5
güzel bir sözlük bu sözlük. enteresan bir yer, bir girdiğinde başından ayrılamıyorsun. tamam; kimi sebeplerden dolayı bazen soğutsa da, bakın mesela gündüz vize sınavım var, daha bir gıdım çalışmadığım gibi ne aldığım filmleri izleyebildim ne de şöyle ayağımı yayıp bir oturabildim. böyle bir ortamı bütün galatasaraylılara ve başka takımdan olup da burayı takip edenlere sağlayanlara her zaman +1 teşekkürüm daha vardır. kimi zaman eleştirilseler de, * * amaçlarına ve niyetlerime her zaman saygım vardır.
bana göre burası ayrıştırıcı değil, galatasaray taraftarını birleştirici, eskiler tevhid diyordu sanırım, bir arada tutan bir yer olmalı. burası ekşi sözlük gibi değil, burası birbirinden tamamen ayrı insanların bir araya geldiği bir yer değil. burası; farklı düşüncelere sahip olsalar da tamamen galatasaray sevgisi ile donanmış insanlardan oluşan bir yer. bu yüzden her puan kaybından sonra kavgalar çıkan değil, senin galatasaray'ın iyiliğini en fazla karşındaki insan kadar isteyebileceğin bir yer olduğu için şampiyon olamasak da yazarların birbirlerine olmadık lafları edemediği bir yer olmalı. şimdi; tek ses mi olmalı bu sözlükte? frank rijkaard eleştirilmesin mi? elbette ki yeri gelince eleştirilsin. ama kimse burada benim takıma geldiğinde gelecek adına hayaller kurduğum adamı küçük düşürmeye kalkmasın. birinin formasının arkasına ismini yazdırdığı futbolcuyu kimse oraya buraya göndermeye çalışmasın. eleştiri getireceksen bile, senin yazdıklarını beğenen kitle olduğu halde yazdıklarından rencide olacak insanlar olduğunu unutma. belli bir saygı çerçevesinde yap eleştirini. mağlup olunan maçtan sonra buraya gelip de "o gitsin bu gelsin"cilik oynama. aynı renklere gönül verdiğin insan en az senin kadar üzgündür o maç için. puan kaybetmişiz, inandığımız isim sahada dökülmüş belki, tamam takım kötü gitmiş, ama sen; hiçbir dayanak göstermeden her futbolcunun, teknik direktörümüzün, yardımcı hocamızın başlığının altına sırf "ben eleştiri yapacam" inadı uğruna bir şeyler karalarsan elbette ki insanlardan tepki görürsün. önce hele bi anlat, neden eleştiriyorsun bu adamı, senin önünde engel olan mı var? güzelce bir frank rijkaard yazısı yaz, istikrar diye inleyen insanların olduğu ortamda, başkanımızın frank rijkaard ile devam etmek istediğini söylemesine rağmen istifa çığlıkları atmadan bitir şu yazını, sana tepki gösterene ben tepki gösteririm. ama şimdiki halde frank rijkaard'ı eleştirmek için yola çıkanlar genellikle öyle bir ellerine gözlerine bulaştırıyorlar ki, ardarda 300 entry sadece "frank rijkaard'ı eleştiriyorum" deseler anca bu kadar boş olur.
rijkaard'ın eleştirilmesi konusunda söyleyeceklerim bunlar. şimdi dersen ki "sen de diğer herkes gibi rijkaard sevdalısı olmuşsun, bizim aşkımız formaya", kardeşim, o forma storelarda da satılıyor, çakması pazarda da var; git bir tane storedan al, hem kulübe katkın olsun, hem halı sahada maç yaparken arkadaşlarına havan olsun. ama o formayı bir yerlere taşımak için, eğrisiyle doğrusuyla, uğraş veren insanlar hakkında da yorum yaparken biraz saygılı ol, önce otur, iki dakika düşün. "yok, ben bildiğimi okurum, benim sevgim formaya" demeye devam ediyorsan, aynen devam et ama tepki görünce de üzülüp sitem etme.
ve merak etme, biz de zevk almıyoruz takımın elinin altındaki şampiyonluğu kaçırmasından.
bana göre burası ayrıştırıcı değil, galatasaray taraftarını birleştirici, eskiler tevhid diyordu sanırım, bir arada tutan bir yer olmalı. burası ekşi sözlük gibi değil, burası birbirinden tamamen ayrı insanların bir araya geldiği bir yer değil. burası; farklı düşüncelere sahip olsalar da tamamen galatasaray sevgisi ile donanmış insanlardan oluşan bir yer. bu yüzden her puan kaybından sonra kavgalar çıkan değil, senin galatasaray'ın iyiliğini en fazla karşındaki insan kadar isteyebileceğin bir yer olduğu için şampiyon olamasak da yazarların birbirlerine olmadık lafları edemediği bir yer olmalı. şimdi; tek ses mi olmalı bu sözlükte? frank rijkaard eleştirilmesin mi? elbette ki yeri gelince eleştirilsin. ama kimse burada benim takıma geldiğinde gelecek adına hayaller kurduğum adamı küçük düşürmeye kalkmasın. birinin formasının arkasına ismini yazdırdığı futbolcuyu kimse oraya buraya göndermeye çalışmasın. eleştiri getireceksen bile, senin yazdıklarını beğenen kitle olduğu halde yazdıklarından rencide olacak insanlar olduğunu unutma. belli bir saygı çerçevesinde yap eleştirini. mağlup olunan maçtan sonra buraya gelip de "o gitsin bu gelsin"cilik oynama. aynı renklere gönül verdiğin insan en az senin kadar üzgündür o maç için. puan kaybetmişiz, inandığımız isim sahada dökülmüş belki, tamam takım kötü gitmiş, ama sen; hiçbir dayanak göstermeden her futbolcunun, teknik direktörümüzün, yardımcı hocamızın başlığının altına sırf "ben eleştiri yapacam" inadı uğruna bir şeyler karalarsan elbette ki insanlardan tepki görürsün. önce hele bi anlat, neden eleştiriyorsun bu adamı, senin önünde engel olan mı var? güzelce bir frank rijkaard yazısı yaz, istikrar diye inleyen insanların olduğu ortamda, başkanımızın frank rijkaard ile devam etmek istediğini söylemesine rağmen istifa çığlıkları atmadan bitir şu yazını, sana tepki gösterene ben tepki gösteririm. ama şimdiki halde frank rijkaard'ı eleştirmek için yola çıkanlar genellikle öyle bir ellerine gözlerine bulaştırıyorlar ki, ardarda 300 entry sadece "frank rijkaard'ı eleştiriyorum" deseler anca bu kadar boş olur.
rijkaard'ın eleştirilmesi konusunda söyleyeceklerim bunlar. şimdi dersen ki "sen de diğer herkes gibi rijkaard sevdalısı olmuşsun, bizim aşkımız formaya", kardeşim, o forma storelarda da satılıyor, çakması pazarda da var; git bir tane storedan al, hem kulübe katkın olsun, hem halı sahada maç yaparken arkadaşlarına havan olsun. ama o formayı bir yerlere taşımak için, eğrisiyle doğrusuyla, uğraş veren insanlar hakkında da yorum yaparken biraz saygılı ol, önce otur, iki dakika düşün. "yok, ben bildiğimi okurum, benim sevgim formaya" demeye devam ediyorsan, aynen devam et ama tepki görünce de üzülüp sitem etme.
ve merak etme, biz de zevk almıyoruz takımın elinin altındaki şampiyonluğu kaçırmasından.