177
çok fazla teknik hata barındıran belgesel. belgeseli filmden ayıran şey post-production kısmının çok daha kolay ama pre-production kısmının ise çok çok daha zor olmasıdır. hatta iyi bir biyografik belgeselin zorluk dağılımı yüzde 60 pre-production, production 30, post- production ise yüzde 10 bile olabilir.
terim'de ise pre kısmı aşırı zayıf kalmış. italya kısımları hariç bütün hikayeyi zaten azcık galatasarayı bilen herkes ezberlemiş durumda. nasıl bir hikaye çıkarabiliriz düşüncesine vs. hiç girmemişler. güzel olan italya kısmı bile olabildiğince yüzeysel işlenmiş. pre kısmı için bence zaten en önemli sorun tüm hayatını anlatma çabasına girilmesi. hocanın hayatı 200 dakikaya sığmaz, tek bir döneme odaklansalar çok daha detaylı ve başarılı bir iş çıkabilirmiş.
belgeselde en eğreti duran yerler ise post kısımlar. ilk olarak çok basit bir teknik hata içeriyor. sonradan düzelttiler mi bilmiyorum ama geçen hafta ben izlerken euro 2008 sekansında, almanya maçı görüntülerinde spikerin sesi türkçe dil seçeneğine verilmemişti. ses yok sadece altyazı vardı ekranda. bana göre post'ta en büyük sorunlardan birisi gazete küpürleri. pre'de arşiv taraması yapılmadığı için, ki gazete arşivlerine ulaşmak günümüzde zor değil, hadi zor olsun belgesel çekiyorum diyen adam gerekirse italya ulusal kütüphanesine gidip araştırmalı gazeteleri, gazete küpürleri animasyon olarak hazırlanmış. hepsi birbirinin aynı animasyonla ekranda gazete beliriyor ve haber içeriği yazıyor. windows movie maker'la mı yaptınız belgeseli ya? nasıl inanayım ben o gazete haberinin gerçek olduğuna?
yine teknik bir detaydan gideyim. post'ta kayıtlarla çok oynandığını gösteren bir detay. belgesel uzun sürede çekilmiş, bu son derece doğal ve saygı gerektiren bir iş. ancak fatih hocam salonda konuşmaya başlıyor üstünde beyaz gömlek, cümlenin devamında başka bir mekanda üstünde mavi gömlek. devamlılığın en az arandığı alanda nasıl bir devamlılık hatasıdır bu ya? baştan konuşursunuz gerekirse kıyafet sponsoru bulursunuz bütün belgeselde aynı kıyafeti giydirirsiniz. bütün belgesel olmasa bile sekans içerisinde tutarlı olursunuz. doğal olarak hocanın cümleleriyle oynanmış havası veriyor belgesel. oradan bir cümle buradan iki kelime hoop bambaşka bir ifade. ben son sınıfta belgesel ödevi yaptım verdim şu hatayı içeren bir proje sunsam ödev diye dersi tekrar aldırırlardı bana.
sonuncu olarak da uefa zaferi sekansı çok kötü olmuş. sansür yapacağız diye serüvenin yarısı yok. hertha maçı var yediğimiz golü görüyoruz ikinci devreden görüntü yok, bazı maçlarda görüntü var bazılarından bir cümleyle bahsediliyor. madem böyle sansürleyeceksiniz komple maç görüntülerini çıkarın o zaman. jaws'taki gibi köpekbalığını hiç görmeyelim.
özetle; pre-production kısmı çok zayıf. araştırma yapılmamış, belge taraması yapılmamış, sadece 3 kişiyle birer saatlik röportaj çekimi ayarlanmış, belgesel iyi bir kurguya oturtulmamış, hikaye yazılamamış.
production kısmı teknik hatalarla ve yanlışlarla dolu. belgeselin yarısı falan hocanın bodrum'daki evinin drone ile çekilmiş görüntüsüyle dolu. öncesini vs. geçtim belgeselin içinde vadettiği şeyleri bile finalize edemeyen bir belgesel çıkmış ortaya.
post-production kısmı ise basit, ucuz ve inandırıcı olmayan gazete animasyonlarından ibaret. montajda sahnelerin kesildiği ve yapıştırıldığı yerler yine hatalarla dolu. çekimlerle baştan iyi bir kurgu yönetmeniyle tekrar post'a girerse belki daha farklı ve güzel bir belgesel de çıkabilir ortaya ancak elde iyi malzeme olduğu varsayımıyla diyebiliyorum. o da yoksa maksimum çıkabilecek iş de bu.
puanım 6/10. o 6 puanın tamamı da hocama.
terim'de ise pre kısmı aşırı zayıf kalmış. italya kısımları hariç bütün hikayeyi zaten azcık galatasarayı bilen herkes ezberlemiş durumda. nasıl bir hikaye çıkarabiliriz düşüncesine vs. hiç girmemişler. güzel olan italya kısmı bile olabildiğince yüzeysel işlenmiş. pre kısmı için bence zaten en önemli sorun tüm hayatını anlatma çabasına girilmesi. hocanın hayatı 200 dakikaya sığmaz, tek bir döneme odaklansalar çok daha detaylı ve başarılı bir iş çıkabilirmiş.
belgeselde en eğreti duran yerler ise post kısımlar. ilk olarak çok basit bir teknik hata içeriyor. sonradan düzelttiler mi bilmiyorum ama geçen hafta ben izlerken euro 2008 sekansında, almanya maçı görüntülerinde spikerin sesi türkçe dil seçeneğine verilmemişti. ses yok sadece altyazı vardı ekranda. bana göre post'ta en büyük sorunlardan birisi gazete küpürleri. pre'de arşiv taraması yapılmadığı için, ki gazete arşivlerine ulaşmak günümüzde zor değil, hadi zor olsun belgesel çekiyorum diyen adam gerekirse italya ulusal kütüphanesine gidip araştırmalı gazeteleri, gazete küpürleri animasyon olarak hazırlanmış. hepsi birbirinin aynı animasyonla ekranda gazete beliriyor ve haber içeriği yazıyor. windows movie maker'la mı yaptınız belgeseli ya? nasıl inanayım ben o gazete haberinin gerçek olduğuna?
yine teknik bir detaydan gideyim. post'ta kayıtlarla çok oynandığını gösteren bir detay. belgesel uzun sürede çekilmiş, bu son derece doğal ve saygı gerektiren bir iş. ancak fatih hocam salonda konuşmaya başlıyor üstünde beyaz gömlek, cümlenin devamında başka bir mekanda üstünde mavi gömlek. devamlılığın en az arandığı alanda nasıl bir devamlılık hatasıdır bu ya? baştan konuşursunuz gerekirse kıyafet sponsoru bulursunuz bütün belgeselde aynı kıyafeti giydirirsiniz. bütün belgesel olmasa bile sekans içerisinde tutarlı olursunuz. doğal olarak hocanın cümleleriyle oynanmış havası veriyor belgesel. oradan bir cümle buradan iki kelime hoop bambaşka bir ifade. ben son sınıfta belgesel ödevi yaptım verdim şu hatayı içeren bir proje sunsam ödev diye dersi tekrar aldırırlardı bana.
sonuncu olarak da uefa zaferi sekansı çok kötü olmuş. sansür yapacağız diye serüvenin yarısı yok. hertha maçı var yediğimiz golü görüyoruz ikinci devreden görüntü yok, bazı maçlarda görüntü var bazılarından bir cümleyle bahsediliyor. madem böyle sansürleyeceksiniz komple maç görüntülerini çıkarın o zaman. jaws'taki gibi köpekbalığını hiç görmeyelim.
özetle; pre-production kısmı çok zayıf. araştırma yapılmamış, belge taraması yapılmamış, sadece 3 kişiyle birer saatlik röportaj çekimi ayarlanmış, belgesel iyi bir kurguya oturtulmamış, hikaye yazılamamış.
production kısmı teknik hatalarla ve yanlışlarla dolu. belgeselin yarısı falan hocanın bodrum'daki evinin drone ile çekilmiş görüntüsüyle dolu. öncesini vs. geçtim belgeselin içinde vadettiği şeyleri bile finalize edemeyen bir belgesel çıkmış ortaya.
post-production kısmı ise basit, ucuz ve inandırıcı olmayan gazete animasyonlarından ibaret. montajda sahnelerin kesildiği ve yapıştırıldığı yerler yine hatalarla dolu. çekimlerle baştan iyi bir kurgu yönetmeniyle tekrar post'a girerse belki daha farklı ve güzel bir belgesel de çıkabilir ortaya ancak elde iyi malzeme olduğu varsayımıyla diyebiliyorum. o da yoksa maksimum çıkabilecek iş de bu.
puanım 6/10. o 6 puanın tamamı da hocama.