81
değişmeye başlayan galatasaray taraftar profili ile farklı bir boyut kazanmakta olan rekabet...
ilk olarak gelin kabul edelim; fenerbahçe maçları galatasaray için ligin en önemli maçları. ve gelin yine kabul edelim fener maçlarını olması gerekenden fazla bir şekilde ciddiye almaya başladık.
bu iki gerçek ışığında, değişen taraftar profili ise şu: fener maçının kaybedilmesine olan aşırı tepki, şampiyon olma yüzdemizi oldukça düşürdüğü için değil de, sergen yalçın deyimiyle fener takımına yenildiğimiz için. evet bir kabul daha ligde en fazla fenerbahçe yenilgisine üzülüyorum*. evet son yıllarda bariz üstünlükleri var. ancak ve ancak lig fenerbahçe'ye endeksli olduğumuz bir lig değil. son 2 şampiyonluğumuzu getiren derbi maçlarında aldığımız skorlar değil, anadolu takımlarını içerde dışarda yendiğimiz için alınan puanlar. eğer şiddetli bir biçimde eleştirmek zorunda hissediyorsan kendini, eskişehir, manisa, ankaragücü vs...gibi takımlara puan verdiğimiz için eleştir.
şimdi bizim tipik alışkanlığımızdır, bir tartışma olduğu zaman direk 2 zıt kutuba ayrılırız. karşıdakinin ne dediğini dinlemeyiz. ben ne kadar fener maçı benim için ligdeki en önemli maç desem ne kadar yenildiğimizde senin kadar sinirleniyorum desem de sen "a.madrid'e çeyrek final arefesinde elendiğimiz kadar üzülmedim" dendiği anda siktiri çekiyorsun, uganda'da mı yaşıyorsun diye çemkirmeye başlıyorsun. bir de lümpen bir şekilde yapılan elitsiniz tavrı sinirlerimi de bozmuyor değil. bunun adı eğer elitlikse öyleyiz ne yapayım. ancak galatasaray'a bakışımız elit. yoksa köşkümüzde dadımın verdiği piyano derslerinde galatasaray marşını çalarak galatasaraylı olmadık. bari bu şekilde savunma kendini. gayet komik gözüküyor buradan.
şimdi ali sami yen'in lafını yazsam buraya hadi lan ordan diyeceksin, içerde dışarda yeniliyoruz sen hala romantik takılıyorsun diyeceksin. o romantik başarılar olmasaydı korkarım fener mağlubiyetinden sonra hüngür hüngür ağlayıp köprüye çıkacaktın. sevmedim ben değişen bu taraftarı.
ilk olarak gelin kabul edelim; fenerbahçe maçları galatasaray için ligin en önemli maçları. ve gelin yine kabul edelim fener maçlarını olması gerekenden fazla bir şekilde ciddiye almaya başladık.
bu iki gerçek ışığında, değişen taraftar profili ise şu: fener maçının kaybedilmesine olan aşırı tepki, şampiyon olma yüzdemizi oldukça düşürdüğü için değil de, sergen yalçın deyimiyle fener takımına yenildiğimiz için. evet bir kabul daha ligde en fazla fenerbahçe yenilgisine üzülüyorum*. evet son yıllarda bariz üstünlükleri var. ancak ve ancak lig fenerbahçe'ye endeksli olduğumuz bir lig değil. son 2 şampiyonluğumuzu getiren derbi maçlarında aldığımız skorlar değil, anadolu takımlarını içerde dışarda yendiğimiz için alınan puanlar. eğer şiddetli bir biçimde eleştirmek zorunda hissediyorsan kendini, eskişehir, manisa, ankaragücü vs...gibi takımlara puan verdiğimiz için eleştir.
şimdi bizim tipik alışkanlığımızdır, bir tartışma olduğu zaman direk 2 zıt kutuba ayrılırız. karşıdakinin ne dediğini dinlemeyiz. ben ne kadar fener maçı benim için ligdeki en önemli maç desem ne kadar yenildiğimizde senin kadar sinirleniyorum desem de sen "a.madrid'e çeyrek final arefesinde elendiğimiz kadar üzülmedim" dendiği anda siktiri çekiyorsun, uganda'da mı yaşıyorsun diye çemkirmeye başlıyorsun. bir de lümpen bir şekilde yapılan elitsiniz tavrı sinirlerimi de bozmuyor değil. bunun adı eğer elitlikse öyleyiz ne yapayım. ancak galatasaray'a bakışımız elit. yoksa köşkümüzde dadımın verdiği piyano derslerinde galatasaray marşını çalarak galatasaraylı olmadık. bari bu şekilde savunma kendini. gayet komik gözüküyor buradan.
şimdi ali sami yen'in lafını yazsam buraya hadi lan ordan diyeceksin, içerde dışarda yeniliyoruz sen hala romantik takılıyorsun diyeceksin. o romantik başarılar olmasaydı korkarım fener mağlubiyetinden sonra hüngür hüngür ağlayıp köprüye çıkacaktın. sevmedim ben değişen bu taraftarı.
