1502
rezalet üstüne rezalet yaşatan, ali koç ile dalga geçtiğimiz günlerin vebalini bizlere yaşatan beceriksiz yönetim.
sezon başında yapılan transfer hamlelerini yerinde bulup hepimiz övdük. çok güzel yatırımlar yapıldı, potansiyeli yüksek oyuncular alındı. bunlar hanelerine yazılacak artı notlar -iken-. bu projenin sendelediği anda çözüm adına attıkları adımlar, daha önce yapılan tüm yatırımları kökten tehlikeye atmış durumda.
bu kaos ortamında ne genç yetenekler kendini geliştirebilir, ne teknik direktör risk alarak gençlerin arkasında durabilir, ne de sezon sonunda kendilerine beklediğimiz teklifleri getirecek kadar kendilerini gösterebilirler. zaten başarı konusunda bu seneyi daha en başından riske atmıştık, tecrübe konusunda eksik fakat potansiyel anlamında güçlü bir kadro kurarak. bu kadronun şampiyon olmama ihtimalini göze alarak, önümüzdeki senelere büyük bir yatırım yapmıştık.
şimdi sanki yıllar geçmiş de bu işten verim alınamamış gibi tam aksi yönde adımlar atılıyor. önce teknik direktör değişikliği, sonra gomis ve kiralık genç kaleci tercihi, şimdi de taraftarın dört gözle beklediği gedson'un beşiktaş'a kaptırılması ile yapılmış olan tüm yatırımların geleceği riske atılmıştır.
biz gelirlerimizi sezon başındaki transferlere bağladık ve bu gençlerden kar etmek zorundayız. takım şampiyon olmasa dahi onlara kendilerini bir üst seviyeye çıkarabilecekleri ortamı sunmak zorundayız. bu adamların kendilerini salması, takımdan umudu kesip motivasyonlarını yitirmeleri demek -genç oyuncular için bu çok sık görülen bir durumdur- verdiğin paraların karşılığını alamadan zarar etmek demektir.
yönetim ara transfer döneminde gerek medyaya sızdırdığı balon haberlerle, gerek yaptıkları ve yapmadıkları transfer hamleleriyle, gerek iletişim konusunda rezalet ötesi sergiledikleri tutum sebebiyle bu zamana kadar yaşadığımız en büyük hayal kırıklıklarına sebep olmuştur. bu taraftar gomis'in zorla gönderilip sonrasında da bir forvet transferi yapmayı beceremediğimiz günlerden, grosskreutz'un evraklarını yetiştiremediği için transferini yetiştiremediğimiz günlerden bile çok daha fazla umutsuzluğa kapılmış durumda maalesef. taraftar ile olan bağ artık kopmuş ve bu noktadan sonra artık bu bağın tekrar kurulma şansı bana göre kalmamıştır.
istifa çağrısı yapmak pek tarzım değildir fakat genel kurulda ibra edilirler mi ondan bile şüphe duymakla beraber bu yönetimin görev süresi boyunca görevde kalabilme ihtimalini bir hayli düşük görüyorum.
şunu da söylemem gerekiyor, ben son birkaç seferdir seçime giren adaylara bakıp kendi içimden "şu kazansa keşke" dediğim herkes kazandı. sanırım tercihlerimi ve seçme prensiplerimi gözden geçirmem gerekiyor artık. bundan sonraki başkan seçimleri kafamda birinin kazanması isteği olmadan takip etmeyi ve hatta hiç takip etmemeyi düşünüyorum. her gelen yönetim bir öncekinden daha kötü olmayı bir şekilde beceriyor nasıl olsa.
sezon başında yapılan transfer hamlelerini yerinde bulup hepimiz övdük. çok güzel yatırımlar yapıldı, potansiyeli yüksek oyuncular alındı. bunlar hanelerine yazılacak artı notlar -iken-. bu projenin sendelediği anda çözüm adına attıkları adımlar, daha önce yapılan tüm yatırımları kökten tehlikeye atmış durumda.
bu kaos ortamında ne genç yetenekler kendini geliştirebilir, ne teknik direktör risk alarak gençlerin arkasında durabilir, ne de sezon sonunda kendilerine beklediğimiz teklifleri getirecek kadar kendilerini gösterebilirler. zaten başarı konusunda bu seneyi daha en başından riske atmıştık, tecrübe konusunda eksik fakat potansiyel anlamında güçlü bir kadro kurarak. bu kadronun şampiyon olmama ihtimalini göze alarak, önümüzdeki senelere büyük bir yatırım yapmıştık.
şimdi sanki yıllar geçmiş de bu işten verim alınamamış gibi tam aksi yönde adımlar atılıyor. önce teknik direktör değişikliği, sonra gomis ve kiralık genç kaleci tercihi, şimdi de taraftarın dört gözle beklediği gedson'un beşiktaş'a kaptırılması ile yapılmış olan tüm yatırımların geleceği riske atılmıştır.
biz gelirlerimizi sezon başındaki transferlere bağladık ve bu gençlerden kar etmek zorundayız. takım şampiyon olmasa dahi onlara kendilerini bir üst seviyeye çıkarabilecekleri ortamı sunmak zorundayız. bu adamların kendilerini salması, takımdan umudu kesip motivasyonlarını yitirmeleri demek -genç oyuncular için bu çok sık görülen bir durumdur- verdiğin paraların karşılığını alamadan zarar etmek demektir.
yönetim ara transfer döneminde gerek medyaya sızdırdığı balon haberlerle, gerek yaptıkları ve yapmadıkları transfer hamleleriyle, gerek iletişim konusunda rezalet ötesi sergiledikleri tutum sebebiyle bu zamana kadar yaşadığımız en büyük hayal kırıklıklarına sebep olmuştur. bu taraftar gomis'in zorla gönderilip sonrasında da bir forvet transferi yapmayı beceremediğimiz günlerden, grosskreutz'un evraklarını yetiştiremediği için transferini yetiştiremediğimiz günlerden bile çok daha fazla umutsuzluğa kapılmış durumda maalesef. taraftar ile olan bağ artık kopmuş ve bu noktadan sonra artık bu bağın tekrar kurulma şansı bana göre kalmamıştır.
istifa çağrısı yapmak pek tarzım değildir fakat genel kurulda ibra edilirler mi ondan bile şüphe duymakla beraber bu yönetimin görev süresi boyunca görevde kalabilme ihtimalini bir hayli düşük görüyorum.
şunu da söylemem gerekiyor, ben son birkaç seferdir seçime giren adaylara bakıp kendi içimden "şu kazansa keşke" dediğim herkes kazandı. sanırım tercihlerimi ve seçme prensiplerimi gözden geçirmem gerekiyor artık. bundan sonraki başkan seçimleri kafamda birinin kazanması isteği olmadan takip etmeyi ve hatta hiç takip etmemeyi düşünüyorum. her gelen yönetim bir öncekinden daha kötü olmayı bir şekilde beceriyor nasıl olsa.