706
sözlükte ve diğer sosyal mecralarda fb ile dost(!) olduğu için eleştirilen yönetimdir. bu durum, içinde bulunduğumuz durumun en ciddi tespitlerinden biridir. özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla taraflar arasındaki düşmanlıko kadar artmış ki, inönü stadında yarı yarıya tribünlerin olduğu maçlardan neredeyse deplasman tribününün dahi olmadığı maçlara evrildik. burak elmas ve yönetiminin fb ile dost olması için öncelikle bir düşmanlığı bitirmesi gerekir. bu noktada taraftarlar arasında bir düşmanlık söz konusu olabilir, ancak mevcut yönetim ve temsilcilerden bağımsız asırlık çınarların, tüzel kişilerin birbirine düşman olduğunu iddia etmenin herhangi bir mantığı yok. bu kulüpler, biz istesek de istemesek de bizden önce var oldukları gibi bizden sonra da var olacaklar. ve bu kulüplerin; türk futbolu ve kendi ikballeri için ortak hareket etmesinde herhangi bir sakınca olmadığı gibi taraftarlar arasındaki bu düşmanca ortamın da kulüplere zarar verdiği aşikar.
bugün hemen hemen her sektörde birbiri ile rekabet eden şirketler, aynı zamanda piyasa gerektiğinde birlikte hareket etmesini de bilecek noktadadır. çünkü, amaç her zaman piyasadan en büyük pastayı almakla birlikte pastanın büyümesini de sağlamaktır. bugün ülkemizdeki futbol kulüplerinin en büyük gelir kaynağı yayıncı kuruluş, ancak her ay farklı bir takım taraftarları, rakipleri lehine hata yapıldığı gerekçesiyle boykot kampanyası başlatıyor ve böylece yayıncı kuruluş ile birlikte kulüpler kaybediyor. x bir şirket herhangi bir kulübe sponsor olduğunda hemen rakip takım taraftarları boykot kampanyası başlatıyor. bilinçsiz ve düşmanca yapılan tüm bu rekabetin sonucunda da herhangi bir kulüp değil tüm kulüpler kaybediyor. bu noktada, türk futbolunu ileriye götürecek ve futbol endüstrisini büyütecek herhangi bir adımın desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. kabul edelim ya da etmeyelim, son zamanlarda yarattığımız gerginlik, tüm kulüplere zarar veriyor. bu yanlıştan bir an önce dönerek rekabeti saha içinde yaşamanın herhangi bir kulüple dost olmak anlamına gelmediğini düşünüyorum. çünkü, gs burak elmasa, fb de ali koça indirgenemez.
bugün hemen hemen her sektörde birbiri ile rekabet eden şirketler, aynı zamanda piyasa gerektiğinde birlikte hareket etmesini de bilecek noktadadır. çünkü, amaç her zaman piyasadan en büyük pastayı almakla birlikte pastanın büyümesini de sağlamaktır. bugün ülkemizdeki futbol kulüplerinin en büyük gelir kaynağı yayıncı kuruluş, ancak her ay farklı bir takım taraftarları, rakipleri lehine hata yapıldığı gerekçesiyle boykot kampanyası başlatıyor ve böylece yayıncı kuruluş ile birlikte kulüpler kaybediyor. x bir şirket herhangi bir kulübe sponsor olduğunda hemen rakip takım taraftarları boykot kampanyası başlatıyor. bilinçsiz ve düşmanca yapılan tüm bu rekabetin sonucunda da herhangi bir kulüp değil tüm kulüpler kaybediyor. bu noktada, türk futbolunu ileriye götürecek ve futbol endüstrisini büyütecek herhangi bir adımın desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. kabul edelim ya da etmeyelim, son zamanlarda yarattığımız gerginlik, tüm kulüplere zarar veriyor. bu yanlıştan bir an önce dönerek rekabeti saha içinde yaşamanın herhangi bir kulüple dost olmak anlamına gelmediğini düşünüyorum. çünkü, gs burak elmasa, fb de ali koça indirgenemez.