19
oku, paylaş, düşün, gör
--- alıntı ---
selamlar,
aslında yazacak çok şey var,ama derlerya hani kelimeler yetersiz kalıyor,öyle bir durum var işte.
herkesin hikayesi değişiktir,
bazısı senelerce maça sabahlamıştır,dönere kafa satıra bacak uzatmıştır,bazısı 1 tane bilet için saatlerce yalvarmıştır yerlerde yuvarlanmıştır,bazısı içerde dışarda imkanı olmamasına rağmen her maça gitmiştir,bazısı çoğu insan için herşeyden önemli olan biletini satıp keyfine bakmıştır,bazısı maddi olarak klübüne hizmet etmiştir,bazısı uzaktan televizyondan ettiği dualarla yanında olmuştur.
velhasıl kelam,çabamızın adı galatasaray’dır.
hiçbir isim,grup,abi,başkan,aile,başkan,lise vs. galatasaray’dan büyük değildir.
kimse de kimseden daha fazla galatasaraylı değildir.
şimdi bakıyorum,karaborsa muhabbeti almış başını gitmiş,isim olarak suçlanan insanlar olmuş,doğrudur karaborsa türkiye’de bir tribün gerçeğidir,nasılki tribünde davul varsa karaborsada vardır bunu kimse inkar edemez.
bunu yapanlarıda belli bir süre maçlara gelmiş insanların çoğu bilir.nasıl yapıldığınıda bilir,o insanlara neden bilet verildiğinide bilir,o insanların neden ceplerinde maça girmesi için gereken bilet olmasına rağmen bilet kuyruğunda sabahlayan insanların hakkını gasp etmek için mahalleden kardeşlerini toplayıp fazladan bilet aldığınıda bilir.
dedimya herkesin hikayesi farklıdır,onlarınkide öyledir.
evde bebek olur,süt almak icab eder ama para yoktur,bakkala gidersin bakkal sana sütü verir,teşekkür eder çıkarsın,ya duayla ya paran olunca hakkını teslim edersin.
yada gider aynı şekilde durumu anlatıp sütü alırsın,bakkal sütü vermek için arkasını dönünce raftan başka birşey aşırırsın,adamın iyi niyetini kötüye kullanırsın.
sebahattin abi ve yılmaz başkanın başına gelen durum 2.seçenekten ibarettir.
diğer meselemiz,bedava bilet.
bedava bilet iyidir kötüdür tartışılır,bana göre doğru insanlara ulaştırılırsa iyidir hiçbir kötülüğü yoktur.
14-15 yaşında evden kaçıp antepe giden çocuğun genellikle maddi durumuda manevi durumuda bellidir,haftasonu eğlence mekanlarında şampanya patlatan insanlar genellikle o otobüse binmezler.ha çok geniş maddi imkanları olup yine gidenler vardır onları ayrı tutuyorum.
hal böyleyken evden kaçıp deplasmana giden çocuğa abisinin 1 tane bilet vermesinin kime ne zararı olabilir ?
ın lan otobüsten paran yoksa biletin yoksa gelme dense daha mı iyidir,düşünün.
bizim asıl meselemiz bunların hiçbiri değil.
endüstriyelleşiyoruz,kirleniyoruz
annemizin ördüğü atkıdan store’un çıkardığı son moda atkıya,
terlikle topa vurup prekazi diye bağıran çocuktan,orjinal baros baskılı forma giyen çocuğa,pazardan güç bela bulunan sarı kırmızı herhangi birşeyden,pazarlama harikası 2288ya
vs.
şimdi koyun şapkanızı önünüze düşünün,
lafa gelince ülkenin 4te 1’i galatasaraylı.
ali sami yen stadı kaç maç tıka basa doluyor ?
basketbol,voleybol vs amatör şube maçlarına kaç kişi gidiyor ?
ankaraya,kayseriye,trabzona istanbuldan kaç otobüs kalkıyor ?
maça gelen kaç kişi mağlup olunmasına rağmen bağırıyor ?
kaçınız fener maçlarından sonra atkınızı takıp gururla dolaşıyosunuz ?
kaçınız haftasonu gezip dolaşmak yerine sutopu maçına gitmeyi tercih ettiniz,veya kaç tane giden var ?
engelli basket takımını arda’dan daha fazla önemseyen kaç kişi var ?
havalanında futbolcu karşılamaya değil,giden futbolcuyu uğurlamaya kaçımız gittik ?
kaç kişi takımı ateşleyici beste yaptıda,beğenilmeyip arabesk besteler tercih edildi ?
şahsi olarak,
ne 6 kasımdaki maçta gözümün önünde polis tarafından kafası tuvalete sokulmak istenen kardeşimiz,ne 6 mayısta bele kadar suyunun içinde bekleyip tribünde üzerimize sidik dolu torbaların atılması,ne karakolde suçluymuşuz gibi resmimizin çekilip tutanak imzalattırılması,ne fenerden 6 yemek,ne kadıköyde linç edilmek,ne de 10 senedir kadıköyden rakibini yenememek.
bunların hiçbiri pazar günü samiyen’i öyle görmekten o tezahuratları dinlemekten kötü değildi.
gsbonus alalım,forma alalım,gsmobile alalım,dergi abonesi olalım,hikaye bunlar.
ruhumuz gitmiş,kirlenmişiz.
o golü leo franko değil biz yedik.
biz galatasaray’a yakışmıyoruz kardeşim,ötesi yok.
uzun oldu kusura bakmayın,daha da yazmam,selametle.
--- alıntı ---
*
okumadan geçilmemsi gereken bir özeleştiri yazısı.
--- alıntı ---
selamlar,
aslında yazacak çok şey var,ama derlerya hani kelimeler yetersiz kalıyor,öyle bir durum var işte.
herkesin hikayesi değişiktir,
bazısı senelerce maça sabahlamıştır,dönere kafa satıra bacak uzatmıştır,bazısı 1 tane bilet için saatlerce yalvarmıştır yerlerde yuvarlanmıştır,bazısı içerde dışarda imkanı olmamasına rağmen her maça gitmiştir,bazısı çoğu insan için herşeyden önemli olan biletini satıp keyfine bakmıştır,bazısı maddi olarak klübüne hizmet etmiştir,bazısı uzaktan televizyondan ettiği dualarla yanında olmuştur.
velhasıl kelam,çabamızın adı galatasaray’dır.
hiçbir isim,grup,abi,başkan,aile,başkan,lise vs. galatasaray’dan büyük değildir.
kimse de kimseden daha fazla galatasaraylı değildir.
şimdi bakıyorum,karaborsa muhabbeti almış başını gitmiş,isim olarak suçlanan insanlar olmuş,doğrudur karaborsa türkiye’de bir tribün gerçeğidir,nasılki tribünde davul varsa karaborsada vardır bunu kimse inkar edemez.
bunu yapanlarıda belli bir süre maçlara gelmiş insanların çoğu bilir.nasıl yapıldığınıda bilir,o insanlara neden bilet verildiğinide bilir,o insanların neden ceplerinde maça girmesi için gereken bilet olmasına rağmen bilet kuyruğunda sabahlayan insanların hakkını gasp etmek için mahalleden kardeşlerini toplayıp fazladan bilet aldığınıda bilir.
dedimya herkesin hikayesi farklıdır,onlarınkide öyledir.
evde bebek olur,süt almak icab eder ama para yoktur,bakkala gidersin bakkal sana sütü verir,teşekkür eder çıkarsın,ya duayla ya paran olunca hakkını teslim edersin.
yada gider aynı şekilde durumu anlatıp sütü alırsın,bakkal sütü vermek için arkasını dönünce raftan başka birşey aşırırsın,adamın iyi niyetini kötüye kullanırsın.
sebahattin abi ve yılmaz başkanın başına gelen durum 2.seçenekten ibarettir.
diğer meselemiz,bedava bilet.
bedava bilet iyidir kötüdür tartışılır,bana göre doğru insanlara ulaştırılırsa iyidir hiçbir kötülüğü yoktur.
14-15 yaşında evden kaçıp antepe giden çocuğun genellikle maddi durumuda manevi durumuda bellidir,haftasonu eğlence mekanlarında şampanya patlatan insanlar genellikle o otobüse binmezler.ha çok geniş maddi imkanları olup yine gidenler vardır onları ayrı tutuyorum.
hal böyleyken evden kaçıp deplasmana giden çocuğa abisinin 1 tane bilet vermesinin kime ne zararı olabilir ?
ın lan otobüsten paran yoksa biletin yoksa gelme dense daha mı iyidir,düşünün.
bizim asıl meselemiz bunların hiçbiri değil.
endüstriyelleşiyoruz,kirleniyoruz
annemizin ördüğü atkıdan store’un çıkardığı son moda atkıya,
terlikle topa vurup prekazi diye bağıran çocuktan,orjinal baros baskılı forma giyen çocuğa,pazardan güç bela bulunan sarı kırmızı herhangi birşeyden,pazarlama harikası 2288ya
vs.
şimdi koyun şapkanızı önünüze düşünün,
lafa gelince ülkenin 4te 1’i galatasaraylı.
ali sami yen stadı kaç maç tıka basa doluyor ?
basketbol,voleybol vs amatör şube maçlarına kaç kişi gidiyor ?
ankaraya,kayseriye,trabzona istanbuldan kaç otobüs kalkıyor ?
maça gelen kaç kişi mağlup olunmasına rağmen bağırıyor ?
kaçınız fener maçlarından sonra atkınızı takıp gururla dolaşıyosunuz ?
kaçınız haftasonu gezip dolaşmak yerine sutopu maçına gitmeyi tercih ettiniz,veya kaç tane giden var ?
engelli basket takımını arda’dan daha fazla önemseyen kaç kişi var ?
havalanında futbolcu karşılamaya değil,giden futbolcuyu uğurlamaya kaçımız gittik ?
kaç kişi takımı ateşleyici beste yaptıda,beğenilmeyip arabesk besteler tercih edildi ?
şahsi olarak,
ne 6 kasımdaki maçta gözümün önünde polis tarafından kafası tuvalete sokulmak istenen kardeşimiz,ne 6 mayısta bele kadar suyunun içinde bekleyip tribünde üzerimize sidik dolu torbaların atılması,ne karakolde suçluymuşuz gibi resmimizin çekilip tutanak imzalattırılması,ne fenerden 6 yemek,ne kadıköyde linç edilmek,ne de 10 senedir kadıköyden rakibini yenememek.
bunların hiçbiri pazar günü samiyen’i öyle görmekten o tezahuratları dinlemekten kötü değildi.
gsbonus alalım,forma alalım,gsmobile alalım,dergi abonesi olalım,hikaye bunlar.
ruhumuz gitmiş,kirlenmişiz.
o golü leo franko değil biz yedik.
biz galatasaray’a yakışmıyoruz kardeşim,ötesi yok.
uzun oldu kusura bakmayın,daha da yazmam,selametle.
--- alıntı ---
*
okumadan geçilmemsi gereken bir özeleştiri yazısı.