416
ali sami yen zamanında meşale sokak'ta iki tur atan, bir kere de inönü veya kadıköy deplasmanına giden galatasaraylı, sebahattin şirin'i ve çevresini yeteri kadar iyi tanımış olur. "şöyle biridir", "böyle bir şahsiyettir" vs. şeklinde tanımlamalar yapmaya ve "galatasaray'a yakışmıyor" cümlesiyle başlayıp öfke kusmaya hiç gerek yok. bunlar sadece kendimizi avutmak için kullandığımız teselli cümlelerinden ibaret olur.
burada ana hatlarıyla iki görüş var sebahattin şirin'e ve ultraslan'a dair. birincisi "kendisi ve çevresi ultraslan'dan temizlensin ve grup steril bir hal alsın". ikinci görüş, "sebahattin'ler bırakmıyorsa, ultraslan komple tribünden silinsin". ben ilk maçıma 1999 yılında babamla birlikte gittim, bu adam oradaydı. 2002-2003 sezonunda 4 tane iç saha maçına gittim, bu adam yine oradaydı. 2005-2006 sezonundan itibaren 17 yıldır da düzenli olarak maçlara gidiyorum, bu adam hala orada. bu işin emekliliği yok yani. "allah seni başımızdan eksik etmesin reis; ölene dek seninle, ölene dek seninle, ölene dek seninleyiz ooo" diye bağırıyor kale arkası zaman zaman, hakikaten öyle. sebahattin şirin'in çevresindeki kitlenin ağzından "reis bıraktığında tribünü şu (ismini vermeyim) devralacak" cümlesini ilk duyduğumda tarih kasım 2007'ydi. o günden bugüne 16 yıl geçti. tribünü bıraktığı falan olmadı sebahattin şirin'in. aradan geçen 16 yıl da ali sami yen'de ne kadar iyi galatasaraylı olduğuna gözlerimle şahit olduğum ve tribünün tozunu yutmuş onlarca belki yüzlerce adam tribünü bıraktı ama sebahattin şirin tribünü bırakmadı. 2000'li yılların başında bugüne sebahattin şirin'in çevresindeki insanlar pek çok kez değişti ama tek değişmeyen ve sorgulanmayan kısım kendisinin liderliği/reisliği (bu açıdan türk siyasetindeki iki isme çok benziyor) oldu. kendisi istemediği sürece de bunu değiştirecek kudret hiç kimsede yok. çünkü tayfası ile, üniversite gençliği ile ultraslan, beste de dediği gibi, ölene dek sebahattin şirin'i istiyor. ölene dek devam edebilir isterse kendisi. kimse de bir şey yapamaz.
bugün gelinen noktada, "ultraslan 2001'de kurulduğunda sebahattin'den ve tayfasından ibaret değildi. hatta onlardan çok farklı ve çok parlak zekaya sahip galatasaraylıların grubuydu aslında" diye kendimizi kandırmanın bir anlamı yok. başlangıç yapılanması kaç yıl tribünde devam etti? 2? 3? o başlangıç yapılanmasından, o kurucu ekipten kaç kişi bugün aktif ultraslan'da? veya ultraslan'ı geçtim, o ilk yıllardaki ekipten kaç kişi acaba bugün tribünde (bu açıdan da grup türk siyasetindeki bir partiye çok benziyor)? kendimizi kandırmayalım özetle. sebahattin şirin veya ultraslan hakkında idealist olmanın hiçbir anlamı yok. önce galatasaray'ın tribünsel gerçeklerini bir kabul edelim ve sonrasında da realist olalım. hayallerle değil, gerçeklerle yaşayalım. sebahattin şirin'e veya gruba yönelik öfke kusmanın veya "beni veya galatasaray'ı temsil etmiyor bu gericiler" diye avunmanın hiçbir anlamı yok. bugün sebahattin şirin ve çevresi eşittir ultraslan. ultraslan da eşittir galatasaray taraftarı. görsel medyada, yazılı basında veya sosyal medyada birileri galatasaray taraftarının görüşünü öğrenmek veya nabzını tutmak istediğinde ultraslan'a, eğer mümkünse de sebahattin şirin'e ulaşmaya çalışıyor. bal gibi bu grup ve lider kadrosu temsil ediyor galatasaray taraftarını. tesellilere veya bu grubu tribünden tasfiye edecek don kişot'vari başkanların hayallerini kurmaya hiç gerek yok. elimizdeki malzeme belli, hakikatler belli.
kabul etmemiz gereken gerçek şu; bu kişiden ve bu gruptan rahatsız olan galatasaraylıların bu kişilere veya gruba yönelik lanet etmesinin hiçbir tesir gücü yok. yapılması gereken, bu gruptan ve liderinden mümkün olduğu kadar uzak durmak. bir mesafe oluşturabilmek ve bu mesafeyi koruyabilmek. bu da biraz olsun mümkün stadımızda. galatasaraylılığı, her bir bireyin kendisinin bildiği ve istediği gibi yaşamasına ali sami yen'e oranla çok daha fazla izin veren bir stadımız var. ultraslan'ın ve sebahattin şirin'in günümüz gerçeklerinde sahip olduğu gücü bilerek ancak yaptıklarını ve yapmadıklarını çok da fazla önemsemeden, farklı bir taraftarlık yolu izlemek mümkün galatasaraylılar için arena'da. stada gelenlerin bu müsait alanı sonuna kadar kullanması gerektiğini düşünüyorum. şahsen ben uzun yıllardır bu şekilde hareket ediyorum. herkese de tavsiye ederim.
burada ana hatlarıyla iki görüş var sebahattin şirin'e ve ultraslan'a dair. birincisi "kendisi ve çevresi ultraslan'dan temizlensin ve grup steril bir hal alsın". ikinci görüş, "sebahattin'ler bırakmıyorsa, ultraslan komple tribünden silinsin". ben ilk maçıma 1999 yılında babamla birlikte gittim, bu adam oradaydı. 2002-2003 sezonunda 4 tane iç saha maçına gittim, bu adam yine oradaydı. 2005-2006 sezonundan itibaren 17 yıldır da düzenli olarak maçlara gidiyorum, bu adam hala orada. bu işin emekliliği yok yani. "allah seni başımızdan eksik etmesin reis; ölene dek seninle, ölene dek seninle, ölene dek seninleyiz ooo" diye bağırıyor kale arkası zaman zaman, hakikaten öyle. sebahattin şirin'in çevresindeki kitlenin ağzından "reis bıraktığında tribünü şu (ismini vermeyim) devralacak" cümlesini ilk duyduğumda tarih kasım 2007'ydi. o günden bugüne 16 yıl geçti. tribünü bıraktığı falan olmadı sebahattin şirin'in. aradan geçen 16 yıl da ali sami yen'de ne kadar iyi galatasaraylı olduğuna gözlerimle şahit olduğum ve tribünün tozunu yutmuş onlarca belki yüzlerce adam tribünü bıraktı ama sebahattin şirin tribünü bırakmadı. 2000'li yılların başında bugüne sebahattin şirin'in çevresindeki insanlar pek çok kez değişti ama tek değişmeyen ve sorgulanmayan kısım kendisinin liderliği/reisliği (bu açıdan türk siyasetindeki iki isme çok benziyor) oldu. kendisi istemediği sürece de bunu değiştirecek kudret hiç kimsede yok. çünkü tayfası ile, üniversite gençliği ile ultraslan, beste de dediği gibi, ölene dek sebahattin şirin'i istiyor. ölene dek devam edebilir isterse kendisi. kimse de bir şey yapamaz.
bugün gelinen noktada, "ultraslan 2001'de kurulduğunda sebahattin'den ve tayfasından ibaret değildi. hatta onlardan çok farklı ve çok parlak zekaya sahip galatasaraylıların grubuydu aslında" diye kendimizi kandırmanın bir anlamı yok. başlangıç yapılanması kaç yıl tribünde devam etti? 2? 3? o başlangıç yapılanmasından, o kurucu ekipten kaç kişi bugün aktif ultraslan'da? veya ultraslan'ı geçtim, o ilk yıllardaki ekipten kaç kişi acaba bugün tribünde (bu açıdan da grup türk siyasetindeki bir partiye çok benziyor)? kendimizi kandırmayalım özetle. sebahattin şirin veya ultraslan hakkında idealist olmanın hiçbir anlamı yok. önce galatasaray'ın tribünsel gerçeklerini bir kabul edelim ve sonrasında da realist olalım. hayallerle değil, gerçeklerle yaşayalım. sebahattin şirin'e veya gruba yönelik öfke kusmanın veya "beni veya galatasaray'ı temsil etmiyor bu gericiler" diye avunmanın hiçbir anlamı yok. bugün sebahattin şirin ve çevresi eşittir ultraslan. ultraslan da eşittir galatasaray taraftarı. görsel medyada, yazılı basında veya sosyal medyada birileri galatasaray taraftarının görüşünü öğrenmek veya nabzını tutmak istediğinde ultraslan'a, eğer mümkünse de sebahattin şirin'e ulaşmaya çalışıyor. bal gibi bu grup ve lider kadrosu temsil ediyor galatasaray taraftarını. tesellilere veya bu grubu tribünden tasfiye edecek don kişot'vari başkanların hayallerini kurmaya hiç gerek yok. elimizdeki malzeme belli, hakikatler belli.
kabul etmemiz gereken gerçek şu; bu kişiden ve bu gruptan rahatsız olan galatasaraylıların bu kişilere veya gruba yönelik lanet etmesinin hiçbir tesir gücü yok. yapılması gereken, bu gruptan ve liderinden mümkün olduğu kadar uzak durmak. bir mesafe oluşturabilmek ve bu mesafeyi koruyabilmek. bu da biraz olsun mümkün stadımızda. galatasaraylılığı, her bir bireyin kendisinin bildiği ve istediği gibi yaşamasına ali sami yen'e oranla çok daha fazla izin veren bir stadımız var. ultraslan'ın ve sebahattin şirin'in günümüz gerçeklerinde sahip olduğu gücü bilerek ancak yaptıklarını ve yapmadıklarını çok da fazla önemsemeden, farklı bir taraftarlık yolu izlemek mümkün galatasaraylılar için arena'da. stada gelenlerin bu müsait alanı sonuna kadar kullanması gerektiğini düşünüyorum. şahsen ben uzun yıllardır bu şekilde hareket ediyorum. herkese de tavsiye ederim.