• 8628
    derin yaşadığı "yaş, bonservis ve yıllık ücret" takıntısı artık kendilerini muhasebeci taraftar kimliğinden sıyırıp baya baya psikolojik bir travmaya evirmek üzere olan taraftar grubu.

    bir kişi bile yok gelme ihtimali olan oyuncunun yaşından, verilecek bonservisten, alacağı yıllık ücretten memnun olan. öyle bir mantık oluştu ki başkasının sanki naylon leğen, mandal vererek alacağı adama galatasaray gidip 10m euro yapıştırıyor.

    herkesin kafasında bir skala var, herkes yılların futbol direktörü. ismi, cismi, yapacağı katkıya hiç takılmaksızın adam futbolcunun ederini, alması gereken maksimum rakamı küsüratına kadar verip, bunun üstüne alınırsa allah belalarını versin diyebiliyor, olaya o kadar hakim. yani monchi'ye, luis campos'a falan sorsan adamın bir düşüneyim deyip 2 gün sonra döneceği soruların cevapları hazır, anında veriyor. gerçekten hayretle takip ediyorum. şu durumun muhasebecilikle, galatasaray'ın parasını korumakla ilgisi yok.
  • 8630
    çok büyük bir mücadeleye girmesi gereken ve malum kulübün 5 yıldız yalanının normalleşmesine izin vermemesi gereken topluluktur. biz 1985'te 11-6 geride olduğumuz takıma sahada kazanarak 3 şampiyonluk fark attık. bu emeklerimizin masa başında çalınmasına izin vermemeliyiz dostlar. gayrimeşru 5 yıldızı kullanan kim varsa anında engelleyip boykot etmeliyiz.
  • 8631
    bilhassa sosyal medyada utanç veren taraftardır. iki tane transfer haberi düştü dursun özbek’in ağzında puro ile “alayım mı daha?” yazılı görselleri uçuşmaya başladı. ileride bunların bi kısmı bet reklamcısı bi kısmı da marcao için aynı haberi giren satılık gazetecilerden olacak işte.

    bu tabii sözlük gereği ilgi alanı içerisinde bir eleştiri. yoksa bu ülkenin genel sorunu bu. ekonomik olarak rezalet bir durumda olan ülkenin ekonomist başkanı doları 9 liradan 13 liraya düşürünce* davulla zurnayla kutlanırken; iki transferle tarihin en kötü başkanı da iki yıl şampiyon olan kadroyu kuran, transfer sihirbazı başkan oluveriyor işte.

    (bkz: 2022-2023 yaz transfer dönemi)
  • 8632
    federasyonla cebelleş, hakemlerle boğuş, fenerbahçe şımarıklığı çek, altyapıyı takip et, maliyetlerle ilgilen, futbolcu kaprisi çek, genç futbolcu araştır, tazminat hesapla, uçak takip et, forma tasarımlarını gözlemle, bilet al, forma al, bağır...

    zor ama sevilerek yapılan bir meslek bu iş. doğal olarak bizlerde meslektaşız.

    galatasaray için severek de olsa harcadığım vakti uzay bilimi ve teknolojilerine harcasaydım, kendi imkânlarımla mars' a gidip mangal yaptığım hafta sonlarına sahip olurdum. seçimimden dolayı mutluyum ama. bir mangal için o kadar yol çekilmezdi hem.

    kolay meslek isteseydik, fener taraftarı olurduk sanırım. gün boyu başkanı dinle ve onayla. akşam eve gel yat uyu.
  • 8634
    diğerleri beni çok ilgilendirmiyor ama üzücü olan diğerlerinden de farkının kalmaması. valla en çok keyif aldığım şeylerden biri takım kötü gittiğinde sami yen'de 5-10 bin kişiye oynadığımız maçlardı. galatasaray'ı sevdiğimi o zaman daha çok hissederdim.

    şimdi her boku bilen bir kitle türedi. ama bakın her boku bilen. diyor ki eleman izlediğim videolara göre... ya sığır! izlediğin üç dakikalık videodan yorum yapılmaz. yeri geliyor iki sezon izlediğimiz adam hakkında ortak kanaate varamıyoruz, sen üç dakikada neyi anladın? ki zaten her oyuncuyu tanımak zorunda değilsin. sergio oliveira'yı tanımadığın için senin yetersiz olduğunu düşünmeyeceğiz.

    tek maçta ya yerin dibine batırıyoruz ya da göklere çıkartıyoruz. okan hocanın bir sonraki maçta kadro tercihine göre notu verilecekmiş mesela. ya laf olsun diye bile insan şunu yazmaya utanır. bir senedir ortalamanın fersah fersah üzeri şu sözlükte bile yazmak içimden gelmiyordu. zaten sosyal medyada canı sıkılan uzman edasıyla hesap açıp, analizler yapıyor. tabi herkesin özgür iradesidir, benden izin alacak halleri yok da içi bomboş bir özgüvenleri olduğunu da söylerken sanırım benim izin almama gerek yok. işte böyle hesapları gördükçe engeli basıyordum ama bu bahsettiğim şey normalleşmiş. aidiyeti, vefayı geçtim, öğrenmenin, gelişmenin normal sürecinden de bihaber bir güruh var karşımızda. şairin dediğini revize ederek söyleyeyim; ben dönüşen bu taraftar profilinden etimle, kemiğimle nefret ettim.
  • 8636
    galatasaray'in basarili olmasini istedigine kimse beni ikna edemez. zira sabah aksam, isim farketmeksizin, bu kadar asagilanan bir futbolcu grubundan basari gelemeyecegini dusunememek akil alir gibi degil.

    sozlukte dahi yuzlercesi var. sabah aksam her ortamda kendi topcusunu itin bir yerlerine sokup cikardiktan sonra, sahaya ciktiginda harikalar yaratmasini beklemek dunyanin en samimiyetsiz hareketidir.

    kendi is yerinde her daim arkasindan sallanilsa, dedikodusu yapilsa, asagilansa. bu sirket seviyesinde degil baska yerde calismasi gerek dense, sabah aksam yaptigi is kotulense, sonra da en iyi isi yapmasi beklense patronun odasini basip kufurler yagdirarak cikacak adamlar, "o kadar para kazaniyor, tabii ki oynayacak" argumanindan baska bir sey de ileri surmuyor.

    40 yasimdayim. cocuklugum ali sami yen'de gecti. ne kadar kalitesiz topcular gordu bu gozler. hepsine destek verdik. ama biliyorum ki bugun hagisahaya ciksa, "ama kosmuyor yaa, cok gereksiz agresif" diyebilecek en az birkac milyon taraftar bulurduk.
  • 8638
    galatasaray taraftarının bir transferden beklentisi şu şekilde özetlenebilir :

    -yaşı en fazla 27 olsun
    -hazır olsun, gelsin hemen katkı versin
    -bonservisi en fazla 3 milyon, maaşı da en çok 1.5 milyon euro olsun
    -fm profili güzel olsun

    bunun haricindeki bütün transferler yanlıştır bu taraftarlara göre, çünkü her şeyin en doğrusunu onlar bilir.
  • 8639
    bu sıralarda herhangi bir karar üzerinde bir olamayacağını düşündüğüm, içinde bulunduğum taraftar grubu. içerisindeki gruplaşmalara bakarsak;

    - bir kısmı galatasaray oyuncu bakarken kriterlerini yaş-maaş-bonservis-bilinirlik olarak belirleyip potansiyel transferleri ölümüne eleştirip rakip takımın transferlerini sadece vereceği potansiyel katkı üzerinden yorumlayıp yangın çıkarıyor. bunun en güzel örneği joao pedro'yu istemeyip fenerbahçe araya girdiğinde alev alanlar.

    - bir kısmı üstteki grubun tam tersi, rakip kimi alırsa ekonomik olarak battı gözüyle bakıp gueye gibi isimler için deli paraların verilmesi gerektiğini savunuyor.

    - bir kısmı yaşı genç olan tüm oyuncuların kısa vadede katkı verip iyi paralara satılabileceğini, ama morutan ve cicaldau'nın rumen kazıklar olduğunu düşünüyor. örneğin norveç liginin parlayan gençlerinden solbakken ve botheim bizi şampiyon yapabilir ve iyi paraya satılabilirlerdi, ama romanya liginde istatistik yapan morutan ve cicaldua çöptür. bu arada solbakken 98 doğumluyken cicaldau 97 doğumludur.

    - bir kısmı elindeki tüm oyuncuları 3er 5er milyondan satmaya çalışıp, satılmadığında yönetimi eleştirirken, almak istediklerinin hepsinin bedavaya gelmesi gerektiğini savunuyor. örneğin mustafa muhammed'in 8den aşağı gitmemesi gerektiğini düşünüp, mustafa muhammed'in yerine gelecek oyuncu için çok çok daha az bir para düşünüyor. muhammed'in alıcısı neden muhammed yerine o oyuncuyu seçmez, bilinmez. ya da sacha boey gitmek istediğinde 5 milyon eurolardan aşağısı dolandırılmaktır fakat geçen sezonun maç başlıklarına girdiğinizde görürsünüz ki 1 milyon euro'ya galatasaray dolandırılmıştır. hatta iddia ediyorum, 12+3 milyon euroya şu an marcao'yu geri alsak, dolandırıcı sevilla'dan yine kazık yedik diye entryler görürüz.

    bu gruplar daha uzar gider, üstelik bunlar sadece transfer sezonu üzerinden ayrışmalar. daha bunun torrentçileri, terimistleri, tudor hoca değilcileri, 4-4-2, 3-5-2cileri...

    bana kalırsa her grubun haklı olduğu ve haksız olduğu yerler var, burada önemli olan bazısı çokça haklıyken bazısı o kadar da haklı değil. ama asıl nokta, haklı veya haksızdan ziyade bu grupların birliği sağlayamaması. bazen yanlış olduğunu bile bile kabullenmek ve desteklemek diğer doğruların daha iyi işlemesini sağlar oysa ki. şu anda bizim ihtiyacımızın bu olduğunu düşünüyorum.

    buna ek olarak da şu an taraftarlar tarafından bir transfer konsorsiyumu kurulsa; transfer edilecek ve gönderilecek oyuncular, onların maaşları ve bonservisleri sadece onların onayından geçecek dense; iddia ediyorum galatasaray bir sene daha küme düşmeye oynardı.

    bu yüzden, süreç içinde radikal derecede kötü kararlar alınmadığı sürece ben süreci izleyip sonuçlarını değerlendirmekten yanayım ve doğru olanın bu olduğunu düşünüyorum. en azından daha sakin bir ortam oluşturuyor.
  • 8642
    kronik sakat galatasaray kariyerinin yarısını oynamadan geçiren lemina için gelsin uçalım kaçalım derken.
    kariyerinin 1 sezonunu sakatlıktan dolayı oynamamış seferoviç için çöp kronik sakat gelmesin diyip kendisiyle çelişen taraftar oluşumu.

    bir yandan isimli kaliteli oyuncu isterken diğer yandan ucuz maaşlı olsun isteyen taraftar oluşumu.
    şu an maaş bütçemiz 18 milyon euro. ayrılan oyuncularla beraber 16 civarlarına düşecek. 7 oyuncu alıp bunlara ortalama 2.5 maaş verdiğini düşünürsek totalde 30-32 milyon euro gibi bir bütçe yapar.

    ya gidip genç oyuncular alalım 1'er milyon euro maaşlı bütçemizi totalde 22-23 milyon euro yapalım ama o zamanda adamların gelişmesini beklemeden çöp ilan ediliyor. ya da isimli oyuncu getirip şampiyonluğa oynayacaksan bütçen 30-32 milyon euro olacak o zamanda muhasebe edebiyatı yapılıyor.

    kısaca sürekli çelişen bir taraftar grubu.
  • 8644
    uzun zamandır orta sahasında kara delik, öncesinde santrforsuzluk, akabinde diagne-falcao, ömer, nonda yokkenki kaleciler gibi travmaları tecrübe etmis bir kitleyiz. artık transferde kerem, yunus, marcao, kuzeyli stoperimiz gibi isimleri daha fazla tecrübe etmek istiyoruz. babel gibi, feghouli gibi top oynamaktan bıkmış isimlerden sıtkımız sıyrıldı.
    derken yine benfica'nin +30 yaş oyuncularına yönelmişiz.
  • 8645
    ayarsızdır. altyapıdan oyuncu çıksın ister, ilk hatasında yerin dibine sokar evlatçılıktan dem vurur. transfer ister, genç transfer edersin deneyimsiz der, deneyimli transfer edersin yaşlı der, hem deneyimli hem nispeten genç transfer edersin bu sefer de maaşına kafayı takar.
    hayatımda bu kadar yıkıcı eleştiri yapan bir taraftar topluluğu görmedim. bugün övdükleri adamı yarın bir gün öncesinde hiç övmemiş gibi davranabiliyorlar. bugün yerin dibine soktukları taylan, berkan, ömer hatta diagne için zamanında yaptıkları övgüler de bunun kanıtı.
    son olarak da çok kolay manipüle edilebiliyorlar. geçen sene takımın kötü sonuçlar almasını nihayetinde kadroya bağladılar tamamen. geçen sene bu takım ligin ilk yarısında tarihinde görmediği şekilde doğrandı. nihayetinde oyuncuların bile psikolojisi bozuldu, takımda moral falan da kalmadı. geçen sene ligde farklı avrupada farklı sonuçlar alınmasının esas nedeni de buydu. burak elmas yönetimi de takımın sahada alenen doğranmasına göz yumdu ve sesini çıkartamadı çünkü.
    örneğin çok kişi cicaldau için ligin ilk yarısı iyiydi sonradan yokları oynadı diyor. bu gördüğünüz şey alışılmış çaresizliktir arkadaşlar. taraftar yaşanan her şeyden sonra manipüle olup asıl düşmanın kim olduğunu unutarak sorunun tamamını takıma yıktı, ve zaten düşük olan morali daha da düşürdü bu sayede. şu anda da takımı değersizleştirme çabası içinde çoğu kişi. o gitsin, şu durmasın diyerek takımın komple değişmesi gerektiğini düşünüyorlar ama mevcut kafa yapısı değişmediği sürece yeni gelenlerin de akıbeti aynı olacaktır.
  • 8650
    adam ne evander'in(ki türkiye'de görevi scout olan kişiler ve danimarka'da yaşayanlar hariç kaç kişi izledi acaba ?) ne amine harit'in tek maçını izlememiş sırf belhanda ve fas benzerliği sebebiyle harit gelmesin evander gelsin diye yazıyor. eminim evander gelsin demesindeki tek geçerli nedende transfermark fotoğrafının yanındaki brezilya bayrağı ve 24 yaşıdır. valla ben çok sıkıldım artık yaşam enerjim tükeniyor. bilen bilir sözlükte bir aralar paul sahilleri nickli bir arkadaş vardı sürekli negatif bir hava pompalıyordu anlaşılan bir çok yazar arkadaşa da bu hava çökmüş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın