şutunu rakip savunma blokluyor ve top kaleden alakasız yere gidiyor ama karar "aut" ve buna itiraz eden ıcardi sarı kart gördü.
-65' galatasaray'ın atağında kourbelis topu elle tutuyor ama top galatasaraylılarda ve 3-3 pozisyon bulmuşken, avantaj vermeyip, oyunu durdurdu hakem.
-75' kourbelis torreira'nın ayağına basıyor, ikinci sarı kart olması gerekiyor ama hakem kart vermeyince, oliviera itiraz ediyor ve sarı kart gördü.
-83' ıcardi formasından çekiliyor, forma yırtılacak neredeyse ama faul çalmadı.
-85' muslera ceza sahasını terk etmiyor, üstelik takım kaptanı, hakeme itiraz ediyor ve sarı kart gördü.
maçları seyrederken "karalama defterime" not düşerim, uzun zamandır böyle bir alışkanlık edindim, galatasaray'ın ataklarını siyah, rakibi mavi, hakemleri de yeşil kalemle yazarım, ilk defa defter ilkbaharda bir çayır tarlası gibi yem yeşil oldu...
maçın adaletini sağlamak için sahada olanlar, topçulardan rol çalınca, galatasaray'ın seyircisinin de olağanüstü desteği ile geçen sezonu andıran oyununu maç boyu değil de ara ara seyretmek zorunda kaldık. o anlarda bile torreira'nın takım savunmasında ve oyun kurulumundaki vazgeçilmez rolünü görebildik. bunu bilen trabzonspor hocası bjelica, bardhi'yi torreira ile adam adama oynamak için görevlendirmişti, belli ki galatasaray'ın can damarını koparmak istiyordu. ama bu sefer de oliviera sahneye çıktı, portekizli'nin başlattığı preste torreira bakasetas'a set oldu, kerem önüne düşen topu "içgüdüsel" olarak ıcardi'ye yuvarladı ve "golcü" klas bir dokunuşla tribünleri inletti: aşkın olayııııım...
golden sonra ikinci için de "hakem yönetimi" elverdiği ölçüde galatasaray gitti rakip kaleye, nelsson'un kafasını uğurcan kornere çeldi, ıcardi'nin topuk pasında barış kararsız kaldı. barış demişken, genç topçudan okan buruk'un beklentisi oldukça fazla, o da saha içinde çok mücadele ediyor, ileri geri koşuyor, belki de rashica'dan vazgeçilme nedeni barış'tan beklentilerdir ama bir çok şeyi yapmak yerine tek bir şeyi "hocasının verdiği görevi" yani basit olanı yapsa barış, hem tribünlerin hem de teknik kadronun çok daha arzu ettiği oyuncu olacak.
ikinci devre yunus'un oyuna girmesiyle angelino'nun daha derli toplu oynamasıyla pozisyonlar buldu galatasaray, yunus altı pastan topu kaleye atamadı, bir dakika sonra sergio, fenerbahçe deplasmanında attığı golün benzerini atıyordu ki, torreira ofsayt olduğunu bilmeden boş kaleye giden topa dokundu. oyun biterken bakambu ve ıcardi de çok net pozisyonları kaçırırken, sonradan oyuna giren kaan ayhan'ın ortasında ıcardi kafayla penaltı atarcasına avladı uğurcan'ı ve takımını rahatlattı. üç gün önce ilk onbirde başladığı olimpija maçında savunmadan attığı uzun paslarda kaan ayhan'ın tekniğinden bahsetmiştik, dün gece de orta sahada rol alıp, ileriye çıktığı bir pozisyonda topu ıcardi'nin kafasına kondurdu. galatasaray taraftarı gurbetçi oyuncuyu "küçümsüyor" belki ama kaan hem stoperde, hem bekte, hem de orta sahada oynayabilme kabiliyeti ile okan buruk'un "jokeri" olacak bu sene.
maç kazanılmış, galatasaray yeni sezonun ilk galibiyetini trabzonspor gibi zorlu bir ekip karşısında almış, muslera 5. maç kalesini gole kapamış ve topçular klasik olarak kale arkası tribüne gidip üçlü çektirip dönerken, oliviera ve torreira'nın dikkati setteki bir galatasaray formalıya takıldı. herkes dikkatli bakınca, kısa saçları, kepçe kulakları, gece maçında güneş gözlükleri ve üçlü çekerken dudak büzüşü ile galatasaray tribününde büyümüş havasındaki hakim ziyech'ti orada olan. gece yarısı gizli bir uçak yolculuğu ile istanbul'a gelmiş, maç esnasında transferi kap'a bildirilmiş ve daha sahaya ayak basmadan tribünle bütünleşmişti faslı oyuncu. böyle bir tanıtımda emeği geçenlere "helal olsun", severiz "arıza" topçuları, ziyech'te bu imaj kat be kat fazlasıyla var.
kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...y2-0trabzonspor.html