• 779
    işler kötü giderken kaybedilen maçlara dair başlıklarda veya kötü gidişin sorumlusu olarak gördüğü kişilerin başlıklarında (teknik direktör, futbolcu, yönetici vs.) alenen kelle isteyen yazarların, işler yolunda gittiği zaman sözlüğe girmeye ve entry yazmaya tenezzül dahi etmediğini fark ettiğim anda, o yazarların eleştirel bütün entry'lerine ofsayt veriyorum. benim kırmızı çizgim bu ofsayt verme hususunda.

    eleştiri hep olacak. olmalı da. galatasaray taraftarı yeterli görmediği teknik direktörün istifasını isteyebilir, kararlarını eleştirebilir. yeterli görmediği futbolcuya kızabilir, futbolcuyla yolların ayrılmasını isteyebilir. fatih, okan, abdülkerim, ahmet mehmet konusu değil bu. dün de oldu eleştiri, bugün de oluyor, yarın da olacak. ama eleştiri, tenkit var ise; yeri geldiği zaman övgü, alkış ve destek de olmalı. örneğin bir galatasaraylı ağustos - ekim arası dönemde, önce puan kaybedilen maç başlığında okan buruk hakkında ağır şeyler yazıp, sonra da buruk'un kendi başlığında istifasını istiyorsa; şu son 1,5-2 aylık dönemde de en azından okan'ın ve takımın işleri düzelttiğini, yoluna koyduğunu yazabilmeli. "iyi oynuyoruz, iyi oynatıyor" diyebilmeli en azından. abdülkerim bardakcı için "kazma, anadolu'nun vasat stoperi" diye haziran'dan ekim'e süreklilik gösteren bir şekilde entry girdiyse bir yazar, şu son 2 ayda da futbolcu hakkında olumlu bazı şeyler ifade edebilmeli. "övsün, alkış tutsun, özür dilesin" vesaire demiyorum ama en azından galatasaray'ın ve galatasaray teknik direktörünün/futbolcusunun iyi yolda olmasından duyduğu sevinci buraya yansıtabilmeli. ancak galatasaraylı bir yazar maçlara, futbolculara, teknik direktöre dair bütün öfkesini sözgelimi kayseri deplasmanına kadar kusup, kayserispor deplasmanı sonrası süreçte tek bir entry dahi yazmıyorsa; ben bu tutumda iyi niyet aramam. çünkü bilirim ve anlarım ki bu tutumu sergileyen yazar işler iyi gittiği için köşesine çekilmiş vaziyette sadece. pusuda bekliyor. fikirlerinde ve inadında en ufak bir değişiklik yok ve puan kaybedilen ilk maçta aynı kelle isteyici tutumla ortaya çıkacak. ve kendini haklı görecek.

    tenkit doğru bir şeydir ama marifet de iltifata tabidir. tenkit var ise, itlifat da olacak. zor zamanlarda sürekli bir şekilde galatasaray'da görev yapan kişileri ağır ve rencide edici bir dille eleştiren, kelle isteyen kişiler; güzel günler yaşanırken de dün eleştirdiği insanlara dair olumlu şeyler yazabilmeli. galatasaraylılık bence bunu gerektirir. bunu yapamıyorlarsa, benim anlayışımda bunun karşılığı pusuculuk. kişilerin fikirlerindeki inatları ve içlerindeki eleştiri ateşi galatasaray'ın menfaatlerinin önüne geçiyorsa ve bu sözlükteki entry'lerine de yansıyorsa, ben bu anlayıştaki yazarların eleştirel yazılarına ofsayt vermekten çekinmiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın