139
toronto formasıyla istediğini yapamamasının nedenleri başlıca şöyledir;
hedo orlando'da topların toplandığı ve seti başlatan adamdı. böyle olunca pas kabiliyetini ve oyun zekasını rahatlıkla insanların gözüne sokabiliyordu. toronto'da ise top kendisine çoğu sette uğramamakta bile; calderon topu getirip bosh'a veriyor ve bosh bire biri oynuyor.
hedo orlando'da guarddan topu alıp içeri kötü pas verse bile pivot, howard gibi bir azman olduğu için, pas kötü de gelse rahatlıkla kontrol etmekteydi. bu da ara da kötü pas verdiğinde göze batmamasını sağlamaktaydı. ancak toronto' da bosh aynı kalıp ve aynı boyda olmadığı için ona en doğru pası vermek zorunda kalmakta, bu da iyi savunma karşısında oldukça zorlaşmakta.
hedo orlando'dayken takımın süper starı howard gibi kaprissiz ve sadece kendi işine bakan bir adamken; toronto'da bosh'un saha içi kaprisleriyle ve egolarıyla mücadele etmek zorunda. bu da en iyi yaptığı işlerden kaçınmasına ve oyununu kendi kendine kısıtlamasına yol açmakta.
hedo orlando'da da dengesiz bir pgla oynamak zorundaydı, toronto'da da. ancak orlando'da coach nelson'ı yanına alıp benche gömerken; toronto'da calderon ne yaparsa yapsın saha içinde bildiğini okumakta.
sonuç olarak hedo özgüvenini kaybetmeden toronto'dan ayrılmalı. ne calderon adam olur, nede bosh egolarını bir kenara bırakır.
hedo orlando'da topların toplandığı ve seti başlatan adamdı. böyle olunca pas kabiliyetini ve oyun zekasını rahatlıkla insanların gözüne sokabiliyordu. toronto'da ise top kendisine çoğu sette uğramamakta bile; calderon topu getirip bosh'a veriyor ve bosh bire biri oynuyor.
hedo orlando'da guarddan topu alıp içeri kötü pas verse bile pivot, howard gibi bir azman olduğu için, pas kötü de gelse rahatlıkla kontrol etmekteydi. bu da ara da kötü pas verdiğinde göze batmamasını sağlamaktaydı. ancak toronto' da bosh aynı kalıp ve aynı boyda olmadığı için ona en doğru pası vermek zorunda kalmakta, bu da iyi savunma karşısında oldukça zorlaşmakta.
hedo orlando'dayken takımın süper starı howard gibi kaprissiz ve sadece kendi işine bakan bir adamken; toronto'da bosh'un saha içi kaprisleriyle ve egolarıyla mücadele etmek zorunda. bu da en iyi yaptığı işlerden kaçınmasına ve oyununu kendi kendine kısıtlamasına yol açmakta.
hedo orlando'da da dengesiz bir pgla oynamak zorundaydı, toronto'da da. ancak orlando'da coach nelson'ı yanına alıp benche gömerken; toronto'da calderon ne yaparsa yapsın saha içinde bildiğini okumakta.
sonuç olarak hedo özgüvenini kaybetmeden toronto'dan ayrılmalı. ne calderon adam olur, nede bosh egolarını bir kenara bırakır.
