426
art niyetlerimizden sıyrılarak bakmamız gereken adamdı, yapamadık.
sıcakkanlıydı --> "ağırlığı" yok dendi
sevecendi --> fazla samimi dendi.
bağırıp çağırmazdı, tatlı dilliydi --> otoritesiz dendi.
yumuşakbaşlıydı --> disiplini yok dendi.
lincoln'le iyi anlaşıyordu --> taviz veriyor dendi.
ne yaparsa yapsın, "art niyetli insanların" pençesinden kurtulamadı.
lincoln'ün sonunun başlangıcıydı onun gidişi. ne kadar mağdur edilmişti halbuki
alt tarafı kıçı kırık bir mağlubiyetti ama "günah çıkarma" adetine bir
kurban da gerekti.. ve tıpki lincoln gibi gönderildi skibbe de, sesiz, sakin..
çok derin hikayeler barından yüz hatları ve günaha sanki hiç bulaşmamış
gibi temiz yüzlü bu adam, evet bu adam tek suçu neydi biliyor musunuz?
"t. direktör" olmanın kabadayılık olduğu, esip gürlemekle yüceltildiği
günümüzde, işine "sevgi" katmasıydı bu adamın, çoğumuzun "otoritesizlik"
dediği olgu; "sevgi"..
sıcakkanlıydı --> "ağırlığı" yok dendi
sevecendi --> fazla samimi dendi.
bağırıp çağırmazdı, tatlı dilliydi --> otoritesiz dendi.
yumuşakbaşlıydı --> disiplini yok dendi.
lincoln'le iyi anlaşıyordu --> taviz veriyor dendi.
ne yaparsa yapsın, "art niyetli insanların" pençesinden kurtulamadı.
lincoln'ün sonunun başlangıcıydı onun gidişi. ne kadar mağdur edilmişti halbuki
alt tarafı kıçı kırık bir mağlubiyetti ama "günah çıkarma" adetine bir
kurban da gerekti.. ve tıpki lincoln gibi gönderildi skibbe de, sesiz, sakin..
çok derin hikayeler barından yüz hatları ve günaha sanki hiç bulaşmamış
gibi temiz yüzlü bu adam, evet bu adam tek suçu neydi biliyor musunuz?
"t. direktör" olmanın kabadayılık olduğu, esip gürlemekle yüceltildiği
günümüzde, işine "sevgi" katmasıydı bu adamın, çoğumuzun "otoritesizlik"
dediği olgu; "sevgi"..