227
genelde "akpli değilim ama..." minvalinde başlayan entryler de yazarlar. arda turan'ın gazeteciyi dövmesini haklı bulurlar, yazar arkadaşlarımız burada arda turan'ı eleştirince de bu zihniyet yine taraftarı suçlar. sonra da kalkıp düşünce özgürlüğü ile süsledikleri entryler bırakırlar. malum zihniyetin uzun yıllardır insanları aşağılayıp, ötekileştirdiğini unutup burada aynı duruma maruz kaldıklarında yine "mağdur" olanları mevcuttur. iğne dönüp dolaşıp kendini bulunca "fikri hür" yaması kullanılır. anlamadıkları şu; her düşünce hürlüğü hassas ve belirli insani-toplumsal uçlara dokunduğu an biter. tüm toplumu ilgilendiren bir meseleyse üstelik bu, sınırlar daha keskindir.
eğer fikri-vicdanı hür anlayışını işinize geldiği gibi yorumlayacaksanız;
-terör örgütlerinin, asker-polis-sivil öldürmesini,
-hitler ve stalin'in soykırımlarını,
-fenerbahçeli taraftarların kiev maçında putin tezahüratı yapmasını,
-fetö ve diğer tehlikeli tarikat oluşumlarının yaptıklarını
da aynı şekilde fikir özgürlüğü olarak kabul edip tepki gösterilmesine yine karşı mı çıkacaksınız?
bence akıl hastanesindeki vatandaşlara da oy kullandırın tam bir düşünce özgürlüğü şöleni olsun. beyin fonksiyonlarını çeşitli sebeplerden ötürü düzgün kullanamadığı için bu insanların elinden oy hakkı alınmıyor mu? peki keyfi bir şekilde okumayıp, sorgulamayıp, kendini geliştirememiş, değil fikren - her anlamda özgürleşememiş, toplumu değil kendi çıkarını düşünen, ne söylenirse inanmış ve yap denileni yapmış bir insan ile bu hasta vatandaşın arasındaki fark nedir tam olarak?
-sağlıklı düşünememe?
-olaylar ve yaşananlar sürecinde yanlış yargı sonuçlarına ulaşma?
-gerçekte olmayan bazı olayların var olduğuna inanma?
-manipülasyona ve yönlendirmelere açık olma?
ülkenin geldiği noktada çoktan bazı kritik sınırlar aşıldı. bunda hoşgörü de dahil. gelinen psikolojik ve yaşam şartlarında, buna sebep olan zihniyet ve savunan insanlara tepki gösterilmemesini beklemek kötü bir temel fıkrasından fazlası olmayacaktır. hoşgörü ve bütünleşme adına elinde büyük bir şans olan mevcut zihniyet tüm tohumları çöpe atıp, toprağı betonla kapladı. örnek vermek gerekirse; türbanlı öğrencilerin haklı olarak üniversitelere alınması için eylemler düzenleyen terörist bağlantıları olmayan bazı sol/sağ/her görüşten gruplar ve insanlar yıllar sonra başa gelecek bu zihniyet yüzünden gezi eyleminde dayak yedi, işkence gördü, öldürüldü. zamanında haklarını savundukları bu kişilerden bazıları, seneler sonra sadece onun-bunun tanıdığı olduğu için altın varak kaplı evlerinde oturup tüm bu yaşananları gülerek izledi. ve kendi inançlarına-düşüncelerine göre rahatça yaşama noktasında desteklerini aldıkları bu insanların yanında durmaktansa, haksız yere elde ettikleri zenginlik ve refahı kaybetmek istemeyip, bencil bir duruş sergilediler. (burada bir genellemeden bahsetmiyorum) bu çok önemli bir eşikti.
bir kurdu çeşitli yollarla tahrik edip, sinir uçlarına dokunup sonra ondan hırlamamasını, seni ısırmamasını beklemek olmaz. o sırada tırmanıp, kendine güvene aldığın ağaçtan kayıp birden önüne düştüğünde ise biraz önce taş attığın, elindeki dalla dürtüp durduğun, onun yaşam hakkını tehdit ettiğin kurtttan merhamet beklemek-dilenmek de olmaz.
ülkedeki sağ-sol ideolojisinin çekişmesini, siyasal islam ve laiklik mücadelesi ile bir tutmayın. çünkü çok başka dinamiklere sahipler. gerçek anlamda sağcısının da solcusunun da laikliği savunanın da tek derdi ülkesiyken, geriye kalan zihniyet için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değildir. vatan ve bayrak her vatandaşı ilgilendirir, kapsar. siyasal islamın ise tek derdi dini kaygılardır.
manipülasyon ve mağduriyet hobiniz lütfen bu sözlüğe de bulaşmasın. yüzleşmek zorunda kaldığınız, kalacağınız ve umuyoruz ki sizi uykunuzdan uyandırıp insani-vicdani değerleri hatırlamanıza yardımcı olacak tüm bu gerçekler canınızı acıtmasın.
eğer fikri-vicdanı hür anlayışını işinize geldiği gibi yorumlayacaksanız;
-terör örgütlerinin, asker-polis-sivil öldürmesini,
-hitler ve stalin'in soykırımlarını,
-fenerbahçeli taraftarların kiev maçında putin tezahüratı yapmasını,
-fetö ve diğer tehlikeli tarikat oluşumlarının yaptıklarını
da aynı şekilde fikir özgürlüğü olarak kabul edip tepki gösterilmesine yine karşı mı çıkacaksınız?
bence akıl hastanesindeki vatandaşlara da oy kullandırın tam bir düşünce özgürlüğü şöleni olsun. beyin fonksiyonlarını çeşitli sebeplerden ötürü düzgün kullanamadığı için bu insanların elinden oy hakkı alınmıyor mu? peki keyfi bir şekilde okumayıp, sorgulamayıp, kendini geliştirememiş, değil fikren - her anlamda özgürleşememiş, toplumu değil kendi çıkarını düşünen, ne söylenirse inanmış ve yap denileni yapmış bir insan ile bu hasta vatandaşın arasındaki fark nedir tam olarak?
-sağlıklı düşünememe?
-olaylar ve yaşananlar sürecinde yanlış yargı sonuçlarına ulaşma?
-gerçekte olmayan bazı olayların var olduğuna inanma?
-manipülasyona ve yönlendirmelere açık olma?
ülkenin geldiği noktada çoktan bazı kritik sınırlar aşıldı. bunda hoşgörü de dahil. gelinen psikolojik ve yaşam şartlarında, buna sebep olan zihniyet ve savunan insanlara tepki gösterilmemesini beklemek kötü bir temel fıkrasından fazlası olmayacaktır. hoşgörü ve bütünleşme adına elinde büyük bir şans olan mevcut zihniyet tüm tohumları çöpe atıp, toprağı betonla kapladı. örnek vermek gerekirse; türbanlı öğrencilerin haklı olarak üniversitelere alınması için eylemler düzenleyen terörist bağlantıları olmayan bazı sol/sağ/her görüşten gruplar ve insanlar yıllar sonra başa gelecek bu zihniyet yüzünden gezi eyleminde dayak yedi, işkence gördü, öldürüldü. zamanında haklarını savundukları bu kişilerden bazıları, seneler sonra sadece onun-bunun tanıdığı olduğu için altın varak kaplı evlerinde oturup tüm bu yaşananları gülerek izledi. ve kendi inançlarına-düşüncelerine göre rahatça yaşama noktasında desteklerini aldıkları bu insanların yanında durmaktansa, haksız yere elde ettikleri zenginlik ve refahı kaybetmek istemeyip, bencil bir duruş sergilediler. (burada bir genellemeden bahsetmiyorum) bu çok önemli bir eşikti.
bir kurdu çeşitli yollarla tahrik edip, sinir uçlarına dokunup sonra ondan hırlamamasını, seni ısırmamasını beklemek olmaz. o sırada tırmanıp, kendine güvene aldığın ağaçtan kayıp birden önüne düştüğünde ise biraz önce taş attığın, elindeki dalla dürtüp durduğun, onun yaşam hakkını tehdit ettiğin kurtttan merhamet beklemek-dilenmek de olmaz.
ülkedeki sağ-sol ideolojisinin çekişmesini, siyasal islam ve laiklik mücadelesi ile bir tutmayın. çünkü çok başka dinamiklere sahipler. gerçek anlamda sağcısının da solcusunun da laikliği savunanın da tek derdi ülkesiyken, geriye kalan zihniyet için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değildir. vatan ve bayrak her vatandaşı ilgilendirir, kapsar. siyasal islamın ise tek derdi dini kaygılardır.
manipülasyon ve mağduriyet hobiniz lütfen bu sözlüğe de bulaşmasın. yüzleşmek zorunda kaldığınız, kalacağınız ve umuyoruz ki sizi uykunuzdan uyandırıp insani-vicdani değerleri hatırlamanıza yardımcı olacak tüm bu gerçekler canınızı acıtmasın.