8
başka bir gerçeklikte ne olacağını bilmek elbette mümkün değil ama terimsiz galatasaray, olsa olsa bu günün beşiktaş’ı kadar olurdu. sizlere burası galatasaray, burada başarısızlık kabul edilemezi aşılayan da, dilinize aslolan galatasaray’ı dolayan da terim’in ta kendisidir. bu sezon özelinde koyduğunuz başarı kıstasını doğru bulmuyorum bu yüzden de hocayı başarısız olarak nitelendiremiyorum. her ne olursa olsun ilerleyen günlerde oyunun skora dönebileceğine emindim aynı şeyleri defalarca yazıp hiçbir şeyi değiştiremediğim için daha fazla argüman sunacak takatim kalmadı, siz beni futbol cahili sayın.
galatasaray’ı ben fatih terim’le tanıdım. 90’ların başında doğmuş ve ailesinde tek futbol sever olmayan bir kardeşiniz olarak galatasaray’la ağlayıp güldüm senelerce. bu gün galatasaraylı oluşumu terim’e borçlu değilim diyen yaşıtlarım yalan söylüyordur. tevfik fikret’i, gülbaba’yı metin oktay’ı dahası galatasaray’ın kendisini başında fatih hoca varken tanıdım o yüzden burada “duygusal taraftar” demeniz beni üzmez aksine mutlu eder hem futbol taraftarlığının özü duygusallık değil midir? kendimi bildim bileli zamanımı, oldukça paramı kısaca her şeyimi veriyorum galatasaray’a, bir kuruş menfaat gözetmeden. ben profesyonel olmak zorunda değilim tabii ki duygularımla hareket edeceğim. orada başkan var, hoca var onlar profesyonel olabilir. tabii ki çeyrek asırdır hayatımda olan, gitse de dönmesi umudunu taşıdığım hocamın gidişine üzüleceğim çünkü bunun son olduğunun farkındayım. duygusallık realitenin ta kendisidir her şeyi fayda-zarar sığlığına sıkıştırırsanız 22 kişinin top peşinde koştuğu ve teknik olarak size zerre faydası olmayan futbolu da izlememeniz gerek.
işin özü şirket yönetmiyorum, devlet idare etmiyorum altı üstü taraftarım ben. duygularımla sevip içselleştirdiğim takıma da duygusal yaklaşmayacaksam, duygularımı bir tarafa bırakıp aklımı kullanacaksam gider arap sermayesinin köpeği olmuş takımların taraftarı olurum hiç olmazsa kafam rahat eder.
galatasaray’ı ben fatih terim’le tanıdım. 90’ların başında doğmuş ve ailesinde tek futbol sever olmayan bir kardeşiniz olarak galatasaray’la ağlayıp güldüm senelerce. bu gün galatasaraylı oluşumu terim’e borçlu değilim diyen yaşıtlarım yalan söylüyordur. tevfik fikret’i, gülbaba’yı metin oktay’ı dahası galatasaray’ın kendisini başında fatih hoca varken tanıdım o yüzden burada “duygusal taraftar” demeniz beni üzmez aksine mutlu eder hem futbol taraftarlığının özü duygusallık değil midir? kendimi bildim bileli zamanımı, oldukça paramı kısaca her şeyimi veriyorum galatasaray’a, bir kuruş menfaat gözetmeden. ben profesyonel olmak zorunda değilim tabii ki duygularımla hareket edeceğim. orada başkan var, hoca var onlar profesyonel olabilir. tabii ki çeyrek asırdır hayatımda olan, gitse de dönmesi umudunu taşıdığım hocamın gidişine üzüleceğim çünkü bunun son olduğunun farkındayım. duygusallık realitenin ta kendisidir her şeyi fayda-zarar sığlığına sıkıştırırsanız 22 kişinin top peşinde koştuğu ve teknik olarak size zerre faydası olmayan futbolu da izlememeniz gerek.
işin özü şirket yönetmiyorum, devlet idare etmiyorum altı üstü taraftarım ben. duygularımla sevip içselleştirdiğim takıma da duygusal yaklaşmayacaksam, duygularımı bir tarafa bırakıp aklımı kullanacaksam gider arap sermayesinin köpeği olmuş takımların taraftarı olurum hiç olmazsa kafam rahat eder.