217
denizlispor'un şerefinden ya da teşvik priminden değil bayağı bayağı küme düşme korkusundan dolayı hayvan gibi top oynadığı maç. o gün biz şamiyonluk mücadelesi verirken denizlispor*, malatyaspor*, gaziantepspor* ve ankaraspor* ikinci lige giden son biletin kendilerine çıkmaması için kıyasıya bir mücadele veriyordu bir yandan. bugün hala konuşulan konfeti ve meşale olaylarının sebebi teorik olarak aynı saatte başlayan maçlar arasında kendi maçının daha geç bitmesini sağlamaktı.
14 mayıs 2006 gaziantepspor malatyaspor maçının altmışlı dakikalarında malatyaspor'un kendi kalesine attığı gol geldi önce. haftaya zaten avantajlı başlayan gaziantepspor 40 puanla tamamen çemberin dışına çıktı. keza malatyaspor'un da 36 puanda kalmasıyla beraberlik halinde 37 puana çıkan ankaraspor ve denizlispor da güvenli bir konumda kalıyordu. hem ankaraspor hem denizlispor aşağı yukarı aynı dakikalarda attıkları golle 39'ar puana çıktılar. normal süreye göre 88 ve 83. dakikalarda gelmişti bu goller, ve artık iki takımın da skoru tuttuğu senaryoda malatyaspor'a 2 gol gerekiyordu. mustafa keçeli'nin fenerbahçe'ye attığı gol sonrası yaşanan o anormal sevincin arka planında böyle bir durum vardır.
hatta gol sonrası olay sevinçle kalmamış, yine bir konfeti ve meşale yağmuruyla oyun biraz daha durmuştur. hasan şaş'ın sahada deli tavuk gibi koşturduğu, mondragon'un ayağında topla ağladığı, karaborsacı twiggy terliklerin bile hamamböceği dansı yaptığı o unutulmaz anlardı. hatta hem ali sami yen'de hem de trabzonspor-beşiktaş maçının oynandığı izmir atatük stadyumu'nda ibne kanarya olamazsın şampiyon tezahüratının bir ağızdan yapıldığı o anlardı...
son yarım saatlik süreçte saldırmaya çalışan fenerbahçe, geriye düşmenin ve istanbul'daki sonucun hemen hemen belli olmasının da mecburiyetiyle santradan sonra gung ho modunu açtı. nitekim birkaç dakika sonra, federasyon kayıtlarına göre normal sürede 89. dakika, nasıl olduğunu atananın bile anlamadığı bir gol buldular. o sırada ankaraspor da maçını bitirip kendini kurtarmış oldu.
artık kümeden düşecek son takım ya denizlispor ya da malatyaspor olacaktı. maçı berabere götüren denizlispor 1 puan öndeydi. ikili averajda da rakibine üstün durumdaydı. denizli'de 16 dakika yazılı tabela kalkarken antep'te normal süre bile henüz bitmemişti. bu 16 dakikada malatyaspor'un atacağı ve denizlispor'un yiyeceği birer gol bizi şampiyonluktan denizlispor'u da ligden edecekti. nitekim 106 dakika oynanan bu maçın yanılmıyorsam 98. dakikası oynanırken gaziantepspor'un maçı 1-0 kazandığı haberi geldi. artık denizlispor'un puan almak gibi bir mecburiyeti yoktu...
denizli'de tribünler doğal olarak bayram yerine dönerken ekranların, radyoların ve özellikle numaralı tribündeki televizyonların başındakiler için yürek söken bir 8 dakika başlamıştı. denizlispor yusuf şimşek'in maestroluğunda özellikle ilk yarıda fenerbahçe kalesinde çok pozisyonlar bulmuş, selahattin kınalı'nın kazmalığına takılmıştı. bu tehdit ikinci yarı boyunca da fenerbahçe'nin denizlispor kalesine doğru fazla açılmasına engel olmuştu, hatta gol de o şekilde bir kontra sonucu gelmişti.
ama artık denizlispor'un bir mecburiyeti yoktu. üstelik yorgunluk ve konsantrasyon kaybı da özellikle savunmada işlerini zorlaştıracaktı. nitekim kalan 8 dakikada iki tane çok net pozisyon verdi denzlispor. bir tanesinde yanılmıyorsam tuncay şanlı tıpkı golde olduğu gibi şandel bir kafa vurdu, havalanıp auta çıkan top üst direğin arkasına değil de sanki biz galatasaraylıların göğsüne vurdu orada. diğeri de 106. dakikada appiah'ın kaçırdığı ve sonrasında yerden kalkamadığı o pozisyondu. orada da izleyen herkes bir anlık hafıza kaybına uğramıştır, uğramadım diyen de yalan söylüyordur.
uzun lafın kısası denizlispor yıllar sonra yapılan algılarla uydurulduğu gibi teşvikten ya da fenerbahçe düşmanlığından değil tamamen kendini ligde tutabilmek için oynamıştır. 2000-2001'de revivo ile birlikte fenerbahçe'yi şampiyon yapan yusuf şimşek yıllar sonra fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaybettiği maçtaki en önemli rakip tehdidi olmuştur. sadece 2 sene önce 33. haftada stadın 4'te 3'ünü fenerbahçe taraftarına verip yediği 4 golle güle oynaya şampiyonluk kutlaması yaptıran denizlispor bu sefer kara listeye alınmıştır.
14 mayıs 2006 gaziantepspor malatyaspor maçının altmışlı dakikalarında malatyaspor'un kendi kalesine attığı gol geldi önce. haftaya zaten avantajlı başlayan gaziantepspor 40 puanla tamamen çemberin dışına çıktı. keza malatyaspor'un da 36 puanda kalmasıyla beraberlik halinde 37 puana çıkan ankaraspor ve denizlispor da güvenli bir konumda kalıyordu. hem ankaraspor hem denizlispor aşağı yukarı aynı dakikalarda attıkları golle 39'ar puana çıktılar. normal süreye göre 88 ve 83. dakikalarda gelmişti bu goller, ve artık iki takımın da skoru tuttuğu senaryoda malatyaspor'a 2 gol gerekiyordu. mustafa keçeli'nin fenerbahçe'ye attığı gol sonrası yaşanan o anormal sevincin arka planında böyle bir durum vardır.
hatta gol sonrası olay sevinçle kalmamış, yine bir konfeti ve meşale yağmuruyla oyun biraz daha durmuştur. hasan şaş'ın sahada deli tavuk gibi koşturduğu, mondragon'un ayağında topla ağladığı, karaborsacı twiggy terliklerin bile hamamböceği dansı yaptığı o unutulmaz anlardı. hatta hem ali sami yen'de hem de trabzonspor-beşiktaş maçının oynandığı izmir atatük stadyumu'nda ibne kanarya olamazsın şampiyon tezahüratının bir ağızdan yapıldığı o anlardı...
son yarım saatlik süreçte saldırmaya çalışan fenerbahçe, geriye düşmenin ve istanbul'daki sonucun hemen hemen belli olmasının da mecburiyetiyle santradan sonra gung ho modunu açtı. nitekim birkaç dakika sonra, federasyon kayıtlarına göre normal sürede 89. dakika, nasıl olduğunu atananın bile anlamadığı bir gol buldular. o sırada ankaraspor da maçını bitirip kendini kurtarmış oldu.
artık kümeden düşecek son takım ya denizlispor ya da malatyaspor olacaktı. maçı berabere götüren denizlispor 1 puan öndeydi. ikili averajda da rakibine üstün durumdaydı. denizli'de 16 dakika yazılı tabela kalkarken antep'te normal süre bile henüz bitmemişti. bu 16 dakikada malatyaspor'un atacağı ve denizlispor'un yiyeceği birer gol bizi şampiyonluktan denizlispor'u da ligden edecekti. nitekim 106 dakika oynanan bu maçın yanılmıyorsam 98. dakikası oynanırken gaziantepspor'un maçı 1-0 kazandığı haberi geldi. artık denizlispor'un puan almak gibi bir mecburiyeti yoktu...
denizli'de tribünler doğal olarak bayram yerine dönerken ekranların, radyoların ve özellikle numaralı tribündeki televizyonların başındakiler için yürek söken bir 8 dakika başlamıştı. denizlispor yusuf şimşek'in maestroluğunda özellikle ilk yarıda fenerbahçe kalesinde çok pozisyonlar bulmuş, selahattin kınalı'nın kazmalığına takılmıştı. bu tehdit ikinci yarı boyunca da fenerbahçe'nin denizlispor kalesine doğru fazla açılmasına engel olmuştu, hatta gol de o şekilde bir kontra sonucu gelmişti.
ama artık denizlispor'un bir mecburiyeti yoktu. üstelik yorgunluk ve konsantrasyon kaybı da özellikle savunmada işlerini zorlaştıracaktı. nitekim kalan 8 dakikada iki tane çok net pozisyon verdi denzlispor. bir tanesinde yanılmıyorsam tuncay şanlı tıpkı golde olduğu gibi şandel bir kafa vurdu, havalanıp auta çıkan top üst direğin arkasına değil de sanki biz galatasaraylıların göğsüne vurdu orada. diğeri de 106. dakikada appiah'ın kaçırdığı ve sonrasında yerden kalkamadığı o pozisyondu. orada da izleyen herkes bir anlık hafıza kaybına uğramıştır, uğramadım diyen de yalan söylüyordur.
uzun lafın kısası denizlispor yıllar sonra yapılan algılarla uydurulduğu gibi teşvikten ya da fenerbahçe düşmanlığından değil tamamen kendini ligde tutabilmek için oynamıştır. 2000-2001'de revivo ile birlikte fenerbahçe'yi şampiyon yapan yusuf şimşek yıllar sonra fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaybettiği maçtaki en önemli rakip tehdidi olmuştur. sadece 2 sene önce 33. haftada stadın 4'te 3'ünü fenerbahçe taraftarına verip yediği 4 golle güle oynaya şampiyonluk kutlaması yaptıran denizlispor bu sefer kara listeye alınmıştır.