resim
Domènec Torrent Font
Görev:Teknik Direktör
Takım:San Luis
Yaş:61
Uyruk:İspanya
  • 1212
    yetersiz, yardımcı, çırak vb. ithamlar yeteri kadar kullanıldı ve taraftar bazı yaşanan olayların öfkesini kendisinden çıkardıysa şimdi 12 şubat 2022 galatasaray kayserispor maçı nda yaptıklarına/yapamadıklarına bir bakalım. önce içerideki maçlar göz önüne alındığında, bazı istatistiki bilgiler:

    -takım, bu sezon içeride en fazla isabetli pas yaptığı maçı oynamış (492 isabetli pas).
    -takım bu sezon içeride en çok şut attığı maçı oynamış (26 şut).
    -altay * ve antalyaspor * maçları ile beraber, içerideki en fazla isabetli şu attığımız maçı oynamış (7 şut)
    -altay (%64) * ve giresunspor (%63) * maçlarının ardından içeride en çok topa sahip olduğmuz maç oynanmış (%62).
    -hatayspor maçından sonra (17 korner) * , alanyaspor maçı * ile beraber en çok korner attığımız maç (13 korner).
    -hatay * ve giresunspor * maçları ile beraber içeride en fazla isabetli orta bulduğumuz maç (12 isabetli orta).

    şimdi sadece bu verilere bakarak aslında şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: yerden yere vurmanın aksine, içerideki en üretken maçlarımızdan birini oynamışız. hatta istatistiki açıdan yakın maçlarla kıyaslarsak hatayspor (2-1), altay (2-2) ve giresunspor (0-1) maçlarına yakın bir futbol oynanmış. yani yine baskın ama sonuçsuz bir futbol.

    tabii öte taraftan, buradan şu sonuç da çıkmakta: biz, içerideki maçlarda bu ve buna yakın bir futbolu fatih terim döneminde de oynadıysak ve bunlar skora dönmediyse, torrent'in gelişi neyi değiştirdi? bunlar uzun uzun tartışmaya açık ancak zaman içinde cevaplanabilecek konular. o yüzden yine maç analizine dönersek:

    -maç başlangıcı çok eleştirilmekle beraber, torrent maça tecrübeli oyuncularla başlamayı tercih etti. bu takımın kırılganlığından ya da önce oyunu tecrübe ile kontrol altına almayı istemesinden kaynaklı olabilir. aslında ilk 20 dakika iyi de futbol izledik. tabii bu tecrübeli oyuncularla oynamanın bir bedeli olacaktı. o da 20 dakika sonuç alamayınca, oyundan düşecekleri idi. nitekim soso ağları bulamayınca, kalan 25 dakikayı neredeyse hiçbir şey üretemeden, rölantide geçirdi takım. zaten torrent de bu noktayı maçtan sonra eleştirdi. ama görüp eleştiriyorsan, çözümü de üretebilmelisin. öte yandan ilk yarı verdiğimiz tek pozisyon da nelsson'un arkasına atılan bir toptu. önceki maçlar kadar savruk değildik.

    -çok eleştirilen berkan-taylan ikilisine gelince. aslında berkan'ı biraz tudor'un tolga'yı kullandığı gibi kullandı. yani ona nispeten iyi yaptığı, koşma ve pres görevini verdi. o nedenle berkan özellikle ilk yarı orta alanda neredeyse hiç top kullanmadı. o işi soso biraz da taylan yapmaya çalıştı. zaten berkan, bizim adımıza maçın yine en çok koşan ismi oldu. neden oyundan çıkarmadığına gelince... sanırım oyuncusuna "sana güveniyorum" mesajını vermek istedi. o dakika oyundan alsa, berkan'ı tamamen kaybedebileceğini düşünmüş olabilir. yine tartışmaya açık bir karar. tabii berkan'ın kaçırdığı bir gol de var. o top girse, haklı çıkan torrent olacaktı.

    -bazı yazarlar da bahsetmiş. torrent'in diğer bir dokunuşu, özellikle ilk yarıda daha çok gördüğümüz half space'leri kullanma tercihi oldu. babel ve kerem çizgide kalırken, boey ve pva o boşluklara koşular attı. hatta bu kurgu geriden nelsson ve marcao ile de desteklenmeye çalışıldı. ama maalesef hiç etkili olamadı. marcao ve pva arasındaki pas alışverişlerinin inanılmaz kötü olması, kerem'in oyun stili gereği içe devrilmesi, diğer tarafta boey ve babel arasındaki uyumsuzluk, boey öne koşarken, babel'in sürekli geriye garanti oynamayı tercih etmesi buna imkan vermedi. tabii bunlar kısa sürede olacak şeyler de değil.

    -ikinci yarı daha hareketli başlamamıza rağmen, yine bireysel hatalardan doğan, olmayacak bir gol yemeyi başardık. golden önce gomis'in çıkması çok eleştirilse de, gomis 90 dakika çıkaracak durumda zaten değildi. oyundan çıkmadan önce fiziksel olarak düşmeye başlamıştı. aslında değişiklikler maça gayet olumlu da etki etti. bu dakikalarda üst üste net pozisyonları cömertçe harcarken, çoğu zaman olduğu gibi yenen gol, her şeyi daha zora soktu. boey'in zorlama bir pas tercihi, carole ile baş edememesi, berkan'ın yetersiz müdahalesi, pva'nın geri dönememesi derken yine zincirleme hatalar bir gole mal oldu. torrent'in düzeltemediği başka bir sorun daha.

    -golden sonra tribün baskısı ve ile beraber duygusal bir tepkime gördük. oyuncular efor ortaya koymak istedikçe, oyun daha da doğaçlama bir hale geldi. o dakikadan sonra sahada çok fazla teknik-taktik de kalmıyor haliyle. bir baskı oluştursak da bu oyun değil reaksiyon baskısı idi. golü bulmamıza rağmen ikinci golü bulabilecek soğukkanlılıkta ve disiplinde oynamadık zaten.

    özetle, bu maç özelinde torrent'i yerden yere vurmak pek doğru olmayabilir ancak takımdaki sorunların da hala durduğu aşikar. şu an takım bir sorunlar yumağı. oyuncuların özgüvenleri kırılmış durumda, belirli oynama alışkanlıkları var ancak hocanın yaptırmak istedikleri var, taraftar zaten geldiğinden bu yana öfkeli, medya her gün yeni hoca ismi yazıyor. hoca diyor ki "takımın şu an ihtiyacı olan şey sakinlik". belki biraz da böyle bakmak lazım. ha kendisi gider, bir başka isim gelir, bu kadar sorun, bir anda çözülür mü? elinde sihirli değnekle gelecekse, belki bir ihtimal.
App Store'dan indirin Google Play'den alın