resim
Okan Buruk
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 3464
    galatasaray teknik direktörü.

    kendisiyle ilgili ağır eleştiriler yaptığım için bazen nick’im sol tarafa bile taşınıyor ama yaptığım hiçbir eleştirinin düşmanlıkla ya da benzeri bir şeyle alakası yok, olamaz da. ben kimim öncelikle? sıradan bir galatasaraylıyım, ama galatasaray’ı çok severim. babamdan kalma bu sevgi bana, kopmaz, kopamaz bir bağım var. hele ki babam şu sıralar akciğer kanseriyle cebelleşirken, benim galatasaray’a bağlılığım daha da artıyor babamdan mütevellit. zira bahsettiğim adam galatasaray’ın su topu maçını bile izleyen adam. ben bu insanla büyüdüm. durduk yere istanbul’dan türkiye kupası maçı için yanına sadece beni alıp ta ayvalıkgücü (bkz: 25 mart 1989 ayvalıkgücü belediyespor galatasaray maçı) deplasmanına giden adamdır benim babam. dolayısıyla bir takım eleştiriler yaparken, bilmeden yapmamak çok mühim.

    gelelim okan buruk’un neden ideal teknik direktörümüz olmadığı eleştirilerime. evet bundan 5-6 yıl önce beğeniyordum, o zaman yönettiği takımlara yaptığı dokunuşlar beni etkilemişti. ama köprünün de altından çok sular geçti. bir kere benim kıyaslamam yanlıştı. galatasaray çok başka, bambaşka, dünyada eşi olmayan bir kulüp köklerinden dolayı. dolayısıyla önce buraya geliş şekli, göreve talip olduğunu tüm medyaya beyan etmesi, seçim öncesi gidip oğuz altay’ın olduğu masada bulunması falan beni çok rahatsız etti. ben bunları bir galatasaray teknik direktörüne yakıştıramıyorum. ersun yanal’ın 2’nci fenerbahçe dönemi öncesi her yere koşup pr’ını yapması veya yaptırması gibi geliyor bana bu durum. çok çiğ geliyor.

    sonrasındaki söylemleri de hiç hayra alamet değil. basan ve önde oynayan takım, galatasaray gibi oynayacak takım falan. bunlar çok hamaset içeren laflar. altını doldurmanın günümüzde çok zor olduğu laflar. galatasaray, kasımpaşa’ya belki baskın oynar ama 3 gün sonra karşısına liverpool çıksa ne yapabilir? bugünün futbolu artık çok değişti. bizim ülkemizdeki anadolu takımlarıyla 4 büyüklerin arasındaki mesafeleri kapanırken (zira sosyal medya ve iletişim kalitesi, 4 büyüklerin bütün taktiksel sırlarını ifşa ediyor), avrupa’yla olan mesafemiz açıldıkça açıldı. çünkü türkiye’de herkes günü kurtarma peşinde olduğu için iletişimini sınırlı, sadece galatasaray, fener ya da beşiktaş’la oynayacağı maç için kullanırken, 4 büyüklerden hiçbiri ki galatasaray’ın da bu potada olması benim canımı çok acıtıyor, avrupa’daki takımların zaman ve sabır isteyen sistemlerini görmezden geldi. dolayısıyla ağızdan çıkan laf çok önemlidir. hz. ali der ki: söz ağızdan çıkana kadar o senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisindir. dolayısıyla bu tür konularda daha akılcı olunmalı ve bir şey planlanıyorsa bile takım içinde kalmasına yönelik hareket edilmeliydi.

    misal geçtiğimiz hafta ümraniyespor maçından sonra basın toplantısında ‘ilk yarı saç baş yoldum’ lafı çok üzücüydü. iyi bir teknik direktör basına karşı oyuncusunu böylesine eleştirmez. bu yorum taraftar yorumudur. taraftar kendi arasında ya da galatasaray sözlük platformunda böyle konuşur ama teknik direktör konuşmaz. hele ki 50 yaşına merdiven dayamış, çok da genç sayılmayacak bir teknik direktör hiç konuşmaz. siz hiç guardiola’dan ya da klopp’tan böyle bir laf duydunuz mu? duymadınız, duyamazsınız da. bu kadar rahatsızsan basına şikayet etmek yerine oyuncunun yüzüne karşı konuşursun. bugün belki bu söylemler problem gibi gözükmeyebilir fakat basına yapılan her suçlayıcı eleştiri, bir süre sonra oyuncunun güvenini ileri seviyede zedeleyip performansını takımına zarar verme noktasına getirir.

    https://twitter.com/...r0FlFFUvHNlIwWijBT5g

    bakın bu dünkü maçtaki galatasaraylı oyuncuların pas bağlantıları. nelsson ile torreira neredeyse pas yapmamışlar birbirlerine. o kadar ayağı top yapan, pozisyon bilgisi yüksek, özellikle italya’da bulunmuş yani pozisyon oyununu çok iyi bilen futbolcular aldık. ama şu an biz topu 1’den 3’e şişiriyoruz. ve bunu yaptığımız oyuncuların hepsi seferovic hariç kısa boylu oyuncular. seferovic de öyle hayvan gibi yüksek top hakimiyeti olan bir santrafor değil. daha kötüsü, 3 haftadır birlikteler. yani yavaş yavaş bir şeylerin ortaya çıkması lazım ama bizim dün yakaladığımız pozisyonların birçoğu spontane ve şansa gelmiş pozisyonlar.

    ben bu entry’i daha da uzatırım ama şu an için daha fazla gücüm de hevesim de yok bir şeyleri anlatmaya. kısaca, ben sahaya baktığımda hiçbir planı olmayan bir takım görüyorum ve bu işin çözümünün iyi bir batı avrupalı teknik direktörle çözüleceğini düşünüyorum. bunu da zamanla herkesin göreceğini biliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın