3
tüm ultraslan da galatasaraylı değildir aynı zamanda. ne fenerbahçe yenilgisi ne de şampiyonluktan uzaklaşmak böyle sinirlendirmedi beni. çünkü biliyordum ki bu sene olmadı ama seneye bu yıl yapamadığımız herşeyi yapabileğimiz bir yoldayız, çünkü sezon başında diyordum ki şampiyonluk ilk defa benim için bu kadar önemsiz, önemli olan bu teknik ekiple uzun süre devam etmek, sabretmek. hep aklıma ettiğim sabır yeminleri geliyordu, biraz olsun rahatlıyordum. ama 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakirspor macinda yaşananlar hakikaten sinirden gözlerimin dolmasına sebep oldu. madem rijkaard'ı alkışlamayı akıl ediyorsun o zaman takımdaki sorunları da bırak da o çözsün sana ne oluyor? protestoyu da anlayabilirim mesela ilk 5 dakika sessizliğe tahammül edebilirim haklı bulmasam da ama futbolcu ıslıklama, gole sevinmeme ne oluyor? allahına kadar galatasaraylı olan kaptanı protesto etmek, ruhsuz demek ne oluyor?. emanet arabayla caddede kız keserken kendini ilah gibi görenlerin, alnının teriyle kazandığı parayla kız arkadaşı için sinemada küçük bir salonun bütün biletlerini almasını protesto etmesi ne oluyor? hala yaptıklarını rijkaard'ın müthiş soğukkanlı ve kibar açıklamasına ve futbolcuların taraftar ne diyorsa doğrudur şeklindeki açıklamalarına dayandırarak doğru bir iş gibi gösterme çabaları ne oluyor? bravo haklısınız dikkatini çektiniz oyuncularımızın, özellikle kaptanın çok dikkatini çektiniz. eminim kaptan şimdi insanların verdikçe istediğini, yaranmanın mümkün olamayacağını düşünüyordur ve belki de yeni stadımıza kaptan olarak çıkma hayallerini çöpe atmayı planlıyordur. ama gidip tugay gibi efsane olmak yerine kalıp bazı şeylerin değişmesine vesile olur ve bunların her bağırdıklarını gönderemeyeceklerini anlamalarını sağlar umarım. buralarda kalması gerekenler kim gitmesi gerekenler kim o zaman belki herkes anlar.