pek iyi günler geçirmiyor. son olarak sakat olmamasına rağmen hocasının kararıyla tüm maç benchte oturdu. eleştirilerin odak noktasında.
ilk olarak toronto tercihine saygı duyulması gerekiyor. kendisi adına gayet mantıklı sebepleri var. daha fazla para, daha fazla avrupalı oyuncu, şehirdeki türk nufusunun fazlalığı vs...tabi benim de gönlümden geçen portland'a gidip gayet potansiyelli gençlere liderlik etmesiydi ancak portland'ın hali ortada. (bkz:
#266736)
şu bir gerçek ki orlando'da koç van gundy hidayet'ten maksimum verimi alacak oyunu oynatıyordu. her ne kadar kağıt üstündeki oyun kurucu jameer nelson olsa da, herkes biliyordu ki asıl oyun kurucu, takımı yönlendiren beyin hidayet'ti. hidayet'in rolü gayet belliydi, dwight howard'ın merkezinde olduğu 4 kısa 1 uzun sisteminin, ömer üründül deyimiyle bloklar arasında bağlantıyı kuran oyuncusu.
peki toronto'da ne değişti de geçen seneki nba finalinde takımını sürükleyen adam bu denli tepetaklak oldu. chrish bosh söylemiş zaten. "hido hücumdaki rolünü arıyor" diye. toronto'da işler guardlar jose calderon-jarrett jack üzerinden yürüyor. evet belki calderon avrupa'nın en iyi birkaç guardından biri ancak kesinlikle bir playoff takımının beyni olacağını düşünmüyorum. ayrıca şu da bir gerçek ki hidayet birebirden kendi şutunu yaratarak başarılı olmuş bir basketbolcu değil. sistemin, organizasyonun parçası olduğunda gerçek hidayet ortaya çıkıyor. toronto ise çok savruk. şu sıralarda kafasına göre takılıyor hücumda ve savunmada, savunma diyorum ama pek birşey savundukları yok son maçlarda. şunu da kabul edelim. yüksek kontrat imzalayan basketbolcularda görülen rehaveti hidayet'te de gördük.
toronto şu an playoff'un kıyısında. eğer ucundan girebilirlerse rakipleri cleveland-orlando'dan biri gibi gözüküyor. şu halleriyle seriden maç alabilirlerse bu bile başarı. kalan şu kısa dönemde başta hidayet olmak üzere toparlanabilirler mi bilmiyorum ama pek umut vermiyorlar.