14
sene 2002 olimpiyat ın açılışı galatasaray - olympiakos maçıydı. elimde bir tomar biletle 5 arkadasım ve bir arkadaşımın amcasıyla beraber gitmiştik maça. erkenden gidip önce stadı gezip sonra maçı izlemeye başlamıştık. stadyumun tamamı dolmuş hatta kale arkaşı tribünün arka bölümündeki 1.80 lık korkuluklardan insanlar atlıyor ve bir ordu misali stadyum un içine akıyorladı. ogun arkadaşımın amcası yeni bir jeep almıştı ve ilk defa olimpiyat stadına giderken kullanıyordu arabasını. stadyuma bağlantı yolu gidiş ve dönüş sadece 5 metre genişliğinde bir yoldan sağlanıyordu. maç bitmişti arabayla eve donmeye calıstık ama olmadı tam 4 saat olduğumuz yerde kaldık ve yeni alınmış araba ogun tam 20 yıl eskidi. korkunç bir balata kokusu ve toz duman içersinde insanların çektiği çile yüzlerine yansıyordu. dönüş yolunda arabalarını bırakıp eve yürümeye çalışan kişilerde vardı. kısacası şampiyonlar ligi finali ve 5-1 lik galatasaray - fenerbahçe maçının dışında bana pekde iyi şeyler hatırlatmayan anılarla doludur.
not: buraya stadyum yapana ana avrat düz gidenler önce bir kafasını çalıştırsın kanımca. çünkü dünyadaki çoğu stadyum şehir içinde değildir. ancak buralara ulaşım baya bir gelişmştir. atatürk olimpiyat stadyum u adı üstünde bir olimpiyat stadyumudur ve umutsuz bir şekilde hazırlıksız aday olduğumuz 2008 olimpiyatları için yapılmıştır. istanbul, olimpiyatları kazanamayınca ne yol yapılmıştır ne de başka birşey. kısacası küfürü hak eden oraya stad yapan değil yaptırandır.
not: buraya stadyum yapana ana avrat düz gidenler önce bir kafasını çalıştırsın kanımca. çünkü dünyadaki çoğu stadyum şehir içinde değildir. ancak buralara ulaşım baya bir gelişmştir. atatürk olimpiyat stadyum u adı üstünde bir olimpiyat stadyumudur ve umutsuz bir şekilde hazırlıksız aday olduğumuz 2008 olimpiyatları için yapılmıştır. istanbul, olimpiyatları kazanamayınca ne yol yapılmıştır ne de başka birşey. kısacası küfürü hak eden oraya stad yapan değil yaptırandır.