5
iyi yapıldığında açık ara şampiyon, vasat yapıldığında şampiyon yapan beceridir. çok çalışmaya dayalıdır. öyle adam yiyen, önde basan vs artık modern futbolda yeri olmayan çağdışı kavramlarla oturtulabilecek bir kavram değildir. adı üstünde “ takım “ savunmasıdır ve maalesef gün itibari ile galatasaray futbol takımının burada karne notu düşüktür. futbola dair çok geniş ve girift bir kavram haritası vardır bu başlığın altında. en başta saha parselasyonu, kademe anlayışı, pozisyon bilgisi, pas tercihleri ve becerisi gelir. tabi bunların hepsini yapabilmek için de kaliteli futbolculara sahip olmak lazım. bunu avrupa’da an itibariyle en iyi yapan chelsea ve real madrid. türkiye’de ise hücum yönü biraz doğaçlama kalsa da geçen seneden ( 2021-22 ) beri yeni malatyaspor, 1 puanın yettiği maçlarda antalyaspor, güçlendiren beşiktaş ve bu sezon itibariyle fenerbahçe.
ne yazıkki bu şablonu ve ilintili oyunu galatasaray fatih terim’li yıllarda ortaya çıkarmakta zorlanıyor. aklıma ilk gelen en yakın örnek 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçının hemen başında rakip kaleci ertuğrul ayağıyla o esnada orta saha çizgisi civarında topu bekleyen sağ açık yusuf erdoğan’a pas attığında o bölgeyi savunmakla yükümlü van aanholt ile kerem aktürkoğlu arasındaki 40 metrelik mesafe geldi. maalesef iki oyuncu da hücumu benimseyen ve pozisyon kaybı yaşayan oyuncular. takım savunmasında ciddi zaaflara sebep veriyorlar. zira 26 ağustos galatasaray randers, 23 ağustos galatasaray hatayspor, 12 ağustos st johnston galatasaray, 28 temmuz galatasaray psv ve 21 ağustos psv galatasaray maçlarının tamamında bu yönden gelen araklarda topu filelerimizden çıkarmışız. ancak bunun çözümü de bu iki oyuncunun yerine babel ve ömer bayram’ın girmesi asla olmamalıdır. kasımpaşa karşısında yine sol tarafımızda maçın sonlarında kalemizde yaşanan tehlikeyi ömer bayram gelişigüzel taca doğru uzaklaştırırken ne yazıkki oyuna henüz dahil olmuş babel daha yeni yeni orta saha çizgisinde yürüyerek bir zahmet kendi sahasına geliyordu.
burada kalecinin de rolü çok önemli elbette. artık galatasaray’a karşı oynayan tüm takımlar topun muslera ve luyindama’dan oyuna sokulması üzerine tüm planlarını kurguluyor. berkan’a cicaldau varken yapılamayan baskı taylan’ın girişiyle hat safhaya çıkıyor. çünkü taylan, cica gibi oyunu okuyabilen bir görüşe sahip değil maalesef. nellson’a veya berkan’a neredeyse adam adama baskı yapılırken luyi ve muslera bir plan dahilinde serbest bırakılıyor. özellikle muslera sezona kötü başlamasının da etkisiyle olsa gerek özgüven sorunu yaşıyor artık maç içinde. zorla kazandığımız topları rahat pozisyonda bile ya taca atıyor ya da rakibe.
oyun devam ederken teknik olarak yapışan yanlış müdahaleler de galatasaray’ın savunmasını güçlendirmek yerine düşürüyor. hoca bu konuda çağdaşlarının çok gerisinde. futbolun çok boyutlu bir şekilde hızla değiştiğini anlamıyor ve buna haliyle ayak uyduramıyor. farklı senaryolar gösterse de neredeyse her maç oyuna aynı oyuncuları sokup çıkarması oyunu okumakta zorlandığını gösteriyor. bunda mutlaka tff’nin dayatmasıyla gelen bir garip “ yabancı kuralı “ etkisi göz ardı edilemez ancak teknik idarenin tümden bu konuda a,b,c planlarının olması lazım. örneğin feghouli, falcao, babel ve dahi arda ile toplu bir oyun oynanamayacağını; yaşı ilerlemiş ve doymuş olan bu futbolcuların altaylı cebrail’i, malatyasporlu mustafa eskihallaç’ı ya da giresunsporlu hüsamettin’i kovalayamayacağı herkesin malumu. maalesef berkan kutlu gibi “hamal” diye tabir edilen futbolcuların bile 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçının 2. yarısındaki vücut dili kopuk futbolun, kendisi iki rakiple boğuşurken-yırtınırken hemen yanında onu yürüyerek izleyen yardım etmeyen oyuna yeni girmiş takım arkadaşlarının oluşturduğu bıkkınlık el kol hareketlerine yansımaya başlıyor. iyi ve mücadele eden futbolcunun emeğini, kötü ve yürüyen futbolcunun vurdumduymazlığına kurban eden bir savunma anlayışımız var.
ne yazıkki bu şablonu ve ilintili oyunu galatasaray fatih terim’li yıllarda ortaya çıkarmakta zorlanıyor. aklıma ilk gelen en yakın örnek 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçının hemen başında rakip kaleci ertuğrul ayağıyla o esnada orta saha çizgisi civarında topu bekleyen sağ açık yusuf erdoğan’a pas attığında o bölgeyi savunmakla yükümlü van aanholt ile kerem aktürkoğlu arasındaki 40 metrelik mesafe geldi. maalesef iki oyuncu da hücumu benimseyen ve pozisyon kaybı yaşayan oyuncular. takım savunmasında ciddi zaaflara sebep veriyorlar. zira 26 ağustos galatasaray randers, 23 ağustos galatasaray hatayspor, 12 ağustos st johnston galatasaray, 28 temmuz galatasaray psv ve 21 ağustos psv galatasaray maçlarının tamamında bu yönden gelen araklarda topu filelerimizden çıkarmışız. ancak bunun çözümü de bu iki oyuncunun yerine babel ve ömer bayram’ın girmesi asla olmamalıdır. kasımpaşa karşısında yine sol tarafımızda maçın sonlarında kalemizde yaşanan tehlikeyi ömer bayram gelişigüzel taca doğru uzaklaştırırken ne yazıkki oyuna henüz dahil olmuş babel daha yeni yeni orta saha çizgisinde yürüyerek bir zahmet kendi sahasına geliyordu.
burada kalecinin de rolü çok önemli elbette. artık galatasaray’a karşı oynayan tüm takımlar topun muslera ve luyindama’dan oyuna sokulması üzerine tüm planlarını kurguluyor. berkan’a cicaldau varken yapılamayan baskı taylan’ın girişiyle hat safhaya çıkıyor. çünkü taylan, cica gibi oyunu okuyabilen bir görüşe sahip değil maalesef. nellson’a veya berkan’a neredeyse adam adama baskı yapılırken luyi ve muslera bir plan dahilinde serbest bırakılıyor. özellikle muslera sezona kötü başlamasının da etkisiyle olsa gerek özgüven sorunu yaşıyor artık maç içinde. zorla kazandığımız topları rahat pozisyonda bile ya taca atıyor ya da rakibe.
oyun devam ederken teknik olarak yapışan yanlış müdahaleler de galatasaray’ın savunmasını güçlendirmek yerine düşürüyor. hoca bu konuda çağdaşlarının çok gerisinde. futbolun çok boyutlu bir şekilde hızla değiştiğini anlamıyor ve buna haliyle ayak uyduramıyor. farklı senaryolar gösterse de neredeyse her maç oyuna aynı oyuncuları sokup çıkarması oyunu okumakta zorlandığını gösteriyor. bunda mutlaka tff’nin dayatmasıyla gelen bir garip “ yabancı kuralı “ etkisi göz ardı edilemez ancak teknik idarenin tümden bu konuda a,b,c planlarının olması lazım. örneğin feghouli, falcao, babel ve dahi arda ile toplu bir oyun oynanamayacağını; yaşı ilerlemiş ve doymuş olan bu futbolcuların altaylı cebrail’i, malatyasporlu mustafa eskihallaç’ı ya da giresunsporlu hüsamettin’i kovalayamayacağı herkesin malumu. maalesef berkan kutlu gibi “hamal” diye tabir edilen futbolcuların bile 29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçının 2. yarısındaki vücut dili kopuk futbolun, kendisi iki rakiple boğuşurken-yırtınırken hemen yanında onu yürüyerek izleyen yardım etmeyen oyuna yeni girmiş takım arkadaşlarının oluşturduğu bıkkınlık el kol hareketlerine yansımaya başlıyor. iyi ve mücadele eden futbolcunun emeğini, kötü ve yürüyen futbolcunun vurdumduymazlığına kurban eden bir savunma anlayışımız var.