8639
bu sıralarda herhangi bir karar üzerinde bir olamayacağını düşündüğüm, içinde bulunduğum taraftar grubu. içerisindeki gruplaşmalara bakarsak;
- bir kısmı galatasaray oyuncu bakarken kriterlerini yaş-maaş-bonservis-bilinirlik olarak belirleyip potansiyel transferleri ölümüne eleştirip rakip takımın transferlerini sadece vereceği potansiyel katkı üzerinden yorumlayıp yangın çıkarıyor. bunun en güzel örneği joao pedro'yu istemeyip fenerbahçe araya girdiğinde alev alanlar.
- bir kısmı üstteki grubun tam tersi, rakip kimi alırsa ekonomik olarak battı gözüyle bakıp gueye gibi isimler için deli paraların verilmesi gerektiğini savunuyor.
- bir kısmı yaşı genç olan tüm oyuncuların kısa vadede katkı verip iyi paralara satılabileceğini, ama morutan ve cicaldau'nın rumen kazıklar olduğunu düşünüyor. örneğin norveç liginin parlayan gençlerinden solbakken ve botheim bizi şampiyon yapabilir ve iyi paraya satılabilirlerdi, ama romanya liginde istatistik yapan morutan ve cicaldua çöptür. bu arada solbakken 98 doğumluyken cicaldau 97 doğumludur.
- bir kısmı elindeki tüm oyuncuları 3er 5er milyondan satmaya çalışıp, satılmadığında yönetimi eleştirirken, almak istediklerinin hepsinin bedavaya gelmesi gerektiğini savunuyor. örneğin mustafa muhammed'in 8den aşağı gitmemesi gerektiğini düşünüp, mustafa muhammed'in yerine gelecek oyuncu için çok çok daha az bir para düşünüyor. muhammed'in alıcısı neden muhammed yerine o oyuncuyu seçmez, bilinmez. ya da sacha boey gitmek istediğinde 5 milyon eurolardan aşağısı dolandırılmaktır fakat geçen sezonun maç başlıklarına girdiğinizde görürsünüz ki 1 milyon euro'ya galatasaray dolandırılmıştır. hatta iddia ediyorum, 12+3 milyon euroya şu an marcao'yu geri alsak, dolandırıcı sevilla'dan yine kazık yedik diye entryler görürüz.
bu gruplar daha uzar gider, üstelik bunlar sadece transfer sezonu üzerinden ayrışmalar. daha bunun torrentçileri, terimistleri, tudor hoca değilcileri, 4-4-2, 3-5-2cileri...
bana kalırsa her grubun haklı olduğu ve haksız olduğu yerler var, burada önemli olan bazısı çokça haklıyken bazısı o kadar da haklı değil. ama asıl nokta, haklı veya haksızdan ziyade bu grupların birliği sağlayamaması. bazen yanlış olduğunu bile bile kabullenmek ve desteklemek diğer doğruların daha iyi işlemesini sağlar oysa ki. şu anda bizim ihtiyacımızın bu olduğunu düşünüyorum.
buna ek olarak da şu an taraftarlar tarafından bir transfer konsorsiyumu kurulsa; transfer edilecek ve gönderilecek oyuncular, onların maaşları ve bonservisleri sadece onların onayından geçecek dense; iddia ediyorum galatasaray bir sene daha küme düşmeye oynardı.
bu yüzden, süreç içinde radikal derecede kötü kararlar alınmadığı sürece ben süreci izleyip sonuçlarını değerlendirmekten yanayım ve doğru olanın bu olduğunu düşünüyorum. en azından daha sakin bir ortam oluşturuyor.
- bir kısmı galatasaray oyuncu bakarken kriterlerini yaş-maaş-bonservis-bilinirlik olarak belirleyip potansiyel transferleri ölümüne eleştirip rakip takımın transferlerini sadece vereceği potansiyel katkı üzerinden yorumlayıp yangın çıkarıyor. bunun en güzel örneği joao pedro'yu istemeyip fenerbahçe araya girdiğinde alev alanlar.
- bir kısmı üstteki grubun tam tersi, rakip kimi alırsa ekonomik olarak battı gözüyle bakıp gueye gibi isimler için deli paraların verilmesi gerektiğini savunuyor.
- bir kısmı yaşı genç olan tüm oyuncuların kısa vadede katkı verip iyi paralara satılabileceğini, ama morutan ve cicaldau'nın rumen kazıklar olduğunu düşünüyor. örneğin norveç liginin parlayan gençlerinden solbakken ve botheim bizi şampiyon yapabilir ve iyi paraya satılabilirlerdi, ama romanya liginde istatistik yapan morutan ve cicaldua çöptür. bu arada solbakken 98 doğumluyken cicaldau 97 doğumludur.
- bir kısmı elindeki tüm oyuncuları 3er 5er milyondan satmaya çalışıp, satılmadığında yönetimi eleştirirken, almak istediklerinin hepsinin bedavaya gelmesi gerektiğini savunuyor. örneğin mustafa muhammed'in 8den aşağı gitmemesi gerektiğini düşünüp, mustafa muhammed'in yerine gelecek oyuncu için çok çok daha az bir para düşünüyor. muhammed'in alıcısı neden muhammed yerine o oyuncuyu seçmez, bilinmez. ya da sacha boey gitmek istediğinde 5 milyon eurolardan aşağısı dolandırılmaktır fakat geçen sezonun maç başlıklarına girdiğinizde görürsünüz ki 1 milyon euro'ya galatasaray dolandırılmıştır. hatta iddia ediyorum, 12+3 milyon euroya şu an marcao'yu geri alsak, dolandırıcı sevilla'dan yine kazık yedik diye entryler görürüz.
bu gruplar daha uzar gider, üstelik bunlar sadece transfer sezonu üzerinden ayrışmalar. daha bunun torrentçileri, terimistleri, tudor hoca değilcileri, 4-4-2, 3-5-2cileri...
bana kalırsa her grubun haklı olduğu ve haksız olduğu yerler var, burada önemli olan bazısı çokça haklıyken bazısı o kadar da haklı değil. ama asıl nokta, haklı veya haksızdan ziyade bu grupların birliği sağlayamaması. bazen yanlış olduğunu bile bile kabullenmek ve desteklemek diğer doğruların daha iyi işlemesini sağlar oysa ki. şu anda bizim ihtiyacımızın bu olduğunu düşünüyorum.
buna ek olarak da şu an taraftarlar tarafından bir transfer konsorsiyumu kurulsa; transfer edilecek ve gönderilecek oyuncular, onların maaşları ve bonservisleri sadece onların onayından geçecek dense; iddia ediyorum galatasaray bir sene daha küme düşmeye oynardı.
bu yüzden, süreç içinde radikal derecede kötü kararlar alınmadığı sürece ben süreci izleyip sonuçlarını değerlendirmekten yanayım ve doğru olanın bu olduğunu düşünüyorum. en azından daha sakin bir ortam oluşturuyor.