219
burak elmas yönetiminin kendilerine yönelik eleştirilerin sesini kesmek için çalışmaya başladığı eski lille sportif direktörü.
burak elmas yönetimi bu hamlede ne kadar samimi olduğunu zaten kendisinden önce torrent'i göreve getirerek göstermişti bir bakıma. dünyanın her yerinde sportif direktör'ün çizdiği bir planlama ile hareket edilip ona göre teknik direktör bakılırken bizde önce teknik direktör, sonra başkan danışmanı, en son da sportif direktör getirildi. bu üç isim de yabancı olduğu için kimse de neye göre getirdiniz demedi, kendilerine yapılacak masrafı bile sorgulayan 3-5 kişi ya vardı ya yoktu.
bir konuda kendilerini tebrik ederim gerçekten taraftarın bir kısmını, türk insanının ise çoğunluğunu iyi analiz etmişler. bu ülkede bir işe başlarken proje, liyakat, avrupa, kurumsallık gibi türkiye çapında süslü kelimeler kullanırsan direk 1-0 önde başlıyorsun. mesela bu sözlükte ışıtan gün için bile fatih terim'in ipini çekmesi sebebiyle galatasaray'a ne kadar büyük hizmet yaptığı, torrent ile modern futbol ve gerçek uzun vadeli planlama atılımı başlatıldığına dair entry bile okuduk bir ara.*
campos ile bir planlama yapıldı ve bunun için ucuz sayılmayacak bir maaşla pasquale sensibile isimli arkadaş sportif direktörlüğe getirildi, sonrasında burak elmas haklı olarak ibrasızlık yeyince, campos kaos ortamına gelemem ben bırakıyorum dedi. galatasaray'da yapılan planlama da bu kadar oluyor işte adam iki satır mektupla bıraktı gitti. adamın kafasına estiği zaman bırakıp gidebileceği bir anlaşma yapıldıysa bu nasıl bir yöneticiliktir? şimdi bu adamın getirdiği pasquale sensibile ne olacak? campos kafasına estiği gibi bırakıp gidebiliyorsa biz de kafamıza estiği gibi pasquale sensibile'nin sözleşmesini fesh edebiliriz bunun için herhangi bir tazminat ödememize gerek yoktur herhalde? yoktur di mi?
bunlar daha iyi günlerimiz, sırada mario rui'lere larsen'lere 3'er milyon, xeka'lara 2'şer milyon bağlanacak günler var. peki biz tüm bunları hak ediyor muyuz? dibine kadar hakediyoruz.
eskiden galatasaray için hayırlısı neyse o olsun derdim, artık galatasaray için en az hayırsızı neyse o olsun diyeceğim, çünkü ufukta hayırlı görünen en ufak bir ışık yok.
burak elmas yönetimi bu hamlede ne kadar samimi olduğunu zaten kendisinden önce torrent'i göreve getirerek göstermişti bir bakıma. dünyanın her yerinde sportif direktör'ün çizdiği bir planlama ile hareket edilip ona göre teknik direktör bakılırken bizde önce teknik direktör, sonra başkan danışmanı, en son da sportif direktör getirildi. bu üç isim de yabancı olduğu için kimse de neye göre getirdiniz demedi, kendilerine yapılacak masrafı bile sorgulayan 3-5 kişi ya vardı ya yoktu.
bir konuda kendilerini tebrik ederim gerçekten taraftarın bir kısmını, türk insanının ise çoğunluğunu iyi analiz etmişler. bu ülkede bir işe başlarken proje, liyakat, avrupa, kurumsallık gibi türkiye çapında süslü kelimeler kullanırsan direk 1-0 önde başlıyorsun. mesela bu sözlükte ışıtan gün için bile fatih terim'in ipini çekmesi sebebiyle galatasaray'a ne kadar büyük hizmet yaptığı, torrent ile modern futbol ve gerçek uzun vadeli planlama atılımı başlatıldığına dair entry bile okuduk bir ara.*
campos ile bir planlama yapıldı ve bunun için ucuz sayılmayacak bir maaşla pasquale sensibile isimli arkadaş sportif direktörlüğe getirildi, sonrasında burak elmas haklı olarak ibrasızlık yeyince, campos kaos ortamına gelemem ben bırakıyorum dedi. galatasaray'da yapılan planlama da bu kadar oluyor işte adam iki satır mektupla bıraktı gitti. adamın kafasına estiği zaman bırakıp gidebileceği bir anlaşma yapıldıysa bu nasıl bir yöneticiliktir? şimdi bu adamın getirdiği pasquale sensibile ne olacak? campos kafasına estiği gibi bırakıp gidebiliyorsa biz de kafamıza estiği gibi pasquale sensibile'nin sözleşmesini fesh edebiliriz bunun için herhangi bir tazminat ödememize gerek yoktur herhalde? yoktur di mi?
bunlar daha iyi günlerimiz, sırada mario rui'lere larsen'lere 3'er milyon, xeka'lara 2'şer milyon bağlanacak günler var. peki biz tüm bunları hak ediyor muyuz? dibine kadar hakediyoruz.
eskiden galatasaray için hayırlısı neyse o olsun derdim, artık galatasaray için en az hayırsızı neyse o olsun diyeceğim, çünkü ufukta hayırlı görünen en ufak bir ışık yok.