4
memleketin en iyi zeminlerinden birini dört mevsim koruyabilen denizlispor yönetimi, denizlispor'un bank asya 1. lig'e şimdiden bileti hazırlaması sebebiyle artık bir önemi kalmayacak da olsa; imkan/çaba eğrisinde bir hayli yüksek bir grafik çizmiş, takdirimi kazanmıştır. kadir has, olimpiyat, saraçoğlu, inönü, avni aker ve zaman zaman ali sami yen gibi kalbur üstü(ne kalburuysa) stadlarda bile zeminlerin aldığı o utanç verici hal, tamam, türk futbolunun 1 numaralı sorunu değilse de, bu ligin dışarıya pazarlanmasına engeldir aga...
seyirci sorununa gelince... valla benim gördüğüm kadarıyla, ingiltere'de durum öyle green street hooligans'da çizildiği kadar toz pembe değil. ilgili başlıkta, ırkçılık, şiddet gibi konulara değinmiştim ama; bu destek mevzusu da farklı. yani herkes öyle sadece kendi şehrinin, mahallesinin takımını tutmuyor; büyüklerden birine de illa ki meyli var. yani biraz spesifikleşebiliyor durum; blackburn taraftarı bir elemanın, büyüklerden de manchester united'ı desteklediğine şahit olmadım, hafif kavgalı gibiler. ama illa bi arsenal, liverpool falan destekleyen oluyor. gördüğüm kadarıyla sadece blackburn taraftarı olan futbolsever azdı ama ondan da desteğini esirgemiyorlardı. blackburn'ü tribünden, arsenal'i ekran başından seviyorlardı; eşe dosta yakalanıp racona zeval getirme korkusu da vardı tabi... hele ispwich town, millwall gibi takımların taraftarı da olabildiğine ateşli ama tribünde "sadece" onları destekleyen, "sadece" o takımları tutan hiç yok...
yani demek istediğim; "herkes kendi coğrafi lokasyonunda bulunan sportif oluşumu desteklesin sadece; anti bizans!!1!" hezeyanlarına gerek yok, bulunduğun şehrin takımından da desteğini esirgemezsen oluyor bu iş... tabi orada kulüplerin store'lar falan çağ atlamış durumda, bildiğiniz gibi. zaten avuç içi kadar memleket, bir ucundan öbür ucuna birkaç saat; başka bir şehrin sokaklarında "ben doğma büyüme x şehirliyim ve gurur duyuyorum!" demeyi seviyorlar ve bunun en güzel yolu, o şehrin takımının resmi ürünleri. forma olur, t-shirt olur...
seyirci sorununa gelince... valla benim gördüğüm kadarıyla, ingiltere'de durum öyle green street hooligans'da çizildiği kadar toz pembe değil. ilgili başlıkta, ırkçılık, şiddet gibi konulara değinmiştim ama; bu destek mevzusu da farklı. yani herkes öyle sadece kendi şehrinin, mahallesinin takımını tutmuyor; büyüklerden birine de illa ki meyli var. yani biraz spesifikleşebiliyor durum; blackburn taraftarı bir elemanın, büyüklerden de manchester united'ı desteklediğine şahit olmadım, hafif kavgalı gibiler. ama illa bi arsenal, liverpool falan destekleyen oluyor. gördüğüm kadarıyla sadece blackburn taraftarı olan futbolsever azdı ama ondan da desteğini esirgemiyorlardı. blackburn'ü tribünden, arsenal'i ekran başından seviyorlardı; eşe dosta yakalanıp racona zeval getirme korkusu da vardı tabi... hele ispwich town, millwall gibi takımların taraftarı da olabildiğine ateşli ama tribünde "sadece" onları destekleyen, "sadece" o takımları tutan hiç yok...
yani demek istediğim; "herkes kendi coğrafi lokasyonunda bulunan sportif oluşumu desteklesin sadece; anti bizans!!1!" hezeyanlarına gerek yok, bulunduğun şehrin takımından da desteğini esirgemezsen oluyor bu iş... tabi orada kulüplerin store'lar falan çağ atlamış durumda, bildiğiniz gibi. zaten avuç içi kadar memleket, bir ucundan öbür ucuna birkaç saat; başka bir şehrin sokaklarında "ben doğma büyüme x şehirliyim ve gurur duyuyorum!" demeyi seviyorlar ve bunun en güzel yolu, o şehrin takımının resmi ürünleri. forma olur, t-shirt olur...