118
aslına bakarsanız tek bir probleme bu kadar yüklenmek anlamsız gelse de, son bir kere daha anlaşılmak için düzgünce anlatmaya çalışacağım.
şimdi bir boksör düşünelim, boksör sürekli sağ kroşe deniyor. kaç maç boyunca yenilmeden kalabilir? kaç maç aldığı kontralarla nakavt olur? şimdi burada bir sürü örnek gösterilebilir iyi veya kötü, yerli veya yabancı. dünyada her kim 'geriden pasla oyun kurmayı' kural kabul edip, kaleciden başlayan her topta geriden pasla çıkmaya çalışırsa, bu yüzden gol yer. isterseniz kaleciniz buffon, savunmanız carlos, beckenbauer, puyol, cafu, önlerinde de pirlo ve xavi olsun.
başka bir konudan örnek vereyim. sezon açılışındaki bir hazırlık maçında, fatih terim yedline, 'şu tacı çizgiye paralel at, geçen sene şampiyonluk gitti' demişti. sonra sezon açıldı, en az 3-4 hafta biz tek bir tacı merkeze atmadık. bu süreçte öyle taçlar izledim ki, rakip, bizim takım, herkes taç çizgisinde, merkezde de tek tük yalandan oyuncular var.
bu kadar kör göze parmak yönerge verilemez! tamam, tacı merkeze atmak bir risktir, oyuncunun bunu bilmesinde fayda var. ama, oyuncunun kendi insiyatifini yok edip, illa paralel at demek, daha saçma bir durumdur. ne yani, şimdi atıyorum konya, 11 kişiyi çizgiye dizmiş, merkezde kabak gibi boşta oyuncu var. merkeze taç atılamayacak mı?
düşünün, şimdi de bir arkadaşınızla satranç oynuyorsunuz. fransız açılışında toplamda beyaz için kazanç oranı sizin seviyenizde en yüksek. siz de beyaz taşlarsınız, ilk maç, fransız açılışı denediniz, rakibiniz açılışa sizden daha hakim, bilgisi daha derin, kaybettiniz. 2. maç da fransız açılışı denediniz yine kayıp. kaç maç daha aynı şeyi denersiniz?
bütün sporlarda karşınızda saygı duymanız gereken bir rakip vardır. hem takım için, hem de bireysel oyuncular için en önemli faktör, rakibini şaşırtmaktır. rakibinin en beklemediği hareketleri, ortalama düzeyin üzerinde yapabilen, elinde birden fazla alternatif bulundurabilen sporcular veya takımlar başarılı olur. aynı şeyi sürekli yapmaya çalışan takımlar veya sporcular, kısa bir süre için başarılı gibi gözükse de, uzun vadede 'overrated' damgası yerler.
yani, özetlemek gerekirse, bunu kural ilan edip, her kale vuruşunda biz bu işi yapacaksak, yediğimiz her golde suç, oyunculardan çok teknik direktördedir. kendisi 'geriden pasla oyun kurmak' konusunda obsesiftir, ve bu obsesyonu da başında olduğu takıma zarar verir. yeni alternatifler geliştirmelidir, ve rakibin kafasını karıştırarak, rakibi 'geriden pasla oyun kurmaya' önlem alamayacak hale getirmelidir. 1. bölgeden çıkışta elinde 5 tane alternatif olursa, o zaman rakibin de 5 kişi presle, 3. bölgede seni boğamaz.
şimdi bir boksör düşünelim, boksör sürekli sağ kroşe deniyor. kaç maç boyunca yenilmeden kalabilir? kaç maç aldığı kontralarla nakavt olur? şimdi burada bir sürü örnek gösterilebilir iyi veya kötü, yerli veya yabancı. dünyada her kim 'geriden pasla oyun kurmayı' kural kabul edip, kaleciden başlayan her topta geriden pasla çıkmaya çalışırsa, bu yüzden gol yer. isterseniz kaleciniz buffon, savunmanız carlos, beckenbauer, puyol, cafu, önlerinde de pirlo ve xavi olsun.
başka bir konudan örnek vereyim. sezon açılışındaki bir hazırlık maçında, fatih terim yedline, 'şu tacı çizgiye paralel at, geçen sene şampiyonluk gitti' demişti. sonra sezon açıldı, en az 3-4 hafta biz tek bir tacı merkeze atmadık. bu süreçte öyle taçlar izledim ki, rakip, bizim takım, herkes taç çizgisinde, merkezde de tek tük yalandan oyuncular var.
bu kadar kör göze parmak yönerge verilemez! tamam, tacı merkeze atmak bir risktir, oyuncunun bunu bilmesinde fayda var. ama, oyuncunun kendi insiyatifini yok edip, illa paralel at demek, daha saçma bir durumdur. ne yani, şimdi atıyorum konya, 11 kişiyi çizgiye dizmiş, merkezde kabak gibi boşta oyuncu var. merkeze taç atılamayacak mı?
düşünün, şimdi de bir arkadaşınızla satranç oynuyorsunuz. fransız açılışında toplamda beyaz için kazanç oranı sizin seviyenizde en yüksek. siz de beyaz taşlarsınız, ilk maç, fransız açılışı denediniz, rakibiniz açılışa sizden daha hakim, bilgisi daha derin, kaybettiniz. 2. maç da fransız açılışı denediniz yine kayıp. kaç maç daha aynı şeyi denersiniz?
bütün sporlarda karşınızda saygı duymanız gereken bir rakip vardır. hem takım için, hem de bireysel oyuncular için en önemli faktör, rakibini şaşırtmaktır. rakibinin en beklemediği hareketleri, ortalama düzeyin üzerinde yapabilen, elinde birden fazla alternatif bulundurabilen sporcular veya takımlar başarılı olur. aynı şeyi sürekli yapmaya çalışan takımlar veya sporcular, kısa bir süre için başarılı gibi gözükse de, uzun vadede 'overrated' damgası yerler.
yani, özetlemek gerekirse, bunu kural ilan edip, her kale vuruşunda biz bu işi yapacaksak, yediğimiz her golde suç, oyunculardan çok teknik direktördedir. kendisi 'geriden pasla oyun kurmak' konusunda obsesiftir, ve bu obsesyonu da başında olduğu takıma zarar verir. yeni alternatifler geliştirmelidir, ve rakibin kafasını karıştırarak, rakibi 'geriden pasla oyun kurmaya' önlem alamayacak hale getirmelidir. 1. bölgeden çıkışta elinde 5 tane alternatif olursa, o zaman rakibin de 5 kişi presle, 3. bölgede seni boğamaz.