3700
6 haftada oynatmak istediği oyunu sahada sergileyebilmeye başlayan ex futbolcumuz, yeni teknik adamımız. hoca, kendisi yönetimi altındaki galatasarayı sahaya 4-2-3-1 taktiği ile sürmeyi tercih ediyor. ancak bu taktik, atağa geçtiğimiz anda 3-6-1 şeklinde sahaya sirayet ediyor. arkada nelsson - apo - pva şeklinde bir 3'lü defans, boey - yunus - torreira - sergio - az ilerisinde mertens ve sol kanatta kerem, en ileri uçta ise bafe'yi görebiliyoruz.
3. haftadan itibaren sahaya zuhur eden bu taktikte birkaç olumsuz yan olduğunu da görebiliyoruz. örneğin, mertens'in geriye gelip top alıp dağıtması oyun kurulumu açısından oldukça etkili fakat ileri uçta galatasaray'ın gol yollarında tıkanmasına neden oluyor.
ayriyeten, kasımpaşa maçında sağ bek bölgesinde görevlendirilen sezonun formda ismi boey, her ne kadar çizgiye basıp sağ tarafı koridora çevirse de, geriye dönmekte oldukça zorlandı ve nelsson'u açık alanda 1 e 1'lere mahkum etti. kaldı ki nelsson'un hızını göz önünde bulundurursak bu durumun oldukça tehlikeli olabileceğinin kanaatindeyim.
pva kanadının ise oldukça işlevsiz olduğunu görebiliyoruz bu sene. malesef çizgiyi kullanan bir bekten ziyade oyun kurulumuna yardımcı olan bek oynadığında daha verimli oluyor. kerem'in de içe kıvrılarak oynaması iki oyuncunun bölgelerinin çakışmasına sebep oluyor.
sergio'nun hızı da ilerki dönemlerde bize problem yaratabilir. orta sahayı sadece torreira'ya emanet etmek geçiş hücumu oynayan takımlara karşı oldukça tehlikeli bir kumar gibi geldi.
bu sorunların yanı sıra gelelim okan hocanın kurduğu takımın yağtığı iyi şeylere. 3. haftadan itibaren takımın ön alan baskısı oldukça başarılı olduğunu görebiliyoruz. keza lucas torreira'nın ne kadar önemli bir topçu olduğunu da. ön alanda pas kanallarını kapatarak yapılan pres sonrası vurulan topların neredeyse tamamı torreira tarafından toplanıyor. keza, aynı şekilde dripling ile çıkmaya çalışanların da önüne set çekiyor. bu da baskılı oyunun oldukça önemli bir unsuru.
sergio ise ceza sahasındaki yarı alanlara (half space) basarak oynamaya başladı birkaç maçtır. bu da takım hücumunun etkisini artırıyor daha çok kilit pas vermesine neden oluyor. yine kasımpaşa maçında kerem'e verdiği o pasın benzerlerini bir sonraki maçlarda izleyebiliriz.
ön alanda ise 39'luk çıtır gomis'imiz ise kendisinden bekleneni fazlasıyla veriyor. ancak ne kadar daha verecek onu zaman gösterecek. okan hocanın daha net bir bitirici olan icardi'ye birkaç hafta içerisinde dönmesini bekliyorum. ancak servis ve sırtı dönük oyunda sorunlu olan icardi'nin ne kadar verimli olacağı ise benim hala kafamda soru işaretidir.
uzun lafın kısası, gözle görülür bazı sorunlar olsa da, bizi bu sene iyi bir galatasaray izliyoruz. biz de her maçını sabırsızlıkla bekliyoruz.
3. haftadan itibaren sahaya zuhur eden bu taktikte birkaç olumsuz yan olduğunu da görebiliyoruz. örneğin, mertens'in geriye gelip top alıp dağıtması oyun kurulumu açısından oldukça etkili fakat ileri uçta galatasaray'ın gol yollarında tıkanmasına neden oluyor.
ayriyeten, kasımpaşa maçında sağ bek bölgesinde görevlendirilen sezonun formda ismi boey, her ne kadar çizgiye basıp sağ tarafı koridora çevirse de, geriye dönmekte oldukça zorlandı ve nelsson'u açık alanda 1 e 1'lere mahkum etti. kaldı ki nelsson'un hızını göz önünde bulundurursak bu durumun oldukça tehlikeli olabileceğinin kanaatindeyim.
pva kanadının ise oldukça işlevsiz olduğunu görebiliyoruz bu sene. malesef çizgiyi kullanan bir bekten ziyade oyun kurulumuna yardımcı olan bek oynadığında daha verimli oluyor. kerem'in de içe kıvrılarak oynaması iki oyuncunun bölgelerinin çakışmasına sebep oluyor.
sergio'nun hızı da ilerki dönemlerde bize problem yaratabilir. orta sahayı sadece torreira'ya emanet etmek geçiş hücumu oynayan takımlara karşı oldukça tehlikeli bir kumar gibi geldi.
bu sorunların yanı sıra gelelim okan hocanın kurduğu takımın yağtığı iyi şeylere. 3. haftadan itibaren takımın ön alan baskısı oldukça başarılı olduğunu görebiliyoruz. keza lucas torreira'nın ne kadar önemli bir topçu olduğunu da. ön alanda pas kanallarını kapatarak yapılan pres sonrası vurulan topların neredeyse tamamı torreira tarafından toplanıyor. keza, aynı şekilde dripling ile çıkmaya çalışanların da önüne set çekiyor. bu da baskılı oyunun oldukça önemli bir unsuru.
sergio ise ceza sahasındaki yarı alanlara (half space) basarak oynamaya başladı birkaç maçtır. bu da takım hücumunun etkisini artırıyor daha çok kilit pas vermesine neden oluyor. yine kasımpaşa maçında kerem'e verdiği o pasın benzerlerini bir sonraki maçlarda izleyebiliriz.
ön alanda ise 39'luk çıtır gomis'imiz ise kendisinden bekleneni fazlasıyla veriyor. ancak ne kadar daha verecek onu zaman gösterecek. okan hocanın daha net bir bitirici olan icardi'ye birkaç hafta içerisinde dönmesini bekliyorum. ancak servis ve sırtı dönük oyunda sorunlu olan icardi'nin ne kadar verimli olacağı ise benim hala kafamda soru işaretidir.
uzun lafın kısası, gözle görülür bazı sorunlar olsa da, bizi bu sene iyi bir galatasaray izliyoruz. biz de her maçını sabırsızlıkla bekliyoruz.
