161
sözlüğün karışması sebebiyle, sol framede 38. sırada ancak bulup da yorumumu eklediğim maçtır.*
--- alıntı ---
çatır çatır geçen bir maçta eskişehirspor’un kazandığı, belki de farkı açabileceği bir maç oldu. ama işte bu takım (eskisehirspor) kodlanırken farkı açmak üzere kodlanmamış.
yanlış anlaşılmasın, asla küçümsemek için söylemiyorum : böyle oynamaktan başka çaresi var mıydı eskişehir’in. hele ki geçen hafta kasımpaşa’nın top oynamak isterken ne hale geldiğini gördükten sonra.
deplasmanda kaybettiğimiz ankaragücü maçından sonra da yazmıştım, galatasaray takımı kırılgan. maça ağırlığını koyamıyorsa dağılıyor işte.
maçta gol kaçmadı, jo’nun 1.devredeki aşırtması dışında. sadece mücadele vardı sahada. bu da tam eskişehir gibi takımların sevdiği şey. yine küçümsemiyorum, ben hoca olup da galatasaray karşısına takım çıkarsam aynısı oynatırım. sert ve bıktırıcı pres, rakip oyuncuların sinirlerin alt üst edecek suni gerilimler. hepsini yaptı eskişehir. puan ve para lazım abicim adamlara, futbolun güzelliğini mi düşünecekler.
hemen de elit taraftar olmayın canlarım, italya ligi tamamen böyle oynanıyor.
gereksiz bir rahavet, şampiyon olduk havası gördüm takımda. sakin sakin, yavaş yavaş pas yapıyorlar falan. ya abicim ısırsanıza rakibi, dişinizi göstersenize. bunu yapan 2 tane adam vardı koca takımda. elano ve neill, biraz da jo. ne kadar ilginç. başta mehmet topal, arda, keita, sabri, caner, servet, ayhan’ı saymıyorum bile. abicim (abicim derim ben bana en yakını 10 yaş küçük) ne yapıyorsunuz? adamlar brezilya, avustralya milli takımıyla dünya kupasına gidecek, kıçını yırtıyor, siz niye dolaşıyorsunuz sahada?
işi şahsiyata dökmek niyetinde değilim, paslı oynamayı severim. ama sen 1 hafta önce başka, şimdi başka oynuyorsan rijkaard ne yapsın.
bir takımın kalbi orta sahadır. çok ekstrem bir durum olmazsa bir maçı alan da veren orta sahadır.
bakıyoruz galatasaray orta sahasına: 3 topçu var. 2’si işçi biri usta. işçi olanlar ayhan ile mehmet topal, usta elano ama kağıt üstünde, futbolun mantığı olarak. oyun içinde ise bir bakıyoruz rakibe basan da, oyunu kuran da elano. normalde mehmet topal ile ayhan topa basıp topu elano’ya atmalılar. elano’da oyunu kurmalı. ama öyle olmuyor, elano bütün işleri birden üstlenmek zorunda kalıyor. diğer orta saha oyuncularımız balıkçı. bekliyorlar ki; belki bir sazan oltaya vurur da bunlarda top kapar. eskiler iyi bilir, 1989’dan önceki futbol bu. birileri hata yapar biz de ekmeğimizi yeriz taktiği.
daha önce kaç kez yazdım, mehmet topal çok yavaş, rakibin yanında refakat ediyor, yüksek toplarda çok hata yapıyor diye. hala aynı. ayhan konusuna girmek istemiyorum yine.
ancak şöyle bir gerçek var : bu adamlar rijkaard’dan formayı alıyorlar. bu işte bir yanlışlık var. şöyle ki; ya m.topal ile ayhan idman topçusu, yani idmanlarda süperler, çok da baskı yemedikleri için, ya da barış ve m.sarp çok yetersiz. en fena ihtimalde rijkaard da neeskens de göremiyor bunu. hiçbir hoca bindiği dalı kesmez, lise takımı mı lan burası? o zaman bu arkadaşlar sezon sonu yerlerini daha seri, topa ve rakibe basabilen, basit topları kullanabilecek topçulara bırakacak.
bugün bir ruhsuzluk hakimdi takıma. gençler sadece ali sami yen’de oynayarak şampiyon olunmaz. sert maçlarda da maçı almalısınız. kimi takım, sertliğe sertlikle cevap verir. ama güzel olan sertlikle muhatap olmayarak topunu oynamaktır.
ne kadar dağınıktı takım bugün. ben hiç böylesini görmemiştim. bunun rijkaard’la, neeskens’le, tercüman mert’le, adnan polat’la ilgisi yok. galatasaray takımı, oynamak istediği futbolu ancak iyi oyuncularla becerebilir. bir kısmı hem zeki, hem yetenekli, diğerleri kazma. olmaz bu iş.
daha çok maç var, böyle puan kayıpları olacaktır. olmaması için, birileri rijkaard’a maça göre taktik vermesini söylemeli. iyi mi bu? şampiyon olursak iyi, olamazsak kötü. çünkü skor toplumunda yaşıyoruz. ayrıca çok da taviz vermesine gerek yok hocanın kendi oyun anlayışından. orta sahada kamlumbağaları değil tavşanları oynatacak, konu kapanacak. mesela elano ile arda orta saha göbekte, gio solda, keita sağda. ön libero olarak da sadece m.sarp(topal, barış, ayhan) oynasa bu iş olur. zaten sarp(topal, barış, ayhan) hiç yalnız kalmaz ki. hem arda hem de elano ona yardıma gelir. sadece sarp(topal, barış, ayhan) ileri gidip rakip savunmanın boşluklarından faydalanmaya çalışmasın, yerinde dursun yeter.
popomuzu sıkar da sabredersek, seneye ve sonraki senelerde bizi kimse tutamaz.
ek : hakemden hiç bahsetmediğimi fark ettim. sonuca etki edecek hatalar yaptı, doğru. ama o pozisyonların hepsinde böyle karar verilebilirdi. kötü niyetinden değil, tamamen futbolu bilmemesi yüzünden yaptığı hatalar oyunun kaderini etkiledi.
--- alıntı ---
http://captano.blogspot.com/...galatasaray-2-1.html
--- alıntı ---
çatır çatır geçen bir maçta eskişehirspor’un kazandığı, belki de farkı açabileceği bir maç oldu. ama işte bu takım (eskisehirspor) kodlanırken farkı açmak üzere kodlanmamış.
yanlış anlaşılmasın, asla küçümsemek için söylemiyorum : böyle oynamaktan başka çaresi var mıydı eskişehir’in. hele ki geçen hafta kasımpaşa’nın top oynamak isterken ne hale geldiğini gördükten sonra.
deplasmanda kaybettiğimiz ankaragücü maçından sonra da yazmıştım, galatasaray takımı kırılgan. maça ağırlığını koyamıyorsa dağılıyor işte.
maçta gol kaçmadı, jo’nun 1.devredeki aşırtması dışında. sadece mücadele vardı sahada. bu da tam eskişehir gibi takımların sevdiği şey. yine küçümsemiyorum, ben hoca olup da galatasaray karşısına takım çıkarsam aynısı oynatırım. sert ve bıktırıcı pres, rakip oyuncuların sinirlerin alt üst edecek suni gerilimler. hepsini yaptı eskişehir. puan ve para lazım abicim adamlara, futbolun güzelliğini mi düşünecekler.
hemen de elit taraftar olmayın canlarım, italya ligi tamamen böyle oynanıyor.
gereksiz bir rahavet, şampiyon olduk havası gördüm takımda. sakin sakin, yavaş yavaş pas yapıyorlar falan. ya abicim ısırsanıza rakibi, dişinizi göstersenize. bunu yapan 2 tane adam vardı koca takımda. elano ve neill, biraz da jo. ne kadar ilginç. başta mehmet topal, arda, keita, sabri, caner, servet, ayhan’ı saymıyorum bile. abicim (abicim derim ben bana en yakını 10 yaş küçük) ne yapıyorsunuz? adamlar brezilya, avustralya milli takımıyla dünya kupasına gidecek, kıçını yırtıyor, siz niye dolaşıyorsunuz sahada?
işi şahsiyata dökmek niyetinde değilim, paslı oynamayı severim. ama sen 1 hafta önce başka, şimdi başka oynuyorsan rijkaard ne yapsın.
bir takımın kalbi orta sahadır. çok ekstrem bir durum olmazsa bir maçı alan da veren orta sahadır.
bakıyoruz galatasaray orta sahasına: 3 topçu var. 2’si işçi biri usta. işçi olanlar ayhan ile mehmet topal, usta elano ama kağıt üstünde, futbolun mantığı olarak. oyun içinde ise bir bakıyoruz rakibe basan da, oyunu kuran da elano. normalde mehmet topal ile ayhan topa basıp topu elano’ya atmalılar. elano’da oyunu kurmalı. ama öyle olmuyor, elano bütün işleri birden üstlenmek zorunda kalıyor. diğer orta saha oyuncularımız balıkçı. bekliyorlar ki; belki bir sazan oltaya vurur da bunlarda top kapar. eskiler iyi bilir, 1989’dan önceki futbol bu. birileri hata yapar biz de ekmeğimizi yeriz taktiği.
daha önce kaç kez yazdım, mehmet topal çok yavaş, rakibin yanında refakat ediyor, yüksek toplarda çok hata yapıyor diye. hala aynı. ayhan konusuna girmek istemiyorum yine.
ancak şöyle bir gerçek var : bu adamlar rijkaard’dan formayı alıyorlar. bu işte bir yanlışlık var. şöyle ki; ya m.topal ile ayhan idman topçusu, yani idmanlarda süperler, çok da baskı yemedikleri için, ya da barış ve m.sarp çok yetersiz. en fena ihtimalde rijkaard da neeskens de göremiyor bunu. hiçbir hoca bindiği dalı kesmez, lise takımı mı lan burası? o zaman bu arkadaşlar sezon sonu yerlerini daha seri, topa ve rakibe basabilen, basit topları kullanabilecek topçulara bırakacak.
bugün bir ruhsuzluk hakimdi takıma. gençler sadece ali sami yen’de oynayarak şampiyon olunmaz. sert maçlarda da maçı almalısınız. kimi takım, sertliğe sertlikle cevap verir. ama güzel olan sertlikle muhatap olmayarak topunu oynamaktır.
ne kadar dağınıktı takım bugün. ben hiç böylesini görmemiştim. bunun rijkaard’la, neeskens’le, tercüman mert’le, adnan polat’la ilgisi yok. galatasaray takımı, oynamak istediği futbolu ancak iyi oyuncularla becerebilir. bir kısmı hem zeki, hem yetenekli, diğerleri kazma. olmaz bu iş.
daha çok maç var, böyle puan kayıpları olacaktır. olmaması için, birileri rijkaard’a maça göre taktik vermesini söylemeli. iyi mi bu? şampiyon olursak iyi, olamazsak kötü. çünkü skor toplumunda yaşıyoruz. ayrıca çok da taviz vermesine gerek yok hocanın kendi oyun anlayışından. orta sahada kamlumbağaları değil tavşanları oynatacak, konu kapanacak. mesela elano ile arda orta saha göbekte, gio solda, keita sağda. ön libero olarak da sadece m.sarp(topal, barış, ayhan) oynasa bu iş olur. zaten sarp(topal, barış, ayhan) hiç yalnız kalmaz ki. hem arda hem de elano ona yardıma gelir. sadece sarp(topal, barış, ayhan) ileri gidip rakip savunmanın boşluklarından faydalanmaya çalışmasın, yerinde dursun yeter.
popomuzu sıkar da sabredersek, seneye ve sonraki senelerde bizi kimse tutamaz.
ek : hakemden hiç bahsetmediğimi fark ettim. sonuca etki edecek hatalar yaptı, doğru. ama o pozisyonların hepsinde böyle karar verilebilirdi. kötü niyetinden değil, tamamen futbolu bilmemesi yüzünden yaptığı hatalar oyunun kaderini etkiledi.
--- alıntı ---
http://captano.blogspot.com/...galatasaray-2-1.html