4
22 mart 1996 galatasaray fenerbahçe maçı ile benzerlikler taşıdığını düşüdüğüm karşılaşma. o sezon bizim için iyi başlamamıştı; lige erken havlu atmıştık; ama aralık ayı sonrası hafif olumlu yönde kıpırdanmalar başlamıştı takımda. kupada da yolumuza devam ediyorduk. bu arada o dönem kötü halimizle bile oynadığımız oyun, son yıllardaki oyunumuzla kıyaslanırsa manchester city seviyesinde kalır.
fenerbahçe ise tarihinin en formda dönemlerinden birini yaşıyordu. son 13 maçında 12 galibiyet 1 beraberlik almış, 33 gol atıp sadece 5 gol yemişti. yeni açıktaydım o maç ve çevremdekiler 10 gün öncesinde fenerbahçe'nin beşiktaş'ı deplasmanda yendiği maçta boliç'in daha birinci dakikada attığı golü konuşuyordu -ki çok dominant bir goldü- ve herkesin çekincesi gözlerinden okunuyordu.
balçık sahada çok iyi oynadık; 2-0 kazandık. ''ölümüzle bile feneri yendik*'' tezahuratı yapılmaya başlanmıştı takip eden maçlarda; kupa finali için fener'i tekrar sami yen'e beklerken ''ayva çiçek açmış'' söylüyorduk. o moralle sezon bizim için güzel devam etti; fener'i kupa finalinin ilk ayağında yine yendik ve kadıköy'de kupayı kaldırdık. takımın 1994-95 sezonunda antep, samsun, antalya üçlemesi sonrası dağılan morali yerine gelmişti. fatih terim gelmeyecek olsa* eminim sounessla yola devam edilecekti.
benzer durum 23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçında mevcut. lige havlu atmış bir galatasaray ve tarihinin en iyi serilerinden birini yaşayan rakip.
yalnız belirtmek isterim ki, 1996 senesindeki takımımızın çoğu kendini ispat etmiş, daha bir sene öncesinde şampiyonlar liginde dev rakiplerine kök söktürmüş oyunculardan oluşuyordu; sadece güven kaybı oluşmuştu; tekrar toparlanacağımızı biliyorduk.
bugünkü durumumuz hakkında ise pek yorum yapmak istemiyorum; hepimiz her şeyin farkındayız; uzun konuşmaya gerek yok bu konuda diye düşünüyorum.
yine de sporda oyuncuların moralinin yerine gelmesi, hatta seviye atlamaları çok ufak detaylara bakıyor zaman zaman. bir bakmışsınız kasımpaşa galibiyeti sonrası trabzon'u da yenip havayı değiştirmişiz.
bu umutla tribündeki yerimi alacağım karşılaşma olacaktır.
fenerbahçe ise tarihinin en formda dönemlerinden birini yaşıyordu. son 13 maçında 12 galibiyet 1 beraberlik almış, 33 gol atıp sadece 5 gol yemişti. yeni açıktaydım o maç ve çevremdekiler 10 gün öncesinde fenerbahçe'nin beşiktaş'ı deplasmanda yendiği maçta boliç'in daha birinci dakikada attığı golü konuşuyordu -ki çok dominant bir goldü- ve herkesin çekincesi gözlerinden okunuyordu.
balçık sahada çok iyi oynadık; 2-0 kazandık. ''ölümüzle bile feneri yendik*'' tezahuratı yapılmaya başlanmıştı takip eden maçlarda; kupa finali için fener'i tekrar sami yen'e beklerken ''ayva çiçek açmış'' söylüyorduk. o moralle sezon bizim için güzel devam etti; fener'i kupa finalinin ilk ayağında yine yendik ve kadıköy'de kupayı kaldırdık. takımın 1994-95 sezonunda antep, samsun, antalya üçlemesi sonrası dağılan morali yerine gelmişti. fatih terim gelmeyecek olsa* eminim sounessla yola devam edilecekti.
benzer durum 23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçında mevcut. lige havlu atmış bir galatasaray ve tarihinin en iyi serilerinden birini yaşayan rakip.
yalnız belirtmek isterim ki, 1996 senesindeki takımımızın çoğu kendini ispat etmiş, daha bir sene öncesinde şampiyonlar liginde dev rakiplerine kök söktürmüş oyunculardan oluşuyordu; sadece güven kaybı oluşmuştu; tekrar toparlanacağımızı biliyorduk.
bugünkü durumumuz hakkında ise pek yorum yapmak istemiyorum; hepimiz her şeyin farkındayız; uzun konuşmaya gerek yok bu konuda diye düşünüyorum.
yine de sporda oyuncuların moralinin yerine gelmesi, hatta seviye atlamaları çok ufak detaylara bakıyor zaman zaman. bir bakmışsınız kasımpaşa galibiyeti sonrası trabzon'u da yenip havayı değiştirmişiz.
bu umutla tribündeki yerimi alacağım karşılaşma olacaktır.