82
maçın oynananmamasına çirkin tezahüratları neticesinde engel olanların maç oynanmaması sebebiyle takımlarını oynanmayan maçın sonrasında kahramanlar gibi karşıladıkları maçtır. denizli gidiyor yeniyor bir şey olmuyor, galatasaray gidiyor krallar gibi ağırlanıyor. bursa'nın amele/maganda taraftar grubu işin içine ediyor ve sonrasında her şey kendiliğinden olmuşçasına takımını bağrına falan basıyor. mağdur ya bursaspor tabi. yine bursaspor kulüp başkanı televizyona çıkıp diyor ki biz diyarbakırspor'u bursa'ya geldiklerinde iyi ağırladık. evet o maça gelen 23 diyarbakırspor taraftarının kafalarının yarılmasını da bu kapsamda değerlendirmeliyiz biz de. 23 taraftarın kafasını yarmak kolay bir şey değilse hele ki bir de görmezden gelinen bazı şeyler varsa. suçlu olduğu halde sümenaltı etme durumları varsa. bursa'da oynanan o ilk maçta kulüp üst yönetiminin basından ve televizyondan çıkıp tüm diyarbakırsporlu taraftarlardan özür dilemeleri gerekirdi. bu özür daha sonra birkaç sembolik eylemle medyada yer bulan başka jestlerle takviye edilmeliydi. bursa'nın önde gelen taraftar grubuyla bir araya gelip onların liderlerini de özüre davet etmesi gerekirdi. bunların hiçbiri olmadı!
dostlar bir idareci, bir lider sıradan bir insan gibi olamaz. bazı şeyleri olmadan öne öngörmeli. kendisini bağlayan, bazılarını dışarda bırakan kesin ve keskin açıklamalardan kaçınmalı. söylemek istediğini çoğunlukla kulağını ense arkasında göstererek söyleyebilmeli. yöneticilik budur, diplomatik davranış biçimi budur.
dostlar bir idareci, bir lider sıradan bir insan gibi olamaz. bazı şeyleri olmadan öne öngörmeli. kendisini bağlayan, bazılarını dışarda bırakan kesin ve keskin açıklamalardan kaçınmalı. söylemek istediğini çoğunlukla kulağını ense arkasında göstererek söyleyebilmeli. yöneticilik budur, diplomatik davranış biçimi budur.
