• 776
    her gün yazılan hemen hemen tüm entryleri okurum. kolay kolay ofsayt vermem. herkesin fikrine saygım var. ancak altyapı oyuncuları kırmızı çizgimdir. bu çocuklar yetenekli ki bu yaşa kadar onlara emek vermişiz. olurlar olmazlar orası ayrı. ama şimdi bakıyorsun adam gelmiş 16 yaşındaki çocuk için basit oynamalı, fiziğini geliştirmeli falan yazıyor. ben de çat diye ofsaytı basıyorum. yahu çocuk 16 yaşında, on altı. bu çocuk iyi fiziğe sahip olup basit oynamayı bilse arsenal'de sahaya çıkıyor olur zaten. özgür baran mükemmel oynuyor mesela, ona da çok basit oynuyor deniyor. ya sabır diyerek yine ofsaytı basıyorum haliyle.
  • 777
    sözlüğü sevdiğimden dolayı yazılan tüm entryleri okurum ve genelde birçok kişi gibi bende çok az sayıda ofsayt butonu kullanırım.

    mesela her altyapı topçumuzun messi veya ronaldo olmasını bekleyen taraftarları gördüğümde hiç acımadan basıyorum ofsaytı. 8-9 yılda sadece 3-4 sefer doğru düzgün altyapı oyuncuları çıkarıyoruz. her oyuncuya mevkisi itibarıyla dani alves, robben, modric muamelesi yaparsak biz biteriz renktaşlarım. istediğiniz kadar altyapı fetişiniz olsun ama yeri geldiğinde eleştirmekten de korkmayacaksınız. tamam, her taraftar gibi tabi ki de moral vereceğiz ama "kendince", tekrar ediyorum "kendince" yorum yapan insanları gördüğünüzde de hassas olmaktan çıkıp saygılı olmasını bileceksiniz. saygılı olmayan ve entry'de nokta atışı bir şekilde bunu belirten yazarlara gönül rahatlığıyla basıyorum ofsaytı. bu da benim kriterimdir işte.
  • 778
    sözlüğü gerici, provokatif şeyler yazanları ofsaytlamayı düşünüyorum. yazar olmadan önce çokça entry de bildirmiştim.

    benim için galatasaray'ın her parçası çok değerli. yeni futbolcusu, eski futbolcusu, genci, hocası, yöneticisi, efsanesi. bunlarla ilgili aşağılayıcı, hakaret içerici, hedef gösterici herşey de bu kritere giriyor. yine doğru olmadığı kanıtlanmış binbir algı içeren ve sürekli tekrar edilen şeyleri de bu kritere dahil edebiliriz.

    not: daha kimseye ofsayt vermedim.
  • 779
    işler kötü giderken kaybedilen maçlara dair başlıklarda veya kötü gidişin sorumlusu olarak gördüğü kişilerin başlıklarında (teknik direktör, futbolcu, yönetici vs.) alenen kelle isteyen yazarların, işler yolunda gittiği zaman sözlüğe girmeye ve entry yazmaya tenezzül dahi etmediğini fark ettiğim anda, o yazarların eleştirel bütün entry'lerine ofsayt veriyorum. benim kırmızı çizgim bu ofsayt verme hususunda.

    eleştiri hep olacak. olmalı da. galatasaray taraftarı yeterli görmediği teknik direktörün istifasını isteyebilir, kararlarını eleştirebilir. yeterli görmediği futbolcuya kızabilir, futbolcuyla yolların ayrılmasını isteyebilir. fatih, okan, abdülkerim, ahmet mehmet konusu değil bu. dün de oldu eleştiri, bugün de oluyor, yarın da olacak. ama eleştiri, tenkit var ise; yeri geldiği zaman övgü, alkış ve destek de olmalı. örneğin bir galatasaraylı ağustos - ekim arası dönemde, önce puan kaybedilen maç başlığında okan buruk hakkında ağır şeyler yazıp, sonra da buruk'un kendi başlığında istifasını istiyorsa; şu son 1,5-2 aylık dönemde de en azından okan'ın ve takımın işleri düzelttiğini, yoluna koyduğunu yazabilmeli. "iyi oynuyoruz, iyi oynatıyor" diyebilmeli en azından. abdülkerim bardakcı için "kazma, anadolu'nun vasat stoperi" diye haziran'dan ekim'e süreklilik gösteren bir şekilde entry girdiyse bir yazar, şu son 2 ayda da futbolcu hakkında olumlu bazı şeyler ifade edebilmeli. "övsün, alkış tutsun, özür dilesin" vesaire demiyorum ama en azından galatasaray'ın ve galatasaray teknik direktörünün/futbolcusunun iyi yolda olmasından duyduğu sevinci buraya yansıtabilmeli. ancak galatasaraylı bir yazar maçlara, futbolculara, teknik direktöre dair bütün öfkesini sözgelimi kayseri deplasmanına kadar kusup, kayserispor deplasmanı sonrası süreçte tek bir entry dahi yazmıyorsa; ben bu tutumda iyi niyet aramam. çünkü bilirim ve anlarım ki bu tutumu sergileyen yazar işler iyi gittiği için köşesine çekilmiş vaziyette sadece. pusuda bekliyor. fikirlerinde ve inadında en ufak bir değişiklik yok ve puan kaybedilen ilk maçta aynı kelle isteyici tutumla ortaya çıkacak. ve kendini haklı görecek.

    tenkit doğru bir şeydir ama marifet de iltifata tabidir. tenkit var ise, itlifat da olacak. zor zamanlarda sürekli bir şekilde galatasaray'da görev yapan kişileri ağır ve rencide edici bir dille eleştiren, kelle isteyen kişiler; güzel günler yaşanırken de dün eleştirdiği insanlara dair olumlu şeyler yazabilmeli. galatasaraylılık bence bunu gerektirir. bunu yapamıyorlarsa, benim anlayışımda bunun karşılığı pusuculuk. kişilerin fikirlerindeki inatları ve içlerindeki eleştiri ateşi galatasaray'ın menfaatlerinin önüne geçiyorsa ve bu sözlükteki entry'lerine de yansıyorsa, ben bu anlayıştaki yazarların eleştirel yazılarına ofsayt vermekten çekinmiyorum.
  • 785
    *
    "ben demiştim" temalı, yazarın daha önceki bir entry'sine bkz verdiği bir entry görünce içerikten bağımsız olarak peşinen ofsaytımı veriyorum. sonra içeriğe bakıyorum, katılsam da katılmasam da değişiklik yapmadan bir sonraki entry'e geçiyorum.

    bir de en ofsayt entry'lerde olmasından gurur duyulan entry başlığına yazılan entry ile bu entry'de gurur kaynağı olarak gösterilen entry'e yine içerikten bağımsız olarak ofsaytımı verip yazar arkadaşların gurur tablosuna kendimce katkıda bulunuyorum.
  • 790
    yazmayayım yazmayayım dedim ama devamlı entry girilince de dayanamadım.

    rakiplerle alakalı başlıklara, özellikle de 2 gündür volkan demirel başlığına 'galatasaraylıyım ama', 'eskiden sevmezdim ama' diye başlayıp, bir de özrü kabahatinden büyük olurcasına 'helal olsun' diye devam eden bütün entrylere ofsaytı bastım kusura bakmasın kimse. kesinlikle polemik çıkarmak gibi bir niyetim yok da dayanamadım daha fazla, siz gerçekten her olaya bu gözlükle mi bakıyorsunuz, galatasaraylı kimliğiyle mi bakıyorsunuz abi. 'galatasaraylıyım ama' veya benzeri imada bulunan entry kalıpları nedir abi böyle bir olayda, her şeyden önce insanız ya. ne sanıyordunuz o twitten önce volkan'ı abi siz, gerçekten o takılan lakap gibi ayı mı sanıyordunuz ciddili? veya adam şahsi olarak size veya ailenizden etrafınızdan birilerine bir şey mi yaptı bir zararda mı bulundu nedir bu nefret, sevgisizlik? futbol sahada oynanıp biten bir oyun abi. volkan da fb kaptanı fb bayrak adamıydı. maç esnasında sezon esnasında sürtüşmeler, laf atmalar rekabet olacak. bir volkan mı yaptı, biz hiç yapmadık mı? stadda bir ara alakasız anadolu maçlarında bile maç öncesi veya gol sonrası falan fener ağlama çalıyordu mesela bizim doğru hatırlıyorsam. sneijder keza fener ağlama diye bağırmadı mı şampiyonluk kutlamasında? tamam gs derbisinde kıçıyla top tuttu ama milli maçlarda da ıslıklanmadı mı bizim stadda bu adam? ne olduysa karşılıklı oldu, volkan'ı şeytanlaştırıp kendimizi sütten çıkma ak kaşık konumuna sokmanın kimseye bir faydası olmadığı gibi, gerçekçi bir tutum da olmaz zaten. yarın volkan fb teknik direktörü olsa ben de stadda maç seyreden bir gsli olsam, tribünlere gol sonrası el kol yapsa yine söveceğim, ama maç esnasında bu durum sona erer biter gider. sonuçta adam ailemden etrafımdan birine bir şey yapmadı, zararı dokunmadı. hatay olayı da tamamen insan olduğu için yaptığı bir şey, kim olsa aynısını yapmalı. fenerli olmasıyla falan alakası yok, izlerken hiç öyle bakmadım da hissetmedim de. cidden bu tarz entrylere hem üzüldüm hem sinirlendim, almamız gereken çok yol olduğunu uzun uzun öğretti bana milletçe.
App Store'dan indirin Google Play'den alın