129
başıma bir iş gelmeyecekse, çok beğenemediğim belgesel. yeni oluşturulmuş gazete küpürleri ve yeni yapılmış seslendirmeler çok sakil durmuş. hiç mi arşivimiz yok kardeşim? ayrıca hocanın 1996 yılında teknik direktör olarak kulübe ilk gelişinin anlatıldığı sekansın antrenman görüntülerinde popescu var. biliyorsunuz ki popescu bize 97 yazında geldi. bu tür ince detaylar kolayca atlanmış ve üyelerinden hayvan gibi para alan bir platformun yapım kalitesinin hiçbir süzgeçten geçirilmediğini gösteren bir özensizlik ortaya çıkmış.
şimdi fiorentina kısmına geçtim. orada muhtemelen görmediğim daha doğrusu hoca gittikten sonra fiorentina’yı çok da takip etmediğim için yeni göreceğim görüntüler vardır ama izlediğim yere kadar inanılmaz yüzeysel olmuş. hiçbir ince detaya girilmemiş. misal ben hocanın galatasaray’dan fiorentina’ya niçin gittiğini, önünde olası bir şampiyonlar ligi şampiyonluğu varken neden yeni bir maceraya atıldığını 22 sene geçti, hala bilmiyorum. belgeseli izledim, yine bilmiyorum. o kısım inanılmaz hızlı geçilmiş. hiçbir detay verilmemiş. yahu hoca, sen niye gittin, faruk süren’le mi sürtüştün, sana kapıyı mı gösterdiler? nedir yahu bir anlatsaydın keşke. e tabi bu durumda belgeselin bir anlamı kalmıyor. daha doğrusu kalıyor da o günleri benim gibi ezbere bilenler için bir anlam ifade etmiyor zira 96’da ilk gelişten uefa şampiyonluğuna kadar farklı gösterilen hiçbir şey yok belgeselde.
ayrıca hakan şükür ile arif erdem’in görüntülerinin kesilmesi, akıl almaz bir saçmalık. ne olacak arkadaş, hakan şükür gösterilse millet ‘bu adamı affedin’ diye ayaklanacak mı memlekette? kamuoyu baskısı mı oluşacak? hiç anlamadım.
puanım: 6/10
şimdi fiorentina kısmına geçtim. orada muhtemelen görmediğim daha doğrusu hoca gittikten sonra fiorentina’yı çok da takip etmediğim için yeni göreceğim görüntüler vardır ama izlediğim yere kadar inanılmaz yüzeysel olmuş. hiçbir ince detaya girilmemiş. misal ben hocanın galatasaray’dan fiorentina’ya niçin gittiğini, önünde olası bir şampiyonlar ligi şampiyonluğu varken neden yeni bir maceraya atıldığını 22 sene geçti, hala bilmiyorum. belgeseli izledim, yine bilmiyorum. o kısım inanılmaz hızlı geçilmiş. hiçbir detay verilmemiş. yahu hoca, sen niye gittin, faruk süren’le mi sürtüştün, sana kapıyı mı gösterdiler? nedir yahu bir anlatsaydın keşke. e tabi bu durumda belgeselin bir anlamı kalmıyor. daha doğrusu kalıyor da o günleri benim gibi ezbere bilenler için bir anlam ifade etmiyor zira 96’da ilk gelişten uefa şampiyonluğuna kadar farklı gösterilen hiçbir şey yok belgeselde.
ayrıca hakan şükür ile arif erdem’in görüntülerinin kesilmesi, akıl almaz bir saçmalık. ne olacak arkadaş, hakan şükür gösterilse millet ‘bu adamı affedin’ diye ayaklanacak mı memlekette? kamuoyu baskısı mı oluşacak? hiç anlamadım.
puanım: 6/10