• 96
    birçok eksiğini sayabileceğimiz ve form durumu yerlerde olan orta saha üçlüsü. ancak bu üçlünün;

    geçtiğimiz sezon beraber oynadığı 9 maçta iyi futbolla 8 galibiyet 1 beraberlik 0 mağlubiyet alan taylan antalyalı-emre kılınç-younes belhanda üçlüsünden (ki üçlü olarak oynamadıklarında da teker teker harika iş çıkardılar),

    şu sıralar ligi domine etmekte olan miguel crespo-miha zajc-mert hakan yandaş üçlüsünden,

    sami uğurlu'nun gelişinden beri neredeyse her maçını domine eden kasımpaşa'nın,

    vincenzo montella geldiğinden beri birçok maçını domine eden adana demirspor'un,

    nuri şahin sonrası oynadığı neredeyse her maçı domine eden antalyaspor'un,

    ahmet çalık'ın rahmetli olmasından ve serdar gürler'in transferinden önce neredeyse her maçı domine eden konyaspor'un orta saha üçlülerinden

    daha kötü oldukları fikrine kesinlikle karşıyım. galatasaray bu üçlüyle harika karşılama oyunu oynayarak lokomotiv moskova, marsilya, lazio ve barcelona'yı deplasmanda tamamen kilitledi ve bu 4 maçta 0 gol yedi. ancak esas es geçilen gerçek şu ki galatasaray bu üçlüyle çıktığı

    1- 16 eylül 2021 galatasaray lazio maçı,
    2- 4 kasım 2021 galatasaray lokomotif moskova maçı,
    3- 21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçı,
    4- 25 kasım 2021 galatasaray marsilya maçı,
    5- 14 mart 2022 galatasaray beşiktaş maçı

    gibi maçlarda özellikle skoru almamış olduğu dakikalarda oldukça dominant bir performans gösterdi ve dünyaların kaçtığı 21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçı dışında istediği skorları da hep aldı (4 kasım 2021 galatasaray lokomotif moskova maçı'nda puan durumu itibariyle beraberlik kötü sonuç değildi).

    her ne kadar 2. yarısında çok sindiğimiz için ve oyunun kontrolünü tamamen rakibe verdiğimizi düşündüğüm için 23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçı'nı bu listeye ekleyemesem de o maçın ilk yarısı da listeye eklenebilecek bir performanstı.

    ayrıca bu orta üçlünün ağırlıklı olarak oynadığı ligin ilk 20 haftalık periyodunda ligin en çok pozisyon üreten ve en az pozisyon veren 2-3 takımından biriydik

    ilk 20 haftanın xg ve xga verileri (thanks to kaideyi taciz eden istisna);

    xg: https://twitter.com/.../1513458967837618182
    xga: https://twitter.com/.../1513456569098326017

    not: burada tek bir kaynağın verilerini paylaştım ancak opta, instat, wyscout, sofascore, maçkolik (sanırım verileri opta'dan alıyorlar), comparisonator gibi birçok kaynak ilk 20 haftada ligin en çok pozisyona giren ve en az pozisyon veren 2-3 takımından biri olduğumuzu hem gol beklentisi verileriyle hem de girilen ve verilen gol pozisyonları verileriyle onaylıyor.

    not 2: linkteki entry'mde de bahsettiğim üzere maalesef domenec torrent dönemindeki felaket deplasman performansımız yüzünden yukarıda bahsettiğim verilerde dramatik bir düşüş yaşadık; (bkz: #3365615)

    sezonun geneline baktığımızda bu orta üçlü

    1- doğru kurguda çok sağlam bir karşılama takımı üçlüsü,
    2- doğru kurguda iç sahada en güçlü rakiplere karşı bile dominant bir oyun oynayabilen bir takımın üçlüsü,
    3- hem girilen hem de verilen gol pozisyonları açısından çok iyi rakamlara ulaşabilen bir takımın üçlüsü.

    bu üçlünün oynadığı takımın ligdeki konumu (özellikle ilk 20 hafta sonundaki konumu) sonuçlara korkunç derecede etki eden hakem faktörünü bir kenara bırakırsak büyük oranda kalemize gelen topların gol olma oranının çok yüksek olması ve bulduğumuz net pozisyonları gole çevirmek konusunda eşi benzeri zor görülür bir beceriksizlik yaşamamız kaynaklı.

    özellikle berkan kutlu ve taylan antalyalı'ya bu 2 konuda da eleştiri getirmek çok zor (özellikle taylan antalyalı'nın bu sezon sakatlık kaynaklı düşüş yaşadığını düşünsem de). alexandru cicaldau'ya bitiricilik konusunda ciddi şekilde eleştiri getirilebilir, taylan antalyalı ve berkan kutlu'nun yaptığı bazı çok kritik hatalardan söz edilebilir, yine taylan antalyalı ve berkan kutlu'nun oyuncu tipi gereği skor katkısına çok uzak olmasından bahsedilebilir ancak bu orta üçlünün performansını bir bütün olarak ele alacaksak takımın girdiği ve verdiği pozisyon sayıları bu üçlünün özellikle ilk 20 haftadaki performanslarıyla üst düzey bir standart sağladığı ve övgüyü hak ettiği gerçeğini gözler önüne seriyor.

    fernando muslera'nın ilk yarıdaki korkunç lig performansının, fatih hoca'nın ve yönetimin hatalı tercihleri sonrası yedek kalecimizin ismail çipe olmasının, neredeyse sıfırdan kurulmuş bu takımın birbirine henüz alışmamış olmasının, forvetlerimizin son vuruşlarda neredeyse her maç saç baş yoldurmasının, marcao teixeira'nın yediği 8 maçlık cezanın, sacha boey'nin 4 aylık sakatlığının, marcao teixeira ve sacha boey'nin yokluğunda yaşadığımız defansif zafiyetlerin, hakemlerin bizi tamı tamına 7 maç üst üste doğramasının, hatta rakip oyuncuların bize karşı oynadıkları maçta attıkları bazı ekstrem gollerin sorumluluğunu bu üçlüye yıkmak çok büyük haksızlık olacaktır.

    kısacası bu üçlü çöp, balon, enkaz vb şeyler ile tanımlanamaz, doğru kullanılırsa birçok şey vadeden bir üçlüdür.

    kendilerini bu kadar övdükten sonra bunu söylemek belki garip olacak ama bu üçlünün dominant bir oyunla şampiyon olacak bir takımın üçlüsü olması çok zor. bunun 2 temel sebebi var;

    birincisi hem berkan'ın hem taylan'ın skor katkısının sıfıra yakın olması (cica'nın da bu sezon beklenenin çok altında ama teoride ciddi skor katkısı verebilecek bir oyuncu).

    orta sahalarından çok az skor katkısı alarak ligi tam anlamıyla domine edebilen bir jürgen klopp gerçeği var ancak dünyada bunu başarabilecek çok teknik adam yok (bence bir tanesi bizdeydi ve kovuldu ama neyse). zaten bunu başaran teknik adamlar da hücumcularından, beklerinden ve hatta stoperlerinden ciddi skor katkıları alıyorlar (birileri skor üretmek zorunda haliyle).

    ikinci ve en temel sebep aslında galatasaray taraftarı'nın genelinin futbola bakışı açısından ironik. bu üçlünün dominant bir şampiyon takımın parçası olamayacak olmasının en önemli sebebi bu üçlüyle kontrol futbolu a.k.a. "mıymıy futbol" oynamanın neredeyse imkansız olması.

    taraftarın genelinin istediğini söylediği şey ile istediği şey arasında aslında belirgin bir fark var. taraftar topu alınca hep dikine giden takım istediğini iddia ediyor ancak aslında istediği topu alınca fırsat görürse anında dikine gidebilen, öbür türlü sete dönebilen, geriden rahatlıkla oyun kurabilen ve sette rakip yarı sahada üretebilen takım görmek istiyor. son 20 yılın en iyi galatasaray takımı olan süper lig 2011-2012 sezonu takımı da tam olarak böyle bir takımdı ki hatırlanacak olursa o takım en güçlü rakibi fenerbahçe'yi o sezonki 4 maçın 3'ünde ((bkz: 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı), (bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı) ve (bkz: 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı)) oyun olarak ezip geçerken bunu büyük ölçüde set oyunundaki başarısıyla gerçekleştirmişti. galatasaray örneğinin dışına çıkacak olursak yine görürüz ki galatasaray taraftarı'nın "geçiş futbolu takımı" olarak tanımladığı takımların çok büyük bir kısmı liglerindeki dominant performanslarını aslında maçları tamamen kontrol edebilmesine borçlu. bunu 2017-18 model liverpool ile 2018-19 model liverpool'u kıyaslayarak apaçık görebiliriz.

    işte taylan antalyalı berkan kutlu alexandru cicaldau orta sahası ile bu dominant kontrol oyununu kurgulamak neredeyse imkansız olduğu için bu üçlünün bir arada oynadığı bir orta saha ile ligimizdeki takımları istikrarlı bir şekilde döve döve yenen bir futbol takımı oluşturulamaz.

    ancak yukarıda da bahsettiğim gibi bu ezici yapının kurulamayacak olması bu üçlünün çöp ilan edilmesini gerektirmez ve bu üçlü doğru kurgularda çok verimli bir üçlü olabileceğini ispatlamıştır (hatta dominant olmasa da şampiyon bir takımın üçlüsü de olabilirler, özellikle son yıllardaki lig şampiyonlarının orta sahalarını düşününce). domenec torrent döneminde özellikle deplasmanlarda çok zayıf performans göstermeleri de çok büyük oranda teknik ekibin bu üçlüyü doğru kullanamaması, hatta takımın tümden sinmesi kaynaklıdır.

    bu konuda hepsini ayrı ayrı değerlendirmeye gerek görmüyorum, sadece alexandru cicaldau'nun ilk 20 hafta (16'sında oynamış) ile ondan sonraki 8 hafta performanslarındaki korkunç fark bazı şeyleri açıklamaya yetiyor; https://twitter.com/.../1500785545714274306

    not 3: alexandru cicaldau maalesef geçirdiği covid-19'dan ciddi şekilde etkilendi ancak son grafikteki muazzam farkı açıklamaya yetecek kadar da etkilenmediği açık.

    sonuç olarak taylan-berkan-cica üçlüsü takımın oyununa birçok faydası olan gayet iyi bir orta saha üçlüsü, doğru görevler verildiğinde bu gerçeği en zorlu maçlarda da hem iç sahada hem deplasmanda gösterdiler. bizim açımızdan ideal senaryo gerçekleşseydi ve sezon başında gedson fernandes-mario lemina (ya da mohamed elneny)-taylan antalyalı-berkan kutlu-alexandru cicaldau rotasyonunu kurabilmiş olsaydık muhtemelen ligde şu an topladığımız puanın çok çok daha fazlasını toplamış bir şekilde şampiyonluk yarışında olacak, belki avrupa'yı da hala sallıyor olacaktık; taraftar başlığa konu olan üç futbolcuyu da ayrı ayrı övmeye doyamayacaktı.

    şahsen ben işlerin kötü gittiği senaryoda da kendilerine emekleri için teşekkür ediyorum. yeri geldi korkunç hatalar yaptılar, yeri geldi çok sindiler (özellikle son dönemde alexandru cicaldau) ancak neredeyse rotasyonsuz oynadıkları bu sezonda (milli takım maçları dahil sırasıyla 41, 47 ve 47 maç oynamışlar) canlarını dişlerine takarak mücadele ettiler ve çok önemli başarılar da yaşattılar (bkz: uefa avrupa ligi 2021-2022 sezonu).

    galatasaray taraftarı'na naçizane tavsiyem de bu oyuncuların emeklerini, yeteneklerini tamamen çöpe atmamaları; performans düşüklüklerini tamamen oyunculardan bilmemeleri ve hak ettiklerinde eleştirdikleri gibi hak ettiklerinde de takdir etmeleri.

    tabii bu naçizane tavsiyem 10 ocak 2022 tarihine kadar ligin en iyi kadrosuna sahip olduğumuzu söyleyip 10 ocak 2022 tarihi sonrası 180 derece dönen, kadroya enkaz yakıştırması yapan art niyetlilere değil. o niyeti belli şahıslarla sadece futbol hakkında değil hiçbir konu hakkında konuşulmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın