3928
kendisi eleştirilirken takımın büyük oranda yenilendiğinin, gelen transferlerin birçoğunun çok geç ve kondisyonsuz olarak takıma katıldığı unutuluyor. aynı hata tudor'da da yapılmıştı. baştan sona yenilenen kadroyu daha ligin yarısı bitmemişken uzun süredir birlikte oynayan zirve takımlarına karşı ezdiriyor diye çok yüklenilmişti adama.
aslında transferler şov amaçlı değil de gerçekten hocaya istediği futbolu oynatsın diye yapılsaydı muhtemelen şu anda çok daha hazır bir takım görüntüsünde olurduk. mertens, mata, icardi, seferovic vs. derken sadece şampiyon olabilmek için hiç geri dönüşü olmayan inanılmaz maliyetlere girildi ve günün sonunda elimizde ilk on bir başlayabilecek kondisyona sahip bir santrafor yok, takımın on numarası kim tam belli değil. bu kadar maliyete girilene kadar hocanın çok istediği evander ve hazır ve dominant bir target man alınıp o da bedavaya gönderilen mostafa mohamed ile yedeklenseydi şu anda çok daha ne oynadığı belli olan ve maddi olarak da geri dönüşü olabilecek bir takım kurulmuş olurdu.
maalesef galatasaray her zamanki gibi takımın başında hiçbir futbol aklı olmadan bir takım kurdu. futbol bilgisi zayıf, sadece menajerlerle iş yapan iş adamlarının bu kulübün transfer işleriyle vs. ilgilenilmesinin bir şekilde önüne geçilmeli. bu adamların sadece kulübe para getirecek projelerle ilgilenen profesyoneller olarak çalışması lazım.
okan buruk'la ilgili yapabileceğim tek eleştiri var. birincisi, takım gerçekten gereğinden fazla hızlı oynuyor. aslında bu geçen sene tam olarak ihtiyacımız olan şeydi, ancak bu seneki kadro daha sakin bir oyun anlayışını gerektiriyor ki mertens, mata, oliviera gibi oyuncuların kalitesinden faydalanabilelim. birde bu kadro bu kadar çok koşmaya uygun bir kadro değil ne yazık ki. neyse ki öyle yada böyle bu kondisyon eksikliğini kapatabilecek çok alternatifli bir kadro kuruldu. birde bu hızlı futbol anlayışı kerem ve yunus'u da çok etkiliyor gibi. onlara biraz da oyun anlayışının gereği olarak fazla özgürlük tanınıyor şu anda. bu oyuncuların tam anlamıyla büyük takım oyuncularına evrilmeleri için set oyunu oynamayı öğrenmeleri gerekiyor. bunu öğrenebilmeleri için ise ilk başta takımın oyun anlayışının buna evrilmesi gerek bence.
aslında transferler şov amaçlı değil de gerçekten hocaya istediği futbolu oynatsın diye yapılsaydı muhtemelen şu anda çok daha hazır bir takım görüntüsünde olurduk. mertens, mata, icardi, seferovic vs. derken sadece şampiyon olabilmek için hiç geri dönüşü olmayan inanılmaz maliyetlere girildi ve günün sonunda elimizde ilk on bir başlayabilecek kondisyona sahip bir santrafor yok, takımın on numarası kim tam belli değil. bu kadar maliyete girilene kadar hocanın çok istediği evander ve hazır ve dominant bir target man alınıp o da bedavaya gönderilen mostafa mohamed ile yedeklenseydi şu anda çok daha ne oynadığı belli olan ve maddi olarak da geri dönüşü olabilecek bir takım kurulmuş olurdu.
maalesef galatasaray her zamanki gibi takımın başında hiçbir futbol aklı olmadan bir takım kurdu. futbol bilgisi zayıf, sadece menajerlerle iş yapan iş adamlarının bu kulübün transfer işleriyle vs. ilgilenilmesinin bir şekilde önüne geçilmeli. bu adamların sadece kulübe para getirecek projelerle ilgilenen profesyoneller olarak çalışması lazım.
okan buruk'la ilgili yapabileceğim tek eleştiri var. birincisi, takım gerçekten gereğinden fazla hızlı oynuyor. aslında bu geçen sene tam olarak ihtiyacımız olan şeydi, ancak bu seneki kadro daha sakin bir oyun anlayışını gerektiriyor ki mertens, mata, oliviera gibi oyuncuların kalitesinden faydalanabilelim. birde bu kadro bu kadar çok koşmaya uygun bir kadro değil ne yazık ki. neyse ki öyle yada böyle bu kondisyon eksikliğini kapatabilecek çok alternatifli bir kadro kuruldu. birde bu hızlı futbol anlayışı kerem ve yunus'u da çok etkiliyor gibi. onlara biraz da oyun anlayışının gereği olarak fazla özgürlük tanınıyor şu anda. bu oyuncuların tam anlamıyla büyük takım oyuncularına evrilmeleri için set oyunu oynamayı öğrenmeleri gerekiyor. bunu öğrenebilmeleri için ise ilk başta takımın oyun anlayışının buna evrilmesi gerek bence.
