254
düşüncelerimi yazı ile söylemekte zorlanan birisiyim ve daha çok konuşarak anlatabiliyorum. geçen günlerde galatasaray futbol takımının süper lig’de ki kötü gidişatının sebeplerinden birisine değinnek istemiştim. ama bütün düşüncelerimi aktaramamıştım.
bu sabah hürriyet gazetesinde zeynep bilgehan tarafından 2012 yılında yazılan makaleye denk geldim. çok güzel de bir örnek vererek çok düşünmenin zararlarını anlatmış.
https://www.hurriyet.com.tr/...yede-iyiyim-20771599
galatasaray’ın kasım ayından bugüne kadar yaşadığı en büyük sorun tamamen bundan ibaret. djokovic-federer örneğini 9 maçtır yaşıyoruz. gol atmayı o kadar çok düşünüyor ve stres altına giriyoruz ki asıl amaç futbol oynamaktan çıkıyoruz. peki bu sırada rakiplerimiz ne yapıyor ? tıpkı djokovic gibi ne olacaksa olsun vuruşları yapıyor.
dün süleymanov’un attığı gol, yunus’un attığı 2 gol, crespo’nun artığı gol, emrah başsan’ın attığı gol, bertolacci’nin attığı gol. hepsi ne olacaksa olsun vuruşları. şut gol olmasa bile üzerimde baskı olmayacak vuruşları. bu şutları da hocamız her seferinde kalemize gelen ilk şut gol oluyor diye yorumluyor. evet doğru kalemize gelen ilk şut hep gol oluyor. çünkü rakipler sürekli bu düşünce ile ilk şutlarını çekiyor.
haftaya hatayspor ile maçımız var. ömer erdoğan 1 hafta boyunca oyuncularına galatasaray’ın defanstan çıkarken hata yapacağını anlatacak. futbolcuları maç içerisinde bekleyecek. galatasaray hata yaptığı anda beyin otomatikman onları uyaracak ve 1 haftadır kafalarında olan senaryoyu gerçekleştirmek için vucüt büyük bir motivasyonla ileriye gidecek. bu kafa yapısında ki sporcu en tehlikeli sporcudur. neredeyse sonucundan emin bir pozisyonu bitirmek için bu futbolcu topluluğu bütün sınırlarını zorlayacak ve büyük ihtimal ile golü atacak. sonrasında fatih hocamız çıkıp yine ilk pozisyonda gol yedik diyecek.
bunun çözümü taktikten, motivasyondan, mücadeleden geçmiyor. tek bir çözümü var. o da seri galibiyetler almak. ne zaman galatasaray rayına oturur ve maç kazanmaya başlarsa rakipler için bu durum tersine döner. bizim de seri galibiyetler almamız için tek bir şans var. o da teknik ekip değişikliği. yeni bir hoca geldiğinde bizim oyuncu grubu da sıfırlanacak. ama fatih hoca ile devam eder ve bir an önce de seri galibiyetler alamazsak bir ileri iki geri şekilde sezonu 11. veya 12. bitiririz.
bu sabah hürriyet gazetesinde zeynep bilgehan tarafından 2012 yılında yazılan makaleye denk geldim. çok güzel de bir örnek vererek çok düşünmenin zararlarını anlatmış.
https://www.hurriyet.com.tr/...yede-iyiyim-20771599
galatasaray’ın kasım ayından bugüne kadar yaşadığı en büyük sorun tamamen bundan ibaret. djokovic-federer örneğini 9 maçtır yaşıyoruz. gol atmayı o kadar çok düşünüyor ve stres altına giriyoruz ki asıl amaç futbol oynamaktan çıkıyoruz. peki bu sırada rakiplerimiz ne yapıyor ? tıpkı djokovic gibi ne olacaksa olsun vuruşları yapıyor.
dün süleymanov’un attığı gol, yunus’un attığı 2 gol, crespo’nun artığı gol, emrah başsan’ın attığı gol, bertolacci’nin attığı gol. hepsi ne olacaksa olsun vuruşları. şut gol olmasa bile üzerimde baskı olmayacak vuruşları. bu şutları da hocamız her seferinde kalemize gelen ilk şut gol oluyor diye yorumluyor. evet doğru kalemize gelen ilk şut hep gol oluyor. çünkü rakipler sürekli bu düşünce ile ilk şutlarını çekiyor.
haftaya hatayspor ile maçımız var. ömer erdoğan 1 hafta boyunca oyuncularına galatasaray’ın defanstan çıkarken hata yapacağını anlatacak. futbolcuları maç içerisinde bekleyecek. galatasaray hata yaptığı anda beyin otomatikman onları uyaracak ve 1 haftadır kafalarında olan senaryoyu gerçekleştirmek için vucüt büyük bir motivasyonla ileriye gidecek. bu kafa yapısında ki sporcu en tehlikeli sporcudur. neredeyse sonucundan emin bir pozisyonu bitirmek için bu futbolcu topluluğu bütün sınırlarını zorlayacak ve büyük ihtimal ile golü atacak. sonrasında fatih hocamız çıkıp yine ilk pozisyonda gol yedik diyecek.
bunun çözümü taktikten, motivasyondan, mücadeleden geçmiyor. tek bir çözümü var. o da seri galibiyetler almak. ne zaman galatasaray rayına oturur ve maç kazanmaya başlarsa rakipler için bu durum tersine döner. bizim de seri galibiyetler almamız için tek bir şans var. o da teknik ekip değişikliği. yeni bir hoca geldiğinde bizim oyuncu grubu da sıfırlanacak. ama fatih hoca ile devam eder ve bir an önce de seri galibiyetler alamazsak bir ileri iki geri şekilde sezonu 11. veya 12. bitiririz.