• 457
    maç yazılarında takımı iki ayrı takım olarak incelemekten ben bıktım, ancak değerli hocamız fatih terim bıkmamış olacak ki yine kasımpaşa maçının aynısı oldu.

    yani trabzonlu oyunculara kasımpaşa forması giydirsek bire bir dejavu olacak. ama çaresiz yine ikiye ayırarak bulacağız farklarımızı. hatta üçe ayıracağız.

    öncelikle başlangıç - 35. dakika arasına bakacağız. oyun doğru mu?
    benim görüşümce eldeki kadro ile oyun doğru. kısa çıkmaktan vazgeçip uzun atıp rakip alsa bile doğru pres ile topa daha etkili gitmek. niketim golü de 20. dakikadaki rakip hatasından buldun. pres o kadar doğru ki rakibi hataya zorladın ve gol geldi. golün hemen peşine yine doğru pres ile pozisyon bulmaya devam ettin, yine hareketli oyunun nimetleri ile 2. golü de buldun.

    35 - 45 arası oyun doğru değil. bu noktada trabzonspor'un oyuncu değişiklikleri ile dinamizmi ve fizik gücünü arttırması etkili oldu. nitekim trabzon da bunun meyvesi olarak golü buldu.

    devre arası sonrasını ise literatüre ayrı bir oyun olarak sokacağım.

    45-90+ arası galatasaray ryan babel futbolu oynamaya başladı.

    bu artık apayrı bir kavram olarak futbol sözlüğüne eklenmeli. başka bir açıklaması yok bunun.

    ilk 35 dakika, hatta 45 dakika orta sahanın ilerisindeki herkes ne yapması gerektiğini bilip elinden geldiğince yapıyor ve oyunu doğru oynuyor. 2. yarı babel ile başlayınca bütün oyun şeması da değişiyor ileri uçta. her topa mutlaka dokunacak. muslera bile degajı merkeze yapıp orada pres yapmaktan vazgeçip babel'e yapıyor.

    dün maç içerisinde (dakikasını tam hatırlamıyorum not almamışım hastalıktan gözümü zor açıyordum ki halen de öyleyim. onu da belirtmiş olayım ciddi grip salgını var aman maskeye - mesafeye dikkat gözünüzü seveyim) sol tarafa bir top attık. ceza sahası ile taç çizgisi arasında kalan alana. babel aldı bu topu. bekliyor. ciddi bekledi bir 10 saniye falan, karşısındaki oyuncu da bekliyor. sonucunda topu van aanholt'a öyle bir oynadı ki van aanholt olsam küfür ederdim.

    babel futbolu topun çaresiz ryan babel'in ayağına gelmesi ile oynanan, durağan, rakip savunmanın sete oturmasına en hızlı hücum planında bile fazlasıyla zaman verilen ve oynayan takımın başarılı olmasının 2021 yılında mümkün olmadığı bir futboldur.

    peki biz neden inatla bunu oynuyoruz? bende yok cevabı. yani iyi oynayan takım babel ile neden bozulur? bulamıyorum.

    allah saklasın abdullah avcı olsam bu maçı baz alarak öyle bir ilk yarıdan sonra bana "terim ne yapsın istersin?" diye sorsalar "morutan çıksın babel girsin merkeze de emre kılınç sakatlanmış aytaç girerse tadından yenmez" derdim.

    anlamıyorum. maç sonunda da değerli hocamız "arda ve feghouli olsaydı" falan demiş. e hocam geçen seneki oyunu oynayacaktık madem babel - arda - feghouli ile biz neden morutan - cicaldau için yatırım yaptık? neden gençleşme çabası? almasaydık bunları babel - arda - feghouli ile oynasaydık madem öyle?

    çıldırmamak işten değil. morutan'ın defansif katkısı yokmuş. soruyorum babel'in ya da aytaç'ın ne gibi bir defansif katkısı oldu? hadi defansifi geçtim bak babel'i sol açığa alıyorsun ofansif ne katkısı oldu? cicaldau - halil ile 3'e 2 gidiyoruz babel soldan bindirse 3'e 3 olacağız ve büyük olasılıkla golle sonuçlanacak pozisyon beyimiz hareketlenmedi. çıldırdım ya televizyonun karşısında, halil topu kaybetti trabzon çıkarken kamera orta sahaya geldi ve işte orada. orta saha çizgisini yeni geçmiş, 2-3 adım belki rakip sahada. bi düşünün o pozisyonda morutan oyunda olsa idi ne olurdu?

    inanamıyorum. 2000 yılı uefa finali öncesi soyunma odasında "en iyi savunma, defans yapmak oyunu oynamaktır" diyen hocanın kilit açması ve ince işler yapması için aldığı oyuncunun yerine bu babel denilen sosyal medya fenomenliğinden başka işi kalmamış adamı sahaya atıp da maç sonunda da "morutan'ın defansif katkısı yoktu" demesini kafamda bir yere ben konduramıyorum.

    kazanırsın - kaybedersin bunlar futbolun doğal sonuçları. ki maçtan önce sorulsa beraberliği çoğumuz kabul ederdik. ama 2-0'ı bulduğun bir maçta saçma sapan hamleler yüzünden 2-2 olup puan bırakınca insan sorguluyor.

    işin en garip tarafı, en üzücü noktası, en sıkıntılı durumu ise şu: bu kadar yatırım yapılan takım x bir teknik direktörün elinde olsa ve bu sonuçlar çıkmış olsa "bu gitsin terim gelsin terim toparlar bu işi" deriz. şimdi ne yapacağız? evet terim toparlayacak bizi, evet bu kadroyu terim istedi ve kendisi kurdurdu. ama oyunculardan sürekli şikayet ediyor. mostafa mohammed'i ne kadar isteyerek aldırdı hepimiz biliyoruz, şimdi "oyuna yeterince katılmıyor" diyoruz. morutan'ı ne kadar istedi biliyoruz şimdi de "defansa yardım etmiyor" diyoruz. ne istiyoruz hocam tam olarak? ronaldo'yu getirsek ona da benzer şeyler söylerdin eminim ki. kimi getirelim sana? mbappe mi yetecek?

    eldekiler ile doğru oyunu kurmaya çalışacağımıza doğru olduğuna inandığımız oyuna eldekileri uydurmaya çalışıyoruz, uymayınca da "bunun şu yönü kötü, şunun şu yönü eksik, bu oyuncu ile olmaz şunu alalım" dönüp duruyoruz. hocam olmuyor, olmuyor, ol-mu-yor! senin elindeki takım ilk 35'teki oyunu oynar, son 10 dakikada yedi mi? yesin, ikinci yarıya inanarak aynı takımla çık. bırak çocuklar 2 daha atsın 75'e kadar, sonra ne yapıyorsan yap.

    bak uzun oynadın, önde bastın ilk yarıda "bizi kesin yener" dediğimiz trabzon'a 2 yaptın. vazgeçme işte bundan.

    bilmiyorum nasıl olacak, umut var sürece güveniyorum ancak hem umudum hem güvenim 45'te kenarda babel'i görünce kayboluyor. taraftarla adeta dalga geçen hiç bir katkı sunamayacak bomboş bir ismin her maç en az 45 oynaması inanın ağrıma gidiyor.

    hocam umarım sen de görürsün artık. babel bırak senin istediklerini, futbolun temel istediklerini bile yapmaktan artık çok uzak. geçen seneki o 2-3 haftalık futbolu aldatmasın seni, sırf euro'ya gidebilmek ve son bir transfer koparabilmek için oynadı bu adam. bir daha bunun benzeri bir futbolu asla ama asla oynamaz çünkü o da farkında kariyerinin sonu bu sezon. belki katar - çin falan ama ciddi kariyerinin sonunda. hiç kimsenin kendisine "bedavaya oynarım" dese bile talip olmayacağının farkında. ne olur vazgeç şu adamdan, umutlarımızı bitirme.
App Store'dan indirin Google Play'den alın