2
perşembe gecesi maç keyfinde athletic bilbao ile real madrid kozlarını paylaştı. maça etkileyen başlayan taraf bask bölgesi takımı idi. önde basan bilbao, madrid'in kendi sahasından rahat çıkmasını engelledi. tabi hemen aklıma galatasaray'ın çıkarken kaptırdığı toplardan yediği goller geldi. dikkatlice madrid'in nasıl çıkmaya çalıştığını izlemeye başladım. gayet mantıklı olarak geriden oyun kurarken casemiro'ya kesinlikle sırtı dönük pas atmıyorlar. sırtı dönük biri pas alacaksa o genellikle toni kroos oluyor, bazen de luka modric. bazı pozisyonlarda ise stoperlerin pas açısına "sabit durmayarak" giren kanat oyuncuları bekleri ile ya da iç oyuncuları ikiye bir yapıyor veya bu oyunculara duvar oluyorlar. sıkıştıkları anlarda ise eder militao 60 metrelik isabetli pasları ile oyuncu açıyor veya kanat oyuncuları top sürerek ileriye çıkmaya çalışıyor. gördüğünüz gibi ne yapmıyorlar? kale sahasının içinde paslaşmıyorlar. ön liberolarına sırtı dönük pas atmıyorlar. ön liberolarının ilk görevi savunmaya yardımcı olmak. hücuma çıkarken bazen casemiro'yu resmen görmezden geliyorlar. hatta geriden oyun kurarken casemiro öne çıkıyor ve modric ile kroos savunmaya yaklaşıyor. biz ise ne saçmalıklar yapıyoruz. neyse maça dönelim. ilk 15 dakikada dani garcia ile seken toptan iki şut şansı yakaladı bilbao ama ilkinde thibaut courtois, ikincisinde ise nacho fernandez izin vermedi. bu arada bilbao savunmadan nasıl çıkıyor diye de merak ettim. bilbao baskı görürse öncelikle uzun oynuyor. inaki williams'a şişiriyorlar. baskı görmezlerse stoperler ya çizgilere oynuyor ya da içe kat eden kanat veya bek oyuncularına oynuyorlar. orta saha ikilisinin oyun kurulumuna pek etkisi yoktu bu maçta. yine bir kanat hücumu esnasında sol kanatta hem casemiro'yu hem de lucas vazquez'i geçen iker muniain dar açıdan vurdu ama sonuç alamadı. ardından beklenen oldu ve geriden pasla çıkmaya çalışan madrid topu kaybetti. inaki sırtındaki casemiro'ya rağmen soldaki muniain'i gördü ama muniain'in plasesi kötüydü. ikinci yarının sonlarına doğru ise nico williams sakatlanarak oyunu terketti ve bilbao ilk yarıyı oyun kişi bitirdi.
ikinci yarı sakatlanan nico yerine oyuna alex berenguer dahil oldu ve bilbao yine baskılı başladı. ilk önce inigo martinez ve sonra raul garcia ile iki kafa vuruşundan yararlanamadılar. bilbao'nun raul garcia'yı forvet olarak kullanması dikkatimi çekti. biraz johan elmander'in kullanımı gibiydi. ileride sürekli basan ve savunmada da orta saha gibi oynayan bir yapıda. bir kez daha elmander özlemi çektiğimi gösterdi raul garcia. son 10 dakikaya kadar dengeli giden oyunda berenguer'in sağ kanattan içeriye çevirdiği birkaç top oldu ama net bir pozisyon çıkmadı. son 10 dakika madrid biraz ileride oynamaya çalıştı. hatta marco asensio'nun topukla attığı enfes ara pasında casemiro kaleci julen agirrezabala ile karşı karşıya kaldı ama kalecinin üzerine vurdu. dakikalar 89'u gösterdiğinde ise yine casemiro bu kez kaptığı topta hücuma çıkmak için, bilbao baskısı varken tembel bir pas atınca araya giren mikel vesga, topu berenguer'e aktardı ve berenguer ilk önce nacho'ya geçip muhteşem sol ayağıyla plaseyi uzak köşeye bıraktı ve maçın skorunu belirledi. demek ki neymiş? rakip baskısı varken savunmada paslaşmak bir kral kupası'na mal olabilirmiş.
ikinci yarı sakatlanan nico yerine oyuna alex berenguer dahil oldu ve bilbao yine baskılı başladı. ilk önce inigo martinez ve sonra raul garcia ile iki kafa vuruşundan yararlanamadılar. bilbao'nun raul garcia'yı forvet olarak kullanması dikkatimi çekti. biraz johan elmander'in kullanımı gibiydi. ileride sürekli basan ve savunmada da orta saha gibi oynayan bir yapıda. bir kez daha elmander özlemi çektiğimi gösterdi raul garcia. son 10 dakikaya kadar dengeli giden oyunda berenguer'in sağ kanattan içeriye çevirdiği birkaç top oldu ama net bir pozisyon çıkmadı. son 10 dakika madrid biraz ileride oynamaya çalıştı. hatta marco asensio'nun topukla attığı enfes ara pasında casemiro kaleci julen agirrezabala ile karşı karşıya kaldı ama kalecinin üzerine vurdu. dakikalar 89'u gösterdiğinde ise yine casemiro bu kez kaptığı topta hücuma çıkmak için, bilbao baskısı varken tembel bir pas atınca araya giren mikel vesga, topu berenguer'e aktardı ve berenguer ilk önce nacho'ya geçip muhteşem sol ayağıyla plaseyi uzak köşeye bıraktı ve maçın skorunu belirledi. demek ki neymiş? rakip baskısı varken savunmada paslaşmak bir kral kupası'na mal olabilirmiş.