• 65
    23 yıl sonra gelen, bağırta cagirta "seni sevmeyen ölsün" dedirten ve düşman çatlatan türkiye basketbol ligi 2012-2013 şampiyonluğudur benim için.
    basketbolla ilk tanışmam, sinan erdem'de anadolu efes'in euroleague macina gitmemle olmuştu. maçı tam hatırlamıyorum, babam elimden tutup götürdü beni ve basketbolla tanıştırdı. kendisi feci bir basketbol hayranı, bana da miras bıraktı bu hayranlığı. galatasaray basketbolu ile ilk tanışmam ise 10-11 sezonunda içerde 68-57 kaybettiğimiz estudiantes maçı. ipekçi'de nispeten dolu bir salonda ne yazık ki kaybetmiştik. galatasaray basketbolu ile o gün tanışmıştım. devamında babamla her hafta sonu maçlara gitmeye başlamıştık. ben tabii 2. sınıfım o ara. çocuğum yani. ama o kadar güzel ki, takımın tamamını numaralarıyla ezberleyip babama anons yapıyordum evde hahshs. heves ettim basketbola başladım. tutku açık'a aşıktım bildiğin. o sezon tüm maçlara gittik babamla final serisinin ilk ve son maçı hariç. içerdeki 2. maça gitmiştik onu da kaybettik. derbi karnem pek iyi değil ne yazık ki :(
    sonra 11-12, 10-11'de gelen o eski yenilmez armada havası bu sezonda da devam etti. buraya pek girmeyeyim. euroleague'de ilk senesi olmasına rağmen rüya gibi bir euroleague oynadı takım. ama ligde başarısızdık bence. aslında başarısız demek de haksızlık olur sanssizdik diyelim. yarı finalde beşiktaş ile eslestik. nitekim o sene beşiktaş şampiyon oldu. sonra 2012 yazında oktay hoca takımdan ayrıldı. detaylarını pek bilmiyorum meselenin, ünal başkan ile 2+2 hoca+ceo şekli bir anlasma yapacaktı sonra o anlaşma 4 sene hocalik olarak değiştirilmeye çalışıldı orada bir anlaşmazlık. tabii ben bu kadarla olduğunu sanmiyorum, başka şeyler de vardır elbet. neyse işte, oktay hoca gitti. tabii galatasaray liseliler durur mu, hemen kendi sıra arkadaşlarını yamamaya çalıştılar şubeye, erman kunter. allah korudu. unics kazan yolcusu ergin hocayı yolundan çevirip takımın başına koydu ünal başkan.
    velhasıl, buraya kadar 12-13 sampiyonluğuna giden süreçle ilgili bazı kilit seylerden ve şubeye olan derin ve yoğun aşkımdan bahsetmeye calistim.
    sezona, ergin hocanın beşiktaş'tan getirdiği yabancılarla girdik. sezonun başlarında meşhur karşıyaka deplasmanı oynandı. o güne kadar fener'i falanda madara eden karşıyaka, bizim maçtan önce kafası kesik aslan pankartı açtı, daha sonra taraftarı maç içinde türlü türlü çirkefliği yaptı. hakemlerin yanlı kararlari ve son top cenk akyol'a çalınan saçma sapan steps ile kaybettik. ama o maç orada öylece kalmadı tabii, o yaşananların hesabı sonradan soruldu. zaten o maçtan sonra daha da maç kaybetmedik diye hatırlıyorum. o sene bütçemiz epey iyiydi. hocanın bizde de 3 kupa hedefi vardı. eurocup'da fena ilerlemiyorken hawkins'in doping mevzusu patladı. ben hawkins'e hakkımı helal etmiyorum. hawkins patladı, 4 sene ceza yedi. biz akabinde eurocup'tan elendik falan. kupa'da finale çıktık, yine yanlı hakem yönetimi ve macin sonunda sato'nun potaya temas etmesine rağmen verilen basketiyle kupayı kaybettik fenere. elde kaldı lig, ligin kalan kisminda namağluptuk. bütün maçları salonda izleme şerefine nail oldum. düşünün, 10 yasinda bir veledsiniz. galatasaray'ınız 23 sene sonra şampiyonluğa koşuyor, her maçına yerinde şahitsiniz. neyse, karşıyaka maçı. inanılmaz kaotikti. mevzular çıktı, bizimkiler karşıyakalılara bir güzel sopa çekti. kafası yarilanlar, salondan yaka paça atılanlar. en son hatırladığım önümde bir tane kel abi vardı, kafası kanıyordu ama hala tezahürat yapıyordu. deli oğlu deli ahahah.
    ligi 27-3 ile 1. sırada bitirdik. çeyrek finalde tofasi 2-0, yarı finalde karsiyaka'yi 3-0 ve finalde banvit'i 4-1 ile geçtik. o 1'i de, evimizde şampiyonluk kutlayalım diye verdiğimize eminim. nitekim, evimizde muhteşem bir ortamda, 1 saat öncesinden tıklım tıklım olan ipekçi'de kutladık. bir haziran günü, öğleden sonra hava sicakken. otoparktan girdik, içip içip ibrahim tatlises söyleyenler, tezahürat yapıp isinanlar. hayatımın en güzel günüydü. kız arkadaşımın bana bir sorusu olmuştu: "en mutlu olduğun gun hangi gündü" diye, kendisiyle tanıştığım günü beklemişti muhtemelen ama ben 15 haziran 2013 demiştim, sonra senle tanıştığım gün geliyor demiştim. sevgilim galatasaray'ı hep kiskanmisti bu yüzden ahaha.
    maçtan önce anlamlı bir koreografi, sahada eze eze kazanan bir takım. konfetiler, protokolde sarigüller sürenler aysallar. dünyada cenneti yaşamıştım sanki. futbolda şampiyonlar ligi'nde ceyrek final yapıp real'i madara eden ve ligde en yakın rakibine fark atarak şampiyon olan takım, baskette eze eze gelen destansı şampiyonluk. 2013 yılı cidden dünyada cenneti yaşamışız. bunları yazarken duygulanmadım değil valla. oturup hüngür hüngür ağlayacağım şimdi. çok baskaydi 12-13 şampiyonlukları. yaşatan herkesten, emeği geçenlerden allah bin kere razı olsun.

    https://gss.gs/u55.jpeg
    https://gss.gs/qd5.jpeg
App Store'dan indirin Google Play'den alın